Gelenek Sayı 104

Temmuz Ayında Türkiye Siyaseti

1 Temmuz: DTP, “Kürt sorununda çözüm takvimi” adlı eylem planının hazırlıklarına başladı. 3 Temmuz: Cumhurbaşkanı Gül, “Askeri Hakimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u onayladı. Bunun üzerine itirazlarını Köşk’e ileten Genelkurmay Başkanlığı, yasa değişikliğinin Anayasa’nın “askeri yargı”yı düzenleyen 145. maddesine aykırılık oluşturduğunu düşündüğünü belirtti. TÜSİAD da kanun değişikliğinin yapılış usulünün yanlış olduğuna dair bir açıklama yaptı. 8 Temmuz: Dev-Sol üyeliği nedeniyle 14 senedir cezaevinde tutuklu bulunan, kanser hastası Güler Zere‘nin avukatları, müvekkillerinin tedavi görebilmesi için serbest bırakılması talebinde bulundu. Avukatlar, Elbistan Cumhuriyet Savcılığı’nın tüm başvurulara ilgisiz kaldığını dile getirdiler. 9 Temmuz: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “özel istihdam büroları”nın kurulmasını öngören yasayı kısmen...

Boru Hatlarıyla Bölünen Türkiye

Türkiye bu yaz, 2006 yılında olduğu gibi yine boru hatlarını konuştu. Önce Ankara’da Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı için imzalar atıldı, arkasından dünya enerji devi Rusya’nın Başbakanı Vladimir Putin’in Türkiye’yi ziyaretinde Güney Akım Boru Hattı’nı da kapsayan enerjide bir dizi işbirliği protokolü imzalandı. Bakü-Tiflis-Ceyhan’ın (BTC) 2006 Temmuz ayında yapılan açılış töreni yanında biraz sönük kalsa da, Nabucco için atılan imzalar da tarihi olarak nitelendirildi. AB’nin enerjide arz güvenliğini sağlama alınmasının ve stratejik çıkarları için niyetlendiği projelerden birinden Türkiye adına “tarihi” bir gelişme icat edilmesinin, ülkemizin son yıllarda hızlanan dönüşümü ile ilgisi olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak daha da ileri...

“Devletin Çözülüşü” Hikaye mi?

Bu yazı, iki yıl kadar önce Türkiye Komünist Partisi’nin resmi belgelerine giren, öncesinde ve sonrasında bazı teorik ve siyasal metinlere konu olan “devletin çözülüşü” kavramına odaklananıyor. Yazı, kavramın Marksist devlet teorisi ile nasıl ilişkilendirilebileceği gibi merak uyandırabilecek bir soruya verilmesi gereken sağlam bir yanıt için giriş niteliği taşıyor. Ancak tek başına bu değil. AKP’nin de “çözücü” bir aktör olarak bu sürecin neresine yerleştiği teorik bazı önermelerle birlikte yazının konularından. Kavramın sistematik biçimde kullanıldığı 2-3 yıllık dönemin ardından bugün gelinen nokta teori açısından “dağıtıcı” ve “kuşku yayıcı” kimi ögeler barındırsa da, bu giriş yazısında ve devamında gösterilmek isteneceği gibi, AKP Türkiyesi’nde...

Giriş

Geçen ayın notları, devreden soruları AKP’nin “Kürt Açılımı” nereye açılıyor? İçinden geçtiğimiz dönem, 29 Mart seçimlerinden sonra AKP kadroları tarafından geliştirilen “tarihsel fırsat” söyleminde büyük bir yoğunlaşma ve şiddetli bir ideolojik hamleye sahne olmakta. AKP iktidarı boyunca Kürt savaşının şiddetlenmiş olmasına ve daha da girift bir hal almasına karşın, AKP’nin “Kürt sorununu ben çözerim” iddiasına meşruiyet kazandırabildiğini gözlemliyoruz. AKP’nin böyle bir iddiaya sahip olabilmesini olanaklı kılan faktörler nelerdir? AKP’nin bu iddianın altında kalması olasılığı mı, yoksa bu süreçten daha da kuvvetlenerek çıkması olasılığı mı daha güçlüdür? AKP iktidarının güç kazanması veya çaptan düşmesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği arasında nasıl bir...

Sayıdaki Konular

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur