Gelenek ikinci yılına daha canlı ve doyurucu bir içerikle başlasın istedik; elinizdeki 13. kitabımızda bunu gerçekleştirmeye çalıştık. Beğenileceğini umuyoruz…
Gelenek ‘in okurların eline çok geç ulaştığına ilişkin yakınmalarla karşılaşıyoruz. Bu gecikmelerde kendi payımızı en aza indirmek amacıyla kitabın hazırlanış sürecine bu kez daha titiz yaklaştık. Bu nedenle, seçim sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme bu kitabımızda yer alamıyor.
Yeni kitabımızla birlikte Metin Çulhaoğlu ile Cemal Hekimoğlu her ay kendi köşelerinden sizlere kısaca seslenecekler. Her kitabımızda belirli bir konuyu ön plana alma ilkemizi gene sürdüreceğiz; ancak, hedeflerimizden biri, kitaplarımızdaki konu ve değinme çeşitliliğini artırmak. Bu alanda zamanla daha doyurucu olmayı umuyoruz.
“Gelenek Gündemi” TKP ve TİP’in son aylarda güncellik kazanan yeni ve ortak programlarını konu alıyor. Çulhaoğlu’nun yazısı “Solda Durum Saptaması ve Perspektifler” gene aynı olayı, bu kez program çerçevesinin dışında, gene bir süreç olarak değerlendiriyor. “Ekim’den Ne Öğreniyorlar?” ise Aydın Giritli’nin yazısı. Giritli, geçtiğimiz ay Ekim Devrimi’nin 70. yılı dolayısıyla Gün dergisinde yer alan kimi yazılara eleştiri yöneltiyor.
“İktisat ve Yöntem Üzerine” M. Akın Dalman’ın, “İki Mücadele ve Siyasal Sistemin Oluşumu” ise Mehmet Kıvanç’ın yazıları. Dalman batıda burjuva ve “marksist” iktisadın yaşadığı tükenişe değindikten sonra Türkiye’ye dönüyor. Yazı, Türkiye’de sol kesimde ağırlığını duyuran iktisat yaklaşımının ancak bir “Kemalist Keynesyencilik” olarak nitelenebileceğini vurguluyor ve marksist iktisat geleneğindeki boşluğa dikkat çekiyor. Mehmet Kıvanç’ın Kurtuluş Savaşı yıllarına ilişkin yazısında öncelikle vurgulanan, milli mücadelenin tam anlamda bir iç siyasal mücadele ile birlikte ve içiçe yürüdüğü noktası…
“Türkiye’den Dünyaya” başlığı altında her ay dış politika ağırlıklı değinmelerini okuyacağınız Hekimoğlu’nun yazısından sonra, Ayşe Ümit Köprülü’nün Şili’deki mücadele sürecine ilişkin bir değerlendirmesi yer alıyor: “Şili: Mücadele Hangi Noktada?”. Köprülü’nün yazısı Şili’ye ilişkin olarak yeni solun açmazları ile geleneksel solun eksikliklerine değiniyor.
Son bölümdeki yazılardan ilki E. Esin Bozoğlu’nun: “Su da Yanar: Ya Kuşaklar ve Umutlar?”. Bozoğlu’nun tartışılan filme yaklaşımında kimi sinemasal eksikliklerle birlikte “kuşaklar” sorunu hareket noktasını oluşturuyor. Son olarak “Tutunamayan: Disconnectus Erectus”da Sema Elbeyli romancı Oğuz Atay’ın ve “Tutunamayanlar”ın özellikle 1980 sonrası “tutulma” nedenlerine değiniyor.
Yeni yılınızı bugünden kutluyoruz.
1988’in, Türkiye’nin geleceği açısından olumlu gelişmelere tanık olacağına inanıyoruz.
Yeni yılın ilk ayında buluşma dileğiyle…