Gelenek dizisinde bazı yenilikler olacağı haberini önceki kitabımızda vermiştik. Birincisi, diziyi bundan böyle iki aylık periyotlarla yayınlayacağız. Kitaplarımızın hacminin daha geniş, içeriğinin de teorik yoğunluk anlamında daha zengin olmasını hedefliyoruz. 13. kitaptan bu yana Metin Çulhaoğlu ve Cemal Hekimoğlu’nun sürekli kaleme aldıkları kısa yazılar 22. kitapta yer almıyor. Çulhaoğlu ve Hekimoğlu “Gelenek’den Geleceğe” ve “Türkiye’den Dünyaya”yı yine sürekli katkıda bulunacakları bir diğer yayında “köşe yazıları” olarak sürdürecekler. Evet, Gelenek‘in 22. kitabıyla aynı tarihlerde aylık bir gazete, Siyaset yayın hayatına giriyor.
Gelenek‘in ilk kitabı Kasım 1986’da yayınlanmıştı. Elinizdeki kitabımızın bir özelliği de Gelenek’in tam ikinci yılına denk düşmesi. İlk yazı, bu iki yıllık yayın yaşantısına toplu bir değerlendirme getirmeyi hedefliyor. Bu anlamda bu kitabın “Okurlarla” bölümü ilk yazıyla sürüyor…
Ana konumuz, Türkiye’de gençlik hareketi. Bu çerçevede birinci çalışma Hikmet Seçkinoğlu’na ait. Seçkinoğlu “Sol Siyasette Gençlik” yazısında hareketin ülkemizdeki tarihine ilişkin kısa bir panorama çizdikten sonra, gençlik kesiminin genel sosyalist politika açısından yeri, sosyalist örgüt-gençlik hareketi ilişkisi gibi konularda önemli noktaları ele alıyor. Konuyla ilgili diğer yazılarda da gözlemleyebileceğimiz bir perspektifi Seçkinoğlu “gençlik hareketinin teorik ve örgütsel konumlanışı, organik bir bağ olsun olmasın, genel olarak sol harekete tabidir” ifadesiyle dile getiriyor.
Arif Tunçel’in çalışması ise dünyada ve Türkiye’de gençlik hareketi için son derece kritik önem taşıyan bir dönem ve deneyim üzerine: 1968 olayları. Gelenek‘de ilk kez imzası yeralan arkadaşımızın yazısı Türkiye 68’ini değerlendirirken hareketin Avrupa’da aldığı biçimlerle karşılaştırmalar yapma olanağını da sunuyor.
Ana konunun üçüncü çalışmasında Cem Gönenç 1980 sonrası gençlik hareketlerini ele alıyor. Gönenç özellikle 84’den başlayarak yeniden gelişen hareketin, nesnel bir bakış için fazla genç olduğu kaydını düşerek, alt dönemlemelere gitmeyi ve değişik kesimlerce izlenen politikaları değerlendirmeyi deniyor.
Son olarak Cengiz Uygur, yayınlanalı yeterince uzun bir süre geçmekle birlikte layık olduğu ilgiyi görmemiş bir kitap çalışmasını değerlendiriyor. Uygur’un tartıştığı kitap A.Ural ve H.Zeki’nin Yeni Aşama yayınlarından çıkan Gençliğin Akademik ve Siyasi Mücadelesi başlıklı çalışmaları.
Ana konumuzun dışındaki yazıların ilki Eylül kitabımızda yayınlamayı hedeflediğimiz ancak sayfa sınırlılığı nedeniyle yer veremediğimiz bir çalışma: Faik Biçer, Serap Biçer ve Servet Ulusoy’un birlikte hazırladıkları yazı, Marksizm’in klasik üç kitabını, özel olarak da 1848 devrimleri dönemine ilişkin tartışmaları konu alıyor.
Konuk yazarımız Ahmet Hamdi, bu kitabımıza II. Meşrutiyet ve 31 Mart olayları konulu bir çalışmayla katkıda bulunuyor. Hamdi, yazının başlığından da anlaşılacağı gibi, İttihat ve Terakki hareketinin yükselişini ve dönemi, 19. yüzyılın ikinci yarısından I. Dünya Savaşı’na, kapitalist dünya sisteminin politikaları ve çelişkileri ekseninde ele alıyor. Yazı, dar anlamda bir tarih çalışmasının ötesine geçerek sol hareketin perspektif düzeyinde yerleşik yaklaşımlarına ve tarih yorumlarına eleştirel göndermeler içeriyor.
Bu kitabımızın ikinci konuk yazan Temel Demirer. Demirer’in yazısı son yıllarda ülkemizde belirli bir ilgi toplayan kadın sorununu ve bu bağlamdaki değişik ve hatalı yaklaşımları konu alıyor.
Bunu izleyen yazı, Gelenek‘de şimdiye dek yer almayan bir türden. Bugünlerde 10. yılını doldurduğumuz bir belgeyi sunuyoruz: 1978 yılında TİP Ankara İl Kongresi’ne sunulan ve Metin Çulhaoğlu, Candan Baysan ve İlhan Akalın’ın imzalarını taşıyan “karşı oy” yazısı. Bu belgenin, kitap dizimizde bugüne dek geleneksel sola ilişkin geliştirilen değerlendirmeleri bütünleyeceğine inanıyoruz. İkinci olarak da TİP’nin varlığının çok kısa süre önce son bulmuş olması ve bu kesimin çeşitli niteliklerinin solun tartışma gündemine girmesi nedeniyle, güncel önem taşıdığını da düşünüyoruz.
Kitap, birkaç aydır alışılan biçimde bir polemik yazısıyla son buluyor. Serdar Aydın, İktidar Yolu dergisinin Gelenek‘e yönelttiği eleştirileri yanıtlarken, bu boyutu aşarak söz konusu derginin toplu bir değerlendirmesini de sunuyor.
En başta sizlere yeni bir gazetenin haberini ilettik. Haberini vermek istediğimiz iki gelişme daha var: Gelenek dizisinin 13-18 no.lu kitaplarını kapsayan 3. cilt hazırlanmış bulunuyor. Bununla aynı tarihlerde Cemal Hekimoğlu’nun bir kitap çalışması da dağıtıma girecek: Sovyet Dış Politikasında İlk Yıllar, Gelenek Yayınevi’nin dizimiz dışında yayınladığı ikinci kitap olacak. Hekimoğlu’nun bu çalışmasını kısa süre içinde bu kez II. Dünya Savaşını merkez alan bir diğer kitabının izleyeceğini de duyuralım.
“Okurlarla”yı bitirirken dikkatli okuyucularımıza teşekkür etmek istiyoruz. Okurlarımızdan A. Keskin’in dikkatimizi çektiği birkaç ayrıntı nokta oldu. Ayşe Ümit Köprülü’nün geçen kitabımızda yer alan “Nisan Tezlerinin Günümüzdeki Anlamı” başlıklı yazısındaki (3) no.lu alıntıya kaynak olarak Lenin, İki Taktik, s. 109 gösterilmiş. Sol Yayınları’ndan yapılan beşinci baskıda alıntının sayfa no.su 156’dır. Bu hatayı düzeltmek istiyoruz. Yazıda kısaltılarak aktarılan alıntının tümü şöyle: “Bir başka deyişle demokratik burjuvazi ya da küçük burjuvazi, bir adım daha attığında yalnız devrim değil, devrimin kesin zaferi de kesin bir olgu haline geldiğinde (belki de yeni ve geleceğin Martinovlarının dehşet çığlıkları arasında) demokratik diktatörlük sloganını proletaryanın sosyalist diktatörlüğü, yani eksiksiz bir sosyalist devrim sloganı ile değiştireceğiz.”
Okuyucumuz, pasajın içeriğinin zorlanmış olması konusunda sanırız tatmin olacaktır. Aynı mektupta değinilen, alıntılardaki terminoloji sorunlarının ise çeviri farklılıklarından kaynaklandığını düşünüyoruz.
Bir sonraki kitabımızın yeni yılın başında elinize ulaşacağını hatırlatırız…