49. sayımız, daha önce sözünü ettiğimiz yayıncılık faaliyetlerimizdeki artışın yarattığı canlılık ve toplatma terörünün çalışa azmimizi arttırıcı etkisiyle çıkıyor. Yeni yayınlarımızdan Okul ve Ülke ile Düşünce ve Eylem’in 3., Sağlıkta Sınıf Tavrı ile Tekstilde Sınıf Tavrının 2. sayıları çıkmış oldu. Sosyalist Türkiye Partisi’nin kapatılmasına neden olan Program ve Anayasa Mahkemesi’nde görülen kapatma davasının belgeleri de geçtiğimiz ay yayınlandı.
Gelenek yayınevi Haziran başından itibaren okuyucuya ulaşmaya başlayacak Sosyalist iktidar Broşürleri başlığı altında bir dizinin hazırlıklarını tamamlamak üzere. Bu broşürlerde sosyalizm programının somut açılımları, marksizm-leninizmin ilkesel kazanımları, Türkiye ve dünyada sınıflar mücadelesinin seyri ve gelişimi, çeşitli siyasal akımlar, sömürü mekanizmaları, sendikal mücadele vb. konularda önemli başlıklar ele alınacak. Bu broşürlerin programatik bir çerçevenin netleşmesi ve sosyalizm kadrolarının eğitimi açısından son derece yararlı olacağını düşünüyoruz.
Bu sayımızın içeriğine gelince…
Ana konumuz olan “Sovyet deneyimi ve reel sosyalizm” başlığı altında beş yazı yer alıyor. Çalışmalardan ilki, 1923-53 yılları arasındaki sosyalist kuruluş kavgasına liderlik yapan Stalin’i merkeze koyarak bu kavganın önemli tartışmalara neden olan yönlerini inceliyor. Hekimoğlu’nun bu uzun yazısının, gelecek sayımızda yayınlanacak ikinci bölümüyle birlikte geleneğe yaratıcı bir bakışla sahip çıktığını düşünüyoruz.
Aydın Giritli’nin yazısı ise çözülmesiyle birlikte ortalığın kan gölüne döndüğü Sovyetler Birliği’nde ulusal soruna dair Bolşevik iktidarın tutarlı politikalarını konu alıyor. Giritli, bu politikaların iddia edildiği gibi başarısız olmadığını somut kanıtlarıyla sergiliyor.
Ekim Devrimi’nin aydınlar cephesinde yarattığı köklü sarsıntılar Selim Denizci tarafından ele alınıyor. Yine gelecek sayımızda devam edecek olan bu çalışmada sanatsal üretimin sosyalizmin ideolojik çekimine nasıl girdiği ve bu çekimin yarattığı gerilim üzerinde duruluyor.
Reel sosyalizmin somut kazanımları arasında özel bir yeri olan “sağlık” konusunu Süha Noyan ele alıyor. Noyan Ekim devriminin emekçi sınıfların yaşantısında ölümcül önemi olan sağlık alanında gerçekleştirdiği devasa adımları vurguluyor.
Gelenek’te çok fazla ele alınmayan bir konu olan Çin deneyimini Zeynep Kor yoldaşımız inceledi. Maoizmin “teorik” yaklaşımlarından çok, Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki kuruluşu nesnel olarak ele alan Kor’un yazısının ilginizi çekeceğini umuyoruz.
Daha önce Gelenek’te çok sayıda yazıya konu olan “ideoloji” Dünya Armağan’ın kavramları yerli yerine oturtan sistemli çalışmasıyla yeniden gündemimize giriyor.
Gündemimize giren bir başka şey ise solun bir bölümüne ama özellikle hareketimize bazı “değinmeler”de bulunan Devrim dergisi çevresinin seviyesizliği. Türkiye solunda kariyer düşkünlüğünün mülteci ruhuyla nasıl birleşebileceğine dair çok iyi bir örnek teşkil ettiği için bu seviyesizliğin üzerinde durmakta yarar gördük.
Türkiye’de krizin ekonomik yapıda yarattığı kaymalar ve tıkanıklıkların boyutu konusunda Ergun Çağlayan arkadaşımızın yazdığı yazı, daha önce kriz dinamikleri konusunda Gelenek’te yayınlanan yazılara ek veri ve değerlendirmeler sunuyor.
Sosyalist İktidar’da ve yayınlanan özel sayılarda ayrıntısıyla yer verdiğimiz Gazi olaylarının genel bir değerlendirmesini yapan Atanur Güneysu, kamu sendikalarının İstanbul ve bazı başka kentlerdeki direniş günlerinde sürdürdükleri teslimiyetçi tutum üzerinde özellikle duruyor.
Aydınların tarihsel gelişimine ilişkin bir başka yazı dizisi ise Ozan Özgür tarafından hazırlandı. İlk bölümde aydınlanma döneminin sosyalist ideolojiye ve aydınların genel biçimlenişine olan etkisi ağırlıklı konu durumunda…
Son aylarda bir kez daha sinemaseverlerin fazlaca gündemine giren Kieslowski’nin sanatı yalnızca sanatı değil siyasal ve ideolojik kimliği Deniz Erkalp tarafından ele alındı.
Orhan Pamuk’un “ekmek kadar çok satan” romanındaki “yeni hayat”ın “tarihsel” köklerini Sema Sav’ın yazısından öğrenmek mümkün .
Gelenek’te artık her sayıda yer vereceğimiz iki özel bölümle karşılaşacaksınız. “Marksist Klasiklere Bugünden Bakarken” ve “Sosyalizm Tarihinden Portreler”in oldukça önemli bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz. Bu bölümlerin ilk konuları Alman İdeolojisi ve Che Guevera…
Haziran’ın ikinci yarısında 50. sayımızda buluşmak umuduyla, yoldaşça…