Başlarken Mart ayında çıkması beklenen bir önceki kitabımızın gecikmesinden ötürü okurlarımızdan özür dilemek istiyoruz.
Önce de belirttiğimiz gibi Gelenek‘in baskı yerinin İstanbul’a alınması nedeniyle ortaya çıkan durumlar, bu gecikmenin başlıca nedeni oldu. Durumu bilmediklerinden ötürü bizleri arayarak Gelenek‘e yakın ilgilerini belirten okurlarımıza teşekkür ediyoruz.
Bu kitabımıza “Gündem”i oluşturan kısa bir değerlendirme ile başlıyoruz yine. “Düzenin Adı, Kaos” başlıklı Gelenek değerlendirmesinde Türkiye’deki siyasal düzenin yakın, ona bağlı olarak da sosyalist hareketin görevlerine ilişin gözlemlere yer veriliyor.
Bu kitabımızın ana konusunu marksist düşüncenin Avrupa’da izlediği genel gelişim çizgisi oluşturuyor. Marksizme ilgisi ciddi olan herkes farkındadır: Nesnel-öznel diyalektiğinin ve bu diyalektiğin algılanış biçiminin, Marksist sisteme yaklaşımda özel bir önemi vardır. Marksizm üstüne ciddi tartışmalarda bu, konu hep odak noktayı oluşturmuştur. Cenap Kalyoncu’nun kısa değinmesi “Ekonomizm: Hayaletin Yerini Saptamak” nesnel-öznel ilişkisine, ekonomizmin gerçekte marksist düşünceye dışsal olan yönleri üzerinde durarak eğiliyor. Kalyoncu’nun hatırlatması önemli: Marksist düşünceye yönelik “ekonomist”, “indirgemeci” vb. tür eleştiriler karşısında bu eleştirilerin büyük ölçüde marksizme şu ya da bu yoldan içselleştirilmeye çalışılan Marksizm öncesi ya da dışı verilerden kaynaklandığı unutulmamalıdır.
“Avrupa’da Marksizm: Uzaktan Gözlemler” Metin Çulhaoğlu’nun bu kitaptaki yazısı. Çulhaoğlu’nun yazısı Avrupa’da marksist düşüncenin gelişimini belirleyen etmenlere değiniyor. Soyutlanan bir modelde önce marksist düşüncenin kendi “iç” dinamikleri belirlendikten sonra, siyasal pratikten kaynaklanan sonuçlar ele alınıyor ve ikisinin birlikte oluşturduğu bütünlük inceleniyor. Hikmet Seçkinoğlu’nun çalışması “Avro-Komünizmin Mayası” sözü edilen siyasal akımın daha derinlerde yatan ve çoğu kez de görmezlikten gelinen köklerini ele alıyor. Seçkinoğlu Avrupa Komünizmini biçimlendiren etkenler arasında “yenilgi korkusu”na ve “riskli” bulunan güç gösterimlerinden kaçınılmasına da işaret ediyor.
Cemal Hekimoğlu’nun, ana konuyla ilgili olduğu halde bir önceki kitabımıza yetişmeyen yazısı, duyurduğumuz gibi, “ulusal sorun” konusunda ortaya çıkan boşluğu doldurmak üzere bu kitabımızdaki yerini alıyor. “Yirminci Yüzyılda Ulusal Sorun ve Milliyetçilik” başlıklı yazı, söz konusu sorunun 20. yüzyılda 1917 Devrimi tek, ülkede sosyalizm, burjuvazinin ilerici misyonlarını bütünüyle yitirmesi vb. tür olgularla birlikte geçirdiği evrimi ele alıyor. Hekimoğlu’nun yazısı “ulusal sorun”un son çözümlemede sınıfsallıkla ve onun tarafından belirlenen yanına özellikle işaret ediyor.
Kitabımızın son bölümünde iki değinme yer alıyor. İlki Akın Dalman’ın ve A. Hamdi’nin önceki kitabımızda yer alan yazısına ilişkin. Dalman’ın yazısı A. Hamdi’nin çalışmasını özellikle belirli noktalardan ele alarak, saptadığı boşlukları doldurmaya çalışıyor. Son değinme ise İ. Suphi Candemir’e ait. Candemir, Yeni Düşün’de Oya Baydar imzası ile yayınlanan bir yazıdan hareketle kimi kuşkularını dile getiriyor.
Son olarak sıra okurlarımıza yapacağımız duyurularda. Hep yinelediğimiz gibi Gelenek‘in baskı ve dağıtım işleri İstanbul’a taşınmış bulunuyor. Okurlarımızdan bir kez daha, yazışmasını ve taleplerini elinizdeki kitabımızda da yer alan bu yeni adrese yöneltmelerini rica ediyoruz. Sürekli yazarlarımızdan Metin Çulhaoğlu’nun bir süre önce yayınlanmak üzere olduğunu duyurduğumuz kitabını kitabevlerinde bulmak mümkün. Kitabın adı: “Bir Mirasın Güncelliği: Tarih Türkiye ve Sosyalizm”.
Haziran kitabımızda, bu kez gecikmeden, yeniden buluşma umuduyla…