88’e “merhaba” derken okurlarımızın, dostlarımızın yeni yılını kutluyoruz. 88’in, hep birlikte uğraş verdiğimiz hedefleri yakınlaştırması dileğiyle…
Bu kitabımızdaki “Gündem” doğal olarak, bir önceki kitabımızda yer veremediğimiz seçim sonuçlarına ve yakın geleceğin kimi politik perspektiflerine ilişkin. 87 Kasım ayının sonunda Türkiye’de “olabilecek olan” neyse, o oldu. Önemli olan, bundan sonrasının gelişmeleri. Seçimlere ve gündemdeki politik konulara ilişkin iki yazıya yer veriyoruz.
Demokrasi, Faşizm ve İktidar; bu kitabımızın ana başlığı. Türkiye solunun en çok demokrasiden söz ettiğini hep biliyoruz. Metin Çulhaoğlu’nun kısa yazısı “Demokrasi Sorunu ve Nihai Hedef üzerine” zaman zaman oldukça yersiz kuşku ve eleştirilere neden olan bir konuya açıklık getirme amacını taşıyor. Özetle şu: Nihai hedefin, sosyalizmin vurgulanması, sosyalistleri güncel görevlerinden alıkoyan bir olumsuz yan işleve sahip midir Çulhaoğlu’nun yazısı, genel hatlarıyla bu konuya değiniyor.
“Jakobenizm ve Siyaseti Sevmek” Levent Ertuğrul’un çalışması. Gelenek’in jakobenizm üzerinde yeniden durmasının kuşkusuz önemli nedenleri var: Bir yanda Jakobenlik payesini önüne gelene sorumsuzca dağıtanlar, öte yandan belki de neyi reddettiklerinin farkında bile olmadan aynı pratiğe karşı çıkanlar, konunun yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Aynı konularla bağlantılı bir başka yazı ise Nevzat L. Taşçı’nın: “Ekim İktidar ve Azınlık”. Taşçı’nın yazısı, Ekim Devrimi’nin ve Lenin’in çalışmalarının her niyete yenilen bir muz olduğunu düşünenler için yeni bir uyarı niteliği taşıyor Aydın Giritli’nin 13. kitabımızda değindiği noktalar bu yazıda açılıyor. Temel itiraz. Lenin’in düşüncesinin ve Ekim’in özünün basit bir “çoğulculuk” ya da “demokratlık” çerçevesinde görülmesine yöneliyor.
Cengiz Uygur’un faşizme ilişkin çalışmasının bu kitabımızda yer alan bölümü ekonomiye ilişkin: “Faşizmin Ekonomi Politiği”. Uygur’un çalışması faşizmin kendine özgü, başka kapitalist modellerden kategorik farklılık gösteren bir ekonomik temeli olmadığını vurguluyor ve “en…” ile başlayan tanımlamaları bir kez daha sorguluyor.
İlk kez önceki kitabımızda yer verdiğimiz, Çulhaoğlu ve Hekimoğlu’nun güncel değinmeleri bu kitabımızda da yer alıyor.
Bu kitabımızda iki kısa değinme daha yer alıyor. Gökhan Tekin 1980’den bu yana aralıksız süren ve elele giden şiddet ve baskılar ile son örneğini adeta “dehşetle” yaşadığımız ekonomik önlemlerin kitlelerin belleğinde ve bilincinde mutlaka önemli birikimler yaratacağını savunuyor. İbrahim Şeker ise, sol siyasette, çok kullanılan bir deyişle “papaza kızıp oruç bozan” ilkel bir tutuma kısaca değiniyor: “Bir İngiltere Vardı…”
Okurlarımıza yapacağımız bir duyuru da şu: Kitap Dizimizin sürekli yazarlarından Metin Çulhaoğlu’nun ayn bir çalışması bu ay içerisinde kitap olarak yayınlanacak. Çulhaoğlu’nun çalışması “Bir Mirasın Güncelliği: Tarih, Türkiye, Sosyalizm” başlığını taşıyor.
Şubat kitabımızda yeniden birlikte olma umuduyla…