BAĞIMSIZ ve BİRLEŞİK BİR KIBRIS İÇİN
Sosyalist İktidar Partisi, 1974 yılında Ada’nın emperyalist planlar doğrultusunda bölünmesine neden olan gelişmelerin yıldönümünde aşağıdaki açıklamayı Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve uluslararası kamuoyunun dikkatine sunmayı kararlaştırmıştır.
1. Bugün Kıbrıs’ın bağımsızlığı ve bütünlüğünü tehdit eden hatta fiilen ortadan kaldıran gelişmeler, bütünüyle ABD öncülüğünde hazırlanan emperyalist planların ürünüdür. 15 Temmuz 1974 yılında gerçekleştirilen faşist darbe ile Ada’nın kuzeyinin işgali ile neticelenen Türk müdahalesi tek bir planın değişik evreleridir.
2. Emperyalist planın o günkü temel amacı, Türk ve Yunan burjuvazisinin çıkar çatışmalarından ve iç politikada ihtiyaç duydukları şovenist söylemden yararlanarak Kıbrıs’taki NATO askeri varlığını garanti altına almak, Kıbrıs’taki ilerici hareketin anti-emperyalist bir karakterde ortaklaşmasını engellemek ve adayı Ortadoğu politikalarında daha etkili bir üs haline getirmekti. Bu plan büyük ölçüde başarılı olmuştur.
3. 1974’ü takip eden yıllarda emperyalist ülkelerin himayesinde gerçekleştirilen ve birçok durumda kesintiye uğrayan görüşmelerin gerçek bir çözümü hedeflediği kesinlikle söylenemez. Özellikle ABD’nin hesapları bir çözümsüzlük veya yeni yeni gerilimler yaratacak bir “çözüm”dür. Zaten dünyanın her noktasına savaş, gözyaşı ve yeni çatışmalar getiren emperyalizmin Kıbrıs’ta bundan daha farklı bir yaklaşım içerisine girmesi için bir neden bulunmamaktadır.
4. Kıbrıs’ta Ada’nın bağımsız ve birleşik bir cumhuriyet olarak yoluna devam etmesini istemeyenler yalnızca emperyalist ülkeler değildir. Türkiye ve Yunanistan’daki egemen sınıflar son tahlilde bugünkü onur kırıcı statükonun devamını sağlayacak politikaları savunmakta, bunun dışında Ada’nın tamamı ya da bir bölümünün Türkiye ya da Yunanistan tarafından ilhakını bir alternatif olarak ellerinde tutmaktadırlar.
5. Bu tabloda Avrupa Birliği’nin çözüm üreten bir odak olarak devreye girdiğine ilişkin yaratılan hava bütünüyle yanlıştır. Avrupa Birliği’nin bırakın ABD planları ile çelişen herhangi bir farklı Kıbrıs politikası olduğu bile tartışmalıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği, mevcut sorunları çözmeyeceği gibi, yeni sorunları da beraberinde getirecek, hatta Ada’nın bugünkü fiili bölünmüşlüğünü pekiştirecektir. Bu söylediklerimiz bir anlam taşımıyorsa eğer AB üyeliğine ilişkin iyimser görüşleri olanlara birliğin emperyalist karakterini hatırlatmak isteriz.
6. Kıbrıs’ta yaşanan sorunların kaynağında emperyalist ülkelerle Kıbrıs, Türk ve Yunan burjuvazisi ve onların himayesindeki gerici güçlerin olması, hiçbir biçimde bugünkü Denktaş rejimini ve bu rejimin tek dayanağı durumundaki Türk askeri varlığını meşru kılmamaktadır. Türkiye’nin Kıbrıs politikasının “Kıbrıs Türkleri’nin haklarını korumak”la hiçbir ilgisi yoktur. 15 Temmuz 1974 yılında Ada’da gerçekleşen faşist darbenin sonuçlarının ortadan kalkması ile birlikte Türkiye fiilen işgalci bir güce dönüşmüştür. Bugün adanın kuzeyinde sözümona “korunan” Kıbrıslılar azınlıkta kalmıştır. Denktaş rejimi Türkiye’den getirilen onbinlerce göçmenin ve Türk askeri varlığının yarattığı olanaklarla ayakta kalmaya devam etmektedir. Son aylarda bu rejim “biz Kıbrıslıyız” diyenleri “hain” ilan etmekte ve açık açık Kıbrıs’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vilayeti haline getirilmesinden söz etmektedir.
Bu koşullarda Sosyalist İktidar Partisi bağımsız, birleşik ve sosyalist bir Kıbrıs’ın Kıbrıslı emekçiler açısından tek gerçek kurtuluş olduğunun bir kez daha altını çizer ve aşağıdaki acil talepler doğrultusunda Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’deki bütün devrimci güçleri ortak tavır almaya çağırır.
1. Bütün yabancı askeri güçler Kıbrıs’ı derhal ve eşzamanlı bir biçimde terk etmelidir. Bu güçlere Birleşmiş Milletler Barış gücü adı altında Ada’da bulunan uluslararası birlikler de dahildir.
2. Fiilen ABD’nin bölgeye dönük operasyonlarında kullanılan İngiliz üsleri derhal kapatılmalıdır.
3. Kıbrıs’a Türkiye’den göç hemen durdurulmalıdır.
4. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin müzakereler durdurulmalı ve şu ana kadar yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir.
5. Ada’nın bir bölümünün ya da tamamının başka bir ülkeye ilhakını savunan, ya da bunu bir olasılık olarak gündeme getirenler “savaş propagandası” yapmaktadır. Bu aktörler ister Kıbrıs’ta, ister Türkiye’de, ister Yunanistan’da olsunlar, en kısa sürede yargılanmalıdır.
6. Ada’daki ilerici, devrimci çevrelere karşı baskı ve şiddet uygulamak için kurulan bütün yarı-gizli, gizli örgütlenmeler derhal dağıtılmalıdır.
7. Bağımsız, birleşik bir Kıbrıs için mücadele eden bütün anti-emperyalist güçler bu taleplerin hayata geçmesi ve daha uzun vadeli hedefler belirleyebilmek için sistematik bir biçimde biraraya gelmeli ve bir koordinasyon merkezi oluşturmalıdır.
Sosyalist İktidar Partisi Merkez Komitesi
Temmuz 2001