Gelenek Sayı 40

ONLARA SINIF MÜCADELESİNİ HATIRLATACAĞIZ!

Son dönemde, tantanalı bir ideolojik kampanya başlatıldı. "Vahşi kapitalizm"in topçu atışlarının ardından, 2. Cumhuriyet tartışmaları sürüldü piyasaya."Vahşi kapitalizm"in en hararetli savunucuları, "yükselen değerlerin gazetesi” Sabah ve "tabu"lara düşman Aktüel dergisi. Memurların yarısının atılması, KiT'lerin bedavaya verilmesi, temizlik hizmetlerinin özelleştirilmesi gerektiği, belediye işçilerinin ücretlerinin gayet yeterli olduğu, Kürdistan'ın Türkiye'yi sömürdüğü, Türkiye'de kapitalist devrime ihtiyaç olduğu vb. "tez"ler arka arkaya ve özellikle bu yayınlar aracılığıyla ortaya atıldı. Cehalet ve görgüsüzlüğün adı, "cesur ve yeni tezler" oldu. Bilimsel hiçbir temele oturmayan, son derece ideolojik bir içerik taşıyan bu incileri pazarlayanlar, "ideolojiler öldü" demagojisini sabah akşam yineleyenlerdi aynı zamanda.Kapitalizmin barbarlığının bu denli açık bir...

JAPONYA’DA İŞÇİ HAREKETİ ÜZERİNE RAPOR

Japon işçi hareketi bugün önemli bir dönüm noktasıyla karşı karşıyadır. On yıllık bir suskunluktan sonra bu yıl bahar aylarında pek çok işçi yüksek ücret talebiyle greve gitti. Ulusal Demiryolları İşçi Sendikası (40.000 üyeli Kokuro) işten çıkarılmalara son verilmesi için 24 saatlik grev düzenledi. Japonya Demiryolları İşçileri Sendikası Konfederasyonu (JRSoren) ile yakın ilişkileri olan üç sendikadan 7.300 işçi ücret talebi ve eşit olmayan çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla 48 saatlik greve gitti. Özel Demiryolları İşçileri Sendikası Genel Federasyonu (189.000 üyeli Shitetsu-soren) da grev düzenleyenler arasında. Bu grevler Osaka, Tokyo gibi büyük kentlerde trafiği geçici olarak felce uğrattı. Bu grevlerden güç alan,...

“KÖKEN ZITLAŞMASINI GERİDE BIRAKMAK”

Türkiye sosyalist hareketinin, 60'ların sonundan 80'lerin ortasına kadar uzanan döneminin irdelenmesinde iki temel çizginin belirleyiciliğinden söz etmek, gerçekten anlamlı olabilir. Kökeni önce TKP'ye, sonra 61-71 TİP'ine dayanan "partili gelenek" ile '60'lar sonunda uç veren "hareket geleneği"nin iki ana eksen sayılması, sosyalist harekette yaklaşık 15 yıllık bir tarih kesidinin anlamlı bir çerçeveye oturtulması açısından yararlı işlevler görebilecektir.Şimdi yakın tarih araştırmalarım bir yana bırakalım ve Türkiye solunun güncel durumunu, yaşanan tıkanıklığın aşılması için zorlanacak yolları düşünelim. Bu durumda, az önce sözü edilen iki eksene takılıp kalmak, çözüm yollarının bu iki eksenden herhangi birinin yeniden yaratacağı dinamiklerde yattığını sanmak, önemli bir yanılgı olacaktır.Sosyalist...

BATIYA YÖNELMEK…

Çağımızı "kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı" olarak adlandıran bir siyasal programın savunucularındanım. Bu program, yakında parti kimliğine kavuşacak. Ve bu arada hep birlikte, yaklaşık beş yıldır "yeni dünya düzeni" denilen "dünya hâli"ni yaşıyoruz. Bu düzende, "sosyalizme geçiş"ten eser yok. Bu düzen, sosyalizmle bağlantıyı, sosyalist kuruluş süreçlerinin tasfiyesi, sosyalist ideoloji ve örgütlenmelere karşı amansız bir saldırı ile kuruyor.Daha bir süre bunun böyle gitmesi beklenebilir. Peki, bizim programatik çerçevemiz, bu bağlamda ne kadar gerçekçi ve yakın döneme ilişkin ne tür beklentilere sahip?İşin bilimsel analiz yanını başka belgelere bırakarak, yani sınıf çelişkilerinin tasfiye edilmesinin mümkün olmadığı kapitalist sömürü mekanizmalarının, emekçi sınıflar açısından ifade ettiklerinde...

KAPİTALİZMDE YAŞAMA DENEYİMİ OLARAK: İLAÇ SANAYİSİ -1

Türkiye ilaç sanayisi, oligopol ekonomik yapısı ve yöneticilerinin ideolojik konumlanışıyla, burjuvazinin en yetenekli ve öngörülü kadrolarıdır.İlaç sanayisi, çalışması ve yapısı itibariyle uluslararası kapitalizmin dünyadaki en mükemmel örneklerinden biridir. İlaç sanayisinin, çok ulusluluğun en yoğun olduğu sektörlerden birisi olması, bu alanın diğer imalat alanlarına kapitalizmin piyasa koşullarına göre daha sınırsız olanaklar sunması ve kâr marjının en yüksek olduğu kesimlerden olmasındandır.İlacın kısa bir tarihi ile şu saptamayı açalım: Tarihin ilk çağlarından itibaren bir meta karakteri kazanan ilaç, başlangıçta doğaüstü güçlerin, sonrasında da tanrının ve mistisizmin çağırıcı gücü (iktidar araçlarından) olmuş ve bu nedenle büyücü-reis-din adamı çizgisinin hegemonyası altında kalmıştır. "Antik çağda (Hammurabi...

GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİ’NDE SANAT-SİYASET-İDEOLOJİ İLİŞKİLERİ VE AYDINLAR ÜZERİNE

GELENEK: Sayın Fulya Gürses, sizi 1979 yılında yayınlanan Dünya'da ve Türkiye'de Gençlik isimli toplumbilimsel araştırma-inceleme kitabınızdan tanıyoruz. Eşinizle birlikte hazırladığınız bu çalışmanız, Cumhuriyet gazetesi'nin "Yunus Nadi Armağanı" yarışmasında birincilikle ödüllendirilmişti. Yine aynı yıl, Köy-Koop'un düzenlediği "Akın Özdemir Ödülü" yarışmasında Kır Yoksullarının Günümüzdeki Durumu ve Geleceği başlıklı araştırma-incelemenize birincilik ödülü verildi.Geçtiğimiz ay, yeni bir kitabınız yayınlandı. Ekmek isimli bu öykü kitabınız, Seyhan Belediyesi'nin geçen yıl "Orhan Kemal Haftası" kapsamında düzenlediği yarışmada, "Orhan Kemal Öykü Ödülü"yle değerlendirilen beş dosyadan biri. Bu öykü kitabınız, sizin ilk edebiyat çalışmanız oluyor.Kitabınızdaki kısa özyaşam öykünüzden, 1960 sonrasının demokratik kitle örgütlerinde ve politik örgütlerinde (Sosyalist Gençlik Örgütü,...

ÇEKİŞEN DÜNYA SIKIŞAN TÜRKİYE

Dünyada "iki kutupluluk"un sona ermesi ve sonrasında uluslararası dengelerde ciddi belirsizliklere yol açan gelişmeler, Türkiye burjuvazisi açısından her zaman önemli ağırlığa sahip olmuş olan dış politika alanında da yeni tartışmaları gündeme getirdi. Yeni dünya treninde bu kez iyi bir yer kapmak kaygısıyla, Türk burjuva siyasetçileri bu gündemi birincil sıraya yerleştirdiler. Türkiye kapitalizminin birikmiş sorunları, uluslararası kapitalizmin siyasal yeniden yapılanmasına bağlı olarak açılacak alanlara gözlerin çevrilmesinde önemli bir belirleyen kuşkusuz...Emperyalizmin sosyalizm karşısındaki siyasal zaferini, uzunca bir süredir içinde bulunduğu ekonomik kriz döneminde kazanmış olması uluslararası alanda yeni güç dengelerinin oluşumu sürecinin belirleyenlerinin de karmaşıklaşmasına / belirsizleşmesine yol açtı. Bu, Türkiye burjuvazisinin...

ORTAÇAĞ’A YOLCULUK: SİYASETSİZ BİLİM

Marksizmin her alanda yeniden üretilmesi düşüncesi, bu misyonu sahiplenenler için öğrenme iştahını açıcı etkisiyle, heyecan vericidir. Bu düşünce, burjuvaziye karşı mücadele içinde anlamını kazanır ve dolayısıyla politik bir içeriği vardır. Marksizmin birçok alanda kendini hissettirmesi, politik mücadeleyle köprü oluşturabildiği ölçüde anlamlıyken, köprünün kopması, marksizm dışı ve takiben karşıtının oluşmasıyla sonuçlanıyor.Bu yazıda, marksizmin sınırları içerisinde siyaset ve entellektüel üretkenlik - burada geniş anlamda kullanılıyor- arasındaki ilişkiyi tartışmaya çalışacağım. İlişki ya da ilişkisizliği politikanın belirlediği nesnel koşullar ve konunun öznesi aydın üzerinde, şimdilik olumsuz örneklerden yola çıkarak tartışmak durumundayız.Batıdan bir örnek: Frankfurt okuluSosyalizmin yenilgisi ve takiben entellektüel aranışlar denildiğinde, nedense önce akla...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur