Sağlık sorunu ABD’nin en büyük sorunlarından birisidir. Bu konuda insanlar her gün ne anlama geldiği belirsiz, yoruma açık verilere boğulurlar. Basının kullandığı verilerin ana kaynağı ise ABD hükümetinin sağlık düzeyine yönelik çıkardığı raporlardır. Hükümet raporları basın aracılığıyla toplumu rahatça yönlendirebilmektedir.
Amerikan hükümeti, ülkenin en önemli sağlık sorununun beyazlar ve siyahlar arasındaki farklılıktan kaynaklandığını ve çözümün de buradan geçtiğini belirtiyor. Raporlara göre, beyazlar için yaşam süresi 75.5 yıl iken, siyahlar için 69.5 yıl. Ölüm ve hastalanma oranları siyahlarda çok daha yüksek. 15 – 25 yaş arasındaki bir siyah gencin ölümü, Vietnam savaşı sırasında bir beyazın ölümüne eşit olasılıkta. Siyah bir aile, beyaz bir ailenin gelirinin yüzde 56’sını elde edebiliyor.
Amerikan burjuvazisi uzunca bir süredir, siyah-beyaz farklılaşmasını açıkça ifade etmekten kaçınmıyor. Geçen yüzyıldan farklı olarak, bir yandan iki ırk arasındaki uçurumdan dem vururken diğer yandan zenciler sempatik gösterilmeye çalışılıyor. Burjuvazi, toplumdaki kutuplaşmanın sınıfların değil, ırkların rengi çerçevesinde tartışılmasından gocunmuyor. Sistem, üniversiteyle, televizyonla, melek doktorlarıyla devletin tüm ideolojik aygıtlarını bu uğurda kullanmaktan çekinmeyerek şimdilik toplumun kanayan bir yarasının üzerine gitmiş görünüyor.
Evet, gerçekten başta siyahlar olmak üzere İspanyol kökenliler ve diğer azınlık gruplar arasında farklılıklar var. Ancak, sağlık sorunlarının ele alınmasında ırk farklılığı ana belirleyen değildir! Aynı ırktan olanlar sağlık hizmetlerinden farklı düzeyde yararlanabiliyorlar ve beyazların bir bölümü bazı siyahlardan daha kötü durumda bulunabiliyor.
Daha az gelir ve eğitim düzeyinde olan fabrika işçilerinin, bilgisayar operatörlerinin ve hizmet sektörünün daha fazla eğitim ve gelir düzeyine sahip olan profesyonel yöneticilere göre kalp hastalığından ölüm oranları daha yüksektir. Serebrovisküler hastalıklarından ölenler arasında yıllık geliri 25 bin doların altında olanlarla, eğitimi lise düzeyinin altında olanlar çoğunluğu oluşturmaktadır.
İstatistiklere sınıfsal açıdan bakıldığında uçurumun daha da büyük olduğu görülüyor ve Amerikan hükümetinin ırksal farklılaşmayı neden ön plana çıkardığı anlaşılıyor. “Mavi yakalı” olarak anılan operatörlerin kalp hastalığından ölüm oranı profesyonellere göre iki üç kat daha fazladır. Oysa siyahların kalp hastalıklarından ölüm oranı beyazlara göre sadece bir iki kat yüksektir.
Sınıflar arasındaki farkın 1980’lerden bu yana daha da keskinleştiği söyleniyor. Amerikan toplumunda vasıfsız, düşük ücretli sendikasız işçilerin oranı hızla artmakta. 1984 istatistiklerine göre toplumun yüzde 40’ı toplam gelirin yüzde 15.7’sini alıyor. Bu, istatistiklerin toplanmaya başlandığı 1947’den beri en düşük değer oluyor. Diğer yandan da zengin yüzde 20, toplam gelirin yüzde 42.9’unu alarak şimdiye kadar en yüksek orana çıkmıştır.
Sağlık, bir toplumun sosyo – ekonomik göstergesi sayılmalıdır. ABD’nin sağlık düzeyine bakarken gittikçe derinleşen bir sınıf çatışmasını görüyoruz.