SOVYETLER SONRASI TÜRK DIŞ POLİTİKASI
Bir zamanlar dünyayı anlamak kolaydı. Bir tarafta tanrının desteklediği iyiler, diğer tarafta şeytanla ittifak halindeki kötüler vardı. Gerçi bu iki cepheyi birbirinden ayırmak her zaman çok kolay olmazdı. Kötüleri tehlikeli yapan, iyilerin arasına sızmaları, onları yoldan çıkarmaya çalışmalarıydı. Sözgelimi, tanrının yeryüzündeki gölgesi olan padişah ya da kralın çevresinde her zaman onun aklını çelmeye ve onu kötü yola sokmaya çalışan kötüler bulunurdu. Ama en azından, sokaktaki insan açısından, başına gelen kötülüklerin arkasında, şahsen tanımasa ve hatta adını bile duymasa da, bazı kötülerin olduğu açıktı. Yine örnek olsun, 70’li yıllarda, Demirel ya da Ecevit'in iyi niyetinden şüphe etmeyen, ama çevrelerindeki çıkar düşkünü...
1. Yaklaşımımızın ana başlıkları ne olmalıdır?Türkiye'de son yıllarda, düzen güçlerinin açıktan kışkırtmalarıyla da büyütülen bir karışıklık vardır. Bu karışıklık, çeşitli kavramlar üstünden emekçilerin ve ezilenlerin politik istem ve beklentilerini sulandırıp düzen adına teslim almak için yapılmaktadır. Egemen sınıfın ve onun temsilcilerinin siyasi pragmatizm ve popülizm arasında yalpalayıp durmaları da ezilenlerin politik istemlerinin havada asılı kalması sonucunu vermektedir. Bunun nedeni, aslında egemenlerin "yönetmek" konusundaki çıkışsızlıkları ve burjuva diktatörlüğü sisteminin bu talepleri karşılayabilmekten kesinlikle uzak oluşudur.Oysa tarih boyunca, sınıf mücadeleleri pratiğinde hiçbir kitlesel talep havada asılı kalmaz. Ya egemen sınıf tarafından budanarak teslim alınır; ya geçici bir süre geri plana itilir, ya...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe