Merhaba,
Yeni bir sayıyla yine birlikteyiz. Bu defa dosya konusu olarak kemalizmi ele alıyoruz. Sivil toplum tartışmalarıyla ilgili dizimiz sürüyor. Ve elbette 11 Eylül ve sonrası değerlendirmelerimiz de.
11 Eylül ile ilgili Kemal Okuyan’ın “Savaş, sol ve anti-emperyalizm” başlıklı yazısında ABD’deki saldırılardan sonra dünya ve Türkiye’de solun aldığı ve alması gereken tavır konusuna açıklık getiriyor. Okuyan ayrıca emperyalizm içi dengeleri değerlendiriyor.
Bu konuda Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’ nun 29 Eylül tarihli konuşmasının metnini ve diğer partilerin değerlendirmelerini belgeler bölümünde bulabilirsiniz.
Kemalizmle ilgili olarak Aydemir Güler, “Atatürk ve Sınıf” başlıklı yazısında Rasih Nuri İleri’nin Atatürk ve Komünizm başlıklı çalışmasını eksene alarak, Türkiye burjuva devriminin siyasi evriminde Mustafa Kemal’in rolü üzerinde duruyor. Güler, dönemin kemalist kadroları için “Bolşevizm” seçeneğinin ne ifade ettiğini tarihsel dinamiklerin gelişimi içinde yerli yerine oturtmayı deniyor.
Dünya Armağan “Restorasyon kemalizmi: Biterken bitiriyor” başlıklı yazısında kemalizmin bir toplumsallaşma ve mücadele stratejisinin bulunmayışı üzerinde duruyor. Restorasyon döneminde bir kez daha yıldızı parlayan kemalizmin çıkışsızlığı üzerinde duran Armağan, bu dönemde kemalizme bel bağlayanların açmazlarını ortaya koyuyor.
“Bir özgün Kemalizm yorumu ve biz” başlıklı yazısında Zeynep Kor, Atilla İlhan özelinde kemalizmin anti-komünist ve milliyetçi yönlerinin ne tür açmazlar yarattığına değiniyor. Kor, İlhan’ın “Türk aydını” olma niteliği üzerinde de duruyor.
Kemalizm yazılarından bir diğerini Ümit Doğan’ın “Solun kemalizmle dansı” başlıklı yazısı oluşturuyor. Doğan, burjuva devrimi sürecinde benzer kaynaklardan etkilenen sol ve kemalizmin ilişkisini, kritik tarihsel dönemeçleri mercek altına yatırarak inceliyor. “Sol’un kemalizmden kopamayışı” sorununu “bizim çerçevemizden” bir kez daha ele alıyor.
H.Meriç Algün ve Özgür Yıldız’ın birlikte hazırladıkları “Restorasyon çocukları” başlıklı yazıda ise, üniversitelerde restorasyon sürecinin ortaya çıkardığı yeni dinamikler, bu süreçte üniversitelere dönük yeniden yapılanma projeleri ve açılan siyasal alan değerlendiriliyor. Bu alanda, öne çıkma çabası içinde bulunan kimi siyasi oluşumların üniversitedeki bütünlüklü operasyonu değil, siyasala alanda açılan boşlukları hedef alan siyasetlerinin kalıcı olmayacağı vurgulanıyor.
Bu sayıda Metin Çulhaoğlu ile bir söyleşi yaptık. Çulhaoğlu, Sosyalist Politika çevresinin Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nden (ÖDP) ayrılma tercihinin bugün solun ihtiyaçları çerçevesinde gerekçelendirirken, geçtiğimiz aylarda ilk toplantısını yapan Sol Meclis ile ilgili değerlendirmelerini de GELENEK okurlarıyla paylaşıyor.
Ali Doğan Güneşli, “Sivil toplum: Ne, neden, ne zaman, kim?” ve Hüseyin Deniz’in “Tarihe yandan bakmak: Yapısalcılık, postyapısalcılık ve tilmizleri” başlıklı yazıları geçen sayıda masaya yatırdığımız “sivil toplum” eksenli tartışmalarının bir devamı niteliğinde görülebilir.
Güneşli yazısında “siyasetten kaçış”ın bir “mazereti” olarak nitelediği “sivil toplum” kavramının evrimini irdeliyor. Günümüzde Sivil Toplum Örgütleri’nin (STÖ) işlevine dair kimi belirlemeler yapıyor.
Deniz ise, yapısalcılık ve postyapısalcılığın mimarları ve esin kaynakları olarak görülen Athusser, Poulantzas, laclau, derrida, foucault gibi isimler üzerinden “yeni sol” siyasetin temellerinin gelişimini ele alıyor.
Bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle…