Gelenek Sayı 40

ÇEKİŞEN DÜNYA SIKIŞAN TÜRKİYE

Dünyada "iki kutupluluk"un sona ermesi ve sonrasında uluslararası dengelerde ciddi belirsizliklere yol açan gelişmeler, Türkiye burjuvazisi açısından her zaman önemli ağırlığa sahip olmuş olan dış politika alanında da yeni tartışmaları gündeme getirdi. Yeni dünya treninde bu kez iyi bir yer kapmak kaygısıyla, Türk burjuva siyasetçileri bu gündemi birincil sıraya yerleştirdiler. Türkiye kapitalizminin birikmiş sorunları, uluslararası kapitalizmin siyasal yeniden yapılanmasına bağlı olarak açılacak alanlara gözlerin çevrilmesinde önemli bir belirleyen kuşkusuz...Emperyalizmin sosyalizm karşısındaki siyasal zaferini, uzunca bir süredir içinde bulunduğu ekonomik kriz döneminde kazanmış olması uluslararası alanda yeni güç dengelerinin oluşumu sürecinin belirleyenlerinin de karmaşıklaşmasına / belirsizleşmesine yol açtı. Bu, Türkiye burjuvazisinin...

İŞÇİ SINIFI BURJUVAZİ KARŞISINDA – 1

İki bölümden oluşacak olan yazının temel konusunu, özellikle 1960 sonrasında bir çıkış yapan işçi hareketinin burjuvazinin program, politika ve örgütlenme biçimleri üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri oluşturuyor.Kimi ön açıklama ve değinmelerle başlamak yararlı olacaktır. Bu yazının, ne Türkiye'nin yaklaşık olarak son 40 yıllık siyasal tarihi üzerine yapılmış incelemelerden daha kapsamlısını gerçekleştirme, ne de bu alanda hiç söylenmemiş şeyleri söyleme iddiası bulunuyor. Daha çok, söz konusu kesite yukarıda açıklanan konu bağlamında yeniden yaklaşılacak.Tartışmanın eksenini sermaye birikim süreçleriyle birlikte tarif edilecek sınıflararası ilişki ve kurumlaşmalar ve bu ilişki ve kurumlaşmaların birikim modellerindeki tıkanma ve değişmelere bağlı olarak gerçekleşen reorganizasyonları oluşturacak. Söz konusu...

SINIF İÇİ EŞİTSİZLİKLER: İŞÇİ ARİSTOKRASİSİ Mİ SENDİKA BÜROKRASİSİ Mİ? -1

Çok uzun zamandan beri bu sayfalarda yinelenen bir saptama ile başlamak istiyorum: Türkiye'de sosyalistler açısından siyasal gündeme girmek, işçi sınıfıyla kopmuş bağlarını yeniden kurmak ve bunları başarabilmek için gerekli olan politik aracı, yani devrimci sosyalist bir işçi partisini yaratmak bir zorunluluk haline gelmiştir. îçinde bulunulan marjinal konumun aşılması bir gerekirliğin ötesinde ölüm-kalım sorunudur. Daha önce söylenmişti; başarısızlık durumunda sosyalistleri bekleyen, 50'li yılları mumla aratacak bir likidasyondur. Zaman sosyalistleri sıkıştırıyor.Siyasal gündeme etkin bir özne olarak müdahale edememenin gösterge ve gerekçelerinden birinin solun geneline damgasını vurmuş olan ideolojik üretimsizlik olduğu açık. Bunun iki boyutu var: Birincisi, solun marjinal konumunu sürdürdüğü oranda ideolojik...

İŞÇİLER VE TÜKETİM

İşçiler istiyor. Vermek burjuvazinin işi, zorlanırsa ve siyasal iktidara tehdit oluşturmuyorsa verebilir; ama işin daha etkili bir çözümü var, beklemeyi öğretiyor. Yer: Pazar. Beklemenin mekanizmaları ("serbest" olanı ve olmayanıyla) pazarda kurulu; verebilecek olan pazarın hakimi; isteyen, önce taksitini ödeyecek sonra bir dahaki takside kadar pazarı evine, işine götürecek: zihni yeni taksitleri istemeli, beklemeli... Pazarın varlığı yalnız tüketime değil, günlük hayatı kuşatmasına çalışılan bu beklentiye, tüketecekmiş gibi olmaya da bağlı ve on yıllardır oynanan bu oyunun çerçevesi tüketim ideolojisiyle çizili. Yazıda, oyundaki alıcı aktörün somut ekonomik alım gücünü bunun Türkiye'de yaşanan sermaye birikim süreçleriyle ilişkisini özet olarak, pazar çevresindeki ilişkilerde açığa...

İŞSİZLİK: MÜCADELE İÇİN BİR KALDIRAÇ

12 Eylül 1980 darbesinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye'de sosyalizm mücadelesinin seyrini belirleyecek bir hareketin yokluğu Ve Türkiye sosyalist hareketinin Türkiye siyasal gündemine hâlâ girememiş olduğu bir konjonktür içindeyiz. Bir de buna, 80'lerin sonlarında çözülen sosyalist sistemin ve reel sosyalizmin yıkılışım eklersek, Türkiye burjuvazisinin işçi sınıfı ve diğer emekçi kesimlere karşı rahat davranmasının köklerini anlamak mümkün oluyor. Asıl önemlisi, sosyalist hareketin hem dünya hem de Türkiye'de prestijini yitirmiş olmasının da verdiği rahatlıkla Türkiye'de liberal rüzgarlar rahatça esmeye başladı.1917 ertesinde oluşan atmosfer, özellikle de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin ekonomik yaşamı örgütlemede katettiği olumlu mesafe, dünyadaki ekonomik, sosyal, siyasal vb. süreçlerin...

YENİ BİR ENTERNASYONALİZM İÇİN – II

Gelenek'in bu sayısında değişik ülkelerden düzensiz olarak elimize ulaşan bir kaç belgeyi okuyacaksınız. Düzensizlik bu belgelerin elimize ulaşma biçiminden öte uluslararası komünist hareket açısından taşıdıkları önemle de ilişkili bir niteleme. Söz konusu metinlerin tümü, bizim deyimimizle geleneksel solun dışında -çoğunluğu Maocu- geçmişlere sahip hareketlere ait. Bu yazı Gelenek'in, bugünün Türkiyesi'nde temsil ettiği uluslararası hattın bakış açısından, söz konusu yazılara yönelik bir "kılavuz" işlevi görmesi amacıyla da kaleme alındı.Bu makaleyi hazırlarken, iki yıl önce Gelenek'in 30. sayısında yayınlanmış bir çalışmama geri döndüm. Bu çalışmanın uluslararası komünist hareketin içinde bulunduğu konuma ilişkin saptamalarının bugün de geçerli olduğunu düşünüyorum. Ancak, zaaf mı değil...

KOMÜNİST HAREKETİN BİRLİĞİ İÇİN

KP'LERİN VE DEVRİMCİ ÖRGÜTLERİN ŞUBAT 1992'DE BRASİLİA'DA YAPTIKLARI TOPLANTIDAKİ KONUŞMASI10 - 11 ŞUBAT 1992Farklı kıtaların devrimci örgütlerinin ve partilerinin yoldaş temsilcileri,Tartışmamız açık ve serbesttir. Bu uluslararası toplantının temel amacı birbirimizi daha yakından tanıma şansım yakalamak ve bugünkü dünyada sosyalist hareketin daha gerçekçi bir görünümünü ortaya koyabilmektir. Tabii ki burada bütün proleter devrimcilerin hepsi bizimle birlikte bulunmuyor, ama yine de burada iyi bir temsiliyet oranına sahibiz.İki konuda konuşmak üzere yoldaşların vaktinin bir kısmını almak istiyorum.Bunlardan birincisi, işçilerin ve komünist hareketlerin birliği ile ilgili temel sorun olan proleter enternasyonalizmidir. Bu bayrak geçen yüzyılda Marx ve Engels tarafından Komünist Parti Manifestosu'nda “Bütün dünyanın...

JAPONYA’DA İŞÇİ HAREKETİ ÜZERİNE RAPOR

Japon işçi hareketi bugün önemli bir dönüm noktasıyla karşı karşıyadır. On yıllık bir suskunluktan sonra bu yıl bahar aylarında pek çok işçi yüksek ücret talebiyle greve gitti. Ulusal Demiryolları İşçi Sendikası (40.000 üyeli Kokuro) işten çıkarılmalara son verilmesi için 24 saatlik grev düzenledi. Japonya Demiryolları İşçileri Sendikası Konfederasyonu (JRSoren) ile yakın ilişkileri olan üç sendikadan 7.300 işçi ücret talebi ve eşit olmayan çalışma koşullarını protesto etmek amacıyla 48 saatlik greve gitti. Özel Demiryolları İşçileri Sendikası Genel Federasyonu (189.000 üyeli Shitetsu-soren) da grev düzenleyenler arasında. Bu grevler Osaka, Tokyo gibi büyük kentlerde trafiği geçici olarak felce uğrattı. Bu grevlerden güç alan,...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur