1986 Kasım’ından bu yana yayınımızı sürdürüyoruz. Başlangıç tarihimiz Gelenek’e Türkiye’nin mevcut en eski Marksist teorik yayını nitelemesini kazandırıyor. Ama birkaç ay sonra yirmi yılını dolduracak olan derginin bir istikrar sorunu olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor.
İstikrar sorunu dendiğinde, solda teorik-ideolojik rotanın “oraya buraya sapması” anlaşılabilir… Bereket Gelenek’in hiç böyle bir sorunu olmadı. Rotamızın sağlamlığı ile övünebiliyoruz.
Kendi kendimizden şikayetçi olduğumuz konu periyodumuzla ilgili. Temmuz ayında sizlere ulaşan bu sayımızla bir önceki arasında tam altı ay geçti! Kuşkusuz periyodumuz altı ay değildi…
Sizin gibi bizler de bu aksamadan memnun değiliz. Şimdi bir kez daha bu sorunu geride bırakmak üzere hazırlıklı geldik.
87. sayımızla birlikte Gelenek, 20 yıllık yaşamında üçüncü kez aylık oluyor. Fark ettik ki, ne zaman periyodumuzu esnetip genişletsek yayın disiplinini yitirmeye başlıyoruz.
Elbette periyot değişikliklerinin hep makul nedenleri oldu. Gelenek bağımsız bir Marksist teori yayını değil. Bir siyasi hareketin parçası; üstelik konumuzla ilgisi açısından eklemek gerekiyor, farklı misyonları olan başka gazete ve dergilerin oluşturduğu bir yayın kolektifinin parçası. Bu kümenin her bir unsuruna dönemsel olarak tanıdığımız rol, verdiğimiz ağırlık, aktardığımız enerji Gelenek’in ve diğerlerinin periyodunu zorunlu olarak etkiliyor.
Yukarıda verdiğimiz son “aksama” örneğimizin ise farklı bir gerekçesi daha var. Birkaç ay önce aldığımız ve Komünist’in sayfalarında duyurduğumuz değişiklik yalnızca sizlerle buluşma aralığını değil aynı zamanda dergimizin içerik ve biçimini de kapsıyordu. Zorunlu olarak bu değişiklik belli bir hazırlık dönemi gerektirdi.
Ortada somut örnek varken uzun uzadıya anlatmak yersiz olacak. O yüzden kısa geçelim: Bu sayıyla birlikte Marksist teoriyi siyasal mücadelenin gündem ve gereksinimleriyle daha yakın bir eksende ele alan bir içerik ve biçim geliştirmeye çalışacağız. Gelenek, kısmen, kısa süre önce günlük bir İnternet gazetesine dönüşen soL’un canlılığını yaşatma görevini de üstlenecek.
Daha da somut konuşursak, kimi “sabitlerimiz”den söz etmek yararlı olur.
Bundan böyle her sayımız Gelenek’in parçası olduğu siyasal hattın, Türkiye Komünist Partisi’nin siyasal açılımlarına kolektif bir çalışmayla eğilecek.
Dünyanın ve ülkemizin içinden geçmekte olduğu güncelliği, ya da uluslararası dinamikler ile ülkemizin toplumsal dinamiklerini iki ayrı (bu kez imzalı) çalışmayla irdeleyeceğiz.
Teorik makalelerin tamamı olmasa da bir bölümünü yine güncel siyasal gelişmelerle irtibatlı olarak kurgulayacağız.
Her sayımızda bir dostumuzla söyleşi yapacağız. İlk konuğumuz Korkut Boratav oldu.
Yine her ay -solda çoğunlukla düşünüldüğü gibi başkalarıyla itişip kakışan değil- ele alınan başlıktaki analiz birikimini ilerletmeyi gözeten polemiklere yer vereceğiz.
“Okuma Notları”nda ağırlıklı olarak kitap dünyasında gezinecek, tanıtacak ve eleştireceğiz.
“Enternasyonal Gündem”in bir diğer önemli boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Uluslararası komünist hareketin belgelerinden seçilmiş çeviriler yer alacak bu bölümümüzde.
Bu sayımızda sabitlerimizin tamamını sunamıyoruz. Örneğin “polemik” yazımız eksik kaldı. Ağustos ayında eksiklerimizi bütünüyle kapatmış olarak buluşacağız.
Ve son olarak, her şeyden önemlisi, Gelenek’i geçmişten bu yana izleyenler, tanıyanlar, ortaya atılan tezleri beğenip beğenmemelerinden, benimseyip eleştirmelerinden bağımsız olarak, bu derginin sol düşünce ve eylemde yaratıcı ve iddialı bir kimlik edindiğini kabul edeceklerdir. Okurlarımıza verdiğimiz ve en çok önemsediğimiz söz, Gelenek’in Marksist teorinin ilkesel zeminine sahip çıkan pozisyonlarını yaratıcılık ve iddialılıkla savunmakta ve geliştirmekte ısrarlı olacağıdır. Sıradanlıktan, ortalamacılıktan uzak duracağız. Standartlaştırıcı çalışmalar yerine sınır çizgilerini zorlamayı önümüze koyuyoruz.
Gelecek ay sözlerimizin daha fazlasını yerine getireceğimiz, daha doyurucu bir dergide yeniden buluşmak üzere…
GELENEK