Gelenek Sayı 27

BİR “ZOR SOSYOLOJİSİNE” DOĞRU

Ülkemizde politik "zor" sorununun tartışılması hep baskı altına alınmaya çalışılmıştır. Düzen güçleri "zor" sorununun bilimsel olarak tartışılmasından hep kaygı duymuş, korkmuştur. Biz bu konuda bir politik "zor sosyolojisi"ne olan ihtiyacı vurgulayabilir ve bu alandaki eksikliğin getirmiş olduğu olumsuzlukları belirtebilirsek görevimizi yapmış olacağız.Bu alana yaklaştığımızda öncelikle hiç şüphesiz ki zor olgusuyla devrimcilik arasında kendiliğinden bir bağlantının varlığı ortaya çıkıyor. Bu anlamda da ilkin, bir kesim devrimcilerin "zor fetişizmi" yaratmaları sonucu ortaya çıkan problemler ön plana geliyor. Biz bu yazımıza "zor fetişizmi" sorununu tartışmayla başlayacağız."Zor fetişizmi" bireysel ya da grupsal zoru, zorun tek biçimi olarak görürken, kitlesel zorun varlığını yok saymaktadır. Tarihte...

OKURLARLA

Merhaba,Elinizdeki 27. kitabımızla yayın yaşantımızın üçüncü yılını da doldurmak üzereyiz. Bundan sonraki kitabımızı Aralık ayında sizlere ulaştırmayı planlıyoruz.Geçen kitabımızın "Okurlarla" bölümünde verdiğimiz bir sözü yerine getiremedik. 27. kitabın Türkiye ağırlıklı bir derleme olacağı yolundaki taahhüdümüz gerçekleşmedi. Çeşitli nedenlerle bu konuyu Aralık ayına erteledik.Bu kez ise sunduğumuz çalışmalar belirli bir ana konunun parçalarını oluşturmuyor. İlk yazı Metin Çulhaoğlu'nun. Çulhaoğlu son aylarda hız kazanan solda birlik tartışmalarının bulunduğu noktada bir durum saptaması yapmayı ve birlik çalışmalarına ilişkin, çeşitli öneriler de içeren bir perspektif çizmeyi deniyor. Gelenek yayınevinin çıkarttığı Siyaset gazetesinin 6. sayısındaki bir değerlendirme, değişik kesimlerden kişilerde kimi tepkilere neden olmuştu. Hatırlanacağı...

SOLDA “BOŞLUK” VAR MI?

Türkiye'de solun gündemine, beğenilsin beğenilmesin, damga vuran "birlik" tartışmalarının bugün hangi düzlemde seyrettiğine ilişkin değişik görüşler ileri sürülebilir. Bu görüş çeşitliliği içinde önce önemli bulduğum bir noktanın altını çizmek istiyorum.Tartışmalarda, her biri kendi işlevine sahip, iki tür yaklaşımın geçerli olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri, gelinen noktayı ya da alınan mesafeyi görmeye, daha ileri mevziler için sabitleştirmeye yönelik derleyici, kucaklayıcı durum saptamalarıdır. Ancak, yararlarının ötesinde, bu türden saptamaların daha çok sevilip tercih edilmesi giderek yerleşiklik kazanırsa, tutucu bir etki de doğabilir. Bir çuval inciri berbat etmeme adına söze kilit vurmak, düşünceyi de gemlemek anlamına gelir. Bundan kaçınmak gerekir.Yukarıdakinin almaşığı değil, ama yerine...

DEMOKRATİK DEVRİM: PERSPEKTİFSİZLİK MİRASI – I

A: Türk solunda geri tezlerin aşılması sorunu ve MDD Başından itibaren hiçbir kompleks duymadan vurguladık; Türk solunda geçmiş çoğu hesaplaşma, hırçın fakat köksüz, insafsız fakat teorik demlikten yoksun yaşanmıştır. Teorik hesaplaşma politik ayrışmaları sağlıklılaştırır. Ayrışmaların sağlıksızlığında ayrışanların çıkışsızlığında teorik kopuş eksikliğinin rolü iyice göze batar noktaya gelmiştir. Teorik ihtilalcilik Türk solunda "geri bıraktırılmıştır."Olgular ya da zaman, o ana dek savunulan tezleri iflas ettirmişse politik kopuş güdük bırakılarak belirli kadroların birbirinden kopmaları gündelik eleştirileri yeterli sayılmış, geri tezler kendiliğinden aşılmışlık mertebesine oturtulmuştur. Teorik hesaplaşmada kendiliğindencilik, devrimci hareketin örgütsel yalpalamalarını için için beslemiştir.Teoride, ideolojik tartışmalarda, stratejilerde, öleni bir kez daha öldürmek gerekir....

AVRUPA KOMÜNİZMİ: GÜNDEN GECEYE

Sınıf mücadeleleri tarihi açısından Avrupa tarihi oldukça ilginç bir gelişim çizgisine sahne oldu. İşçi hareketinin nabzı, XIX. yüzyıl sonlarına kadar marksizmin beşiği olan bu kıtada attı; bu dönemde kıtanın en hararetli ülkesi Fransa'ydı. Çok uzun sürmeyen Paris Komünü deneyiminden sonra gözler Almanya üzerine çevrildi. Aynı tarihlerde kıta dışına da taşan hareketlenmeler ilgiyle izleniyordu. Beklenenin tersine atılan tohumlar, topraklarının bir kısmı Avrupa'da olmasına karşın "gericiliğin kalesi" olarak nitelenen ve bu nedenle beklentilerin dışında tutulan Rusya'da boy attı. Ve ürün "proletarya ile burjuvazi arasında ilk büyük savaşlar"ın verildiği Batı'ya göre eşitsiz gelişiminin sunduğu olanaklarla beslenen bu taze toprakta alındı. Avrupa'da uzun süredir...

TİP TARİHİNDEN KESİTLER II – BÖLÜM 2

KONGRELER: A- İzmir Kongresi: Şubat 1964 Yeni kurulan il örgütlerinin de temsil edildiği Kongre'de, illerin 1000 üye yerine 500 üye adına bir delege ile gençlik kolları genel başkanı ile il başkanlarının da tabii delege olarak Büyük Kongre'ye katılmaları öneriliyor. Bu öneriye şiddetle karşı çıkan Genel Merkez, itirazını "Biz şimdiden şekil demokrasiye dayandırılarak yönetilmek istemediğimiz için Büyük Kongre delegasyonunu sınırlıyoruz." biçiminde ifade ediyor. Genel Merkez'in delege sayısının artırılmasına karşı çıkmasının asıl nedeni, henüz parti örgütüyle tam bir bağlantı kuramamış olması, yeni kurulan il ve ilçelerin ise Genel Merkez'e yakınlığı olmayan kişiler tarafından kurulmuş olması idi. Nitekim bu kişiler tasfiye edildikten, örgüt...

MARKSİST EKONOMİ-POLİTİK: YER VE ZAMAN SAPTAMASI

Ekonomi-politiğin kökü merkantilizme kadar uzanan serüveni sonlandı mı? Yoksa burjuva biliminin, cennet bahçesinden kovulan bu bilim burjuvaziye yönelik tehdidini yitirmeksizin varlığını sürdürecek mi?Burjuvazinin yükseliş çağında feodal üretim biçiminin tarihsel olarak aşılmış olduğunu göstermenin bilimi olarak en yüksek noktasına ulaşan burjuva ekonomi-politiği, toplumsal yükselişini törelleştirdiği burjuvazi tarafından ihanete uğratıldı. Marx, Kapital'in birinci cildinde, Ricardocu ekonomi-politik okulunun 1830'lardaki ölümünü burjuva ekonomisinin dejenerasyonunun belirtilerinden biri olarak çözümledi. R.L.Meek; Politics and Ideology and Other Essays Chapman and Hall Ltd., s.56 Burjuvazinin yükselişi öyle hızlıydı ki ekonomi politiğin nesnelci yapısından alınan güçle ilerlemek ile ilerledikçe gericileşip bu nesnelciliği dışlamak, çok kısa bir zaman aralığına birlikte...

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur