TKP’nin 2 Haziran Pazar günü İzmir’de düzenlediği “Nazım ile Birlikte Ege’de Eşitlik ve Özgürlük Yürüyüşü” başlıklı şenliğe mesaj gönderen kardeş partiler şunlardı: Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi, Belçika Emek Partisi, Brezilya Komünist Partisi, Danimarka Komünist Partisi, Danimarka’da Komünist Parti – Marksist-Leninist, Finlandiya Komünist Partisi, Hindistan Komünist Partisi, Kıbrıs Halkının İlerici Partisi (AKEL), Küba Komünist Partisi, Meksika Komünist Partisi, Peru Komünist Partisi, Portekiz Komünist Partisi, Rusya Federasyonu Komünist Partisi, Yunanistan Komünist Partisi. Aşağıda Yunanistan Komünist Partisi adına yapılan konuşmaya ve Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nden gelen mesaja yer veriyoruz.
Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi adına Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Babis Angurakis’in yaptığı konuşma
Sevgili yoldaşlar ve dostlar,
Burada sizlerle birlikte olma olanağına kavuşmak ne büyük bir mutluluk. Emperyalizme karşı, barış için, ilerleme için, sosyalizm için aynı idealler ve ortak bir mücadeleyle bağlı olduğumuz Türkiye Komünist Partisi üyelerine ve dostlarına, solun İzmir’deki ve tüm Türkiye’deki diğer dost unsurlarına en sıcak duygularımızı iletmek isteriz.
Davetiniz, konukseverliğiniz için sağ olun diyoruz, ama her şeyden önce sizi büyük yazar, entelektüel, yurtsever, enternasyonalist ve komünist şair Nazım Hikmet’in anısını onurlandırma girişiminiz nedeniyle kutlamak istiyoruz.
O, Yunanlı komünistlerin ve Yunan halkının büyük dostuydu. O, Yunanistan’ın en önemli aydınları olan Yannis Ritsos ve Mikis Teodarakis’in dostuydu. O, ülkemizdeki tüm ilerici eylemlerin kararlı dostuydu. 1967’deki faşist diktatörlükle mücadele döneminde olduğu gibi, 1950’lerde Makronissos toplama kampında iskencelerden geçen pek çok yoldaşımız da Nazım Hikmet’in katledilen binlerce Yunanlı komünist ve anti-faşist savaşçının anısına yazdığı şiiri özellikle hatırlıyorlar.
Partiniz ve diğer ilerici güçler tarafından Nazım Hikmet’in anısına gerçekleştirilen sayısız etkinliğin farkındayız. Bu etkinlikler onun eserlerinin ve ideallerinin çarpıtılmasına ve anti-komünist saldırılara terk edilmesine izin vermemiştir.
Bizler aynı zamanda Nazım Hikmet’in haklarının iadesi ve çok sevdiği ülkesinin vatandaşlığına geri alınması için sarf ettiğiniz muazzam çabayı da biliyoruz. Bizler dünyanın değişik bölgelerinde yapılan toplantılarda sizin bu çabalarınızı duyurarak, çabalarınıza kendi olanaklarımız ölçüsünde destek oluyoruz.
Sizi temin ederiz ki, Nazım Hikmet’in vatandaşlığını yeniden kazanması ve diğer haklarının iadesi için girişimlerimize devam edeceğiz. Bu girişimler, dünya kültürünün ve bu kültürün yaşayan öncü gücü komünist değerlerin yararına olacaktır. Bu girişimler halkın ve işçi sınıfının yararına olacaktır. Bu girişimler kapitalist barbarlıkla, NATO’yla, savaşlarla, emperyalist küreselleşmeyle uzlaşmayan, tam tersine Nazım’ın ve eşitlikçi özgürlükçü bir toplum düsüncesini paylaşan diğerlerinin yararına olacaktır. Bu girişimler toplumsal ve demokratik haklar, barış ve halklar arası dostluktan yana olanlar; insanın insanı sömürmediği bir toplumdan yana olanlar, ırkçılık ve şovenizmin olmadığı bir toplumdan yana çıkanların yararına olacaktır.
Biz kapitalist kârın değil, emekçilerin ve gençlerin ihtiyaçlarının merkeze konduğu bir toplum için mücadele ediyoruz. Yani ürettikleri müthiş zenginlik, bir avuç uluslararası tekel tarafından, emperyalist güçler tarafından, IMF, Avrupa Birliği ve diğer emperyalist kurumlar tarafından gasp edilenlerin çıkarları için mücadele ediyoruz.
Bizim ülkemizde işçiler, köylüler, küçük yatırımcılar, gençler, aydınlar, yani nüfusun büyük çoğunluğu her geçen gün yaşam standartlarının daha da düştüğünü görüyorlar. İşsizliğin ve yoksulluğun arttığına tanık oluyorlar. Eğitim, sağlık ve kültür için ayrılan kamu kaynaklarının yok edildiğini fark ediyorlar. Ve onlar her geçen gun sizlerin mücadelesine daha fazla ilgi gösteriyorlar. 1 Mayıs’ta sizinle birlikte haykırıyor, IMF’ye, NATO’ya, Afganistan’daki savaşa karsı sizlerle birlikte mücadele ediyor, Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini sizinle birlikte düzenliyorlar.
Selanik’teki savaş karşıtı etkinliklere katılarak, militan ve enternasyonalist bir tutum sergileyerek halklarımız ve gençliğimiz arasındaki dostluk ve dayanışma ağlarının güçlenmesine hizmet ettiniz. Bir başka Türkiye’nin var olduğunu bizlere kanıtladınız. Bir başka Türkiye, yani Nazım Hikmet’in Türkiyesi, işçi sınıfının hakları için mücadele edenlerin Türkiyesi, demokrasi ve Kürtlerin hakları için mücadele edenlerin Türkiyesi, milliyetçiliğin her biçiminden uzak duran, halklar arasında düşmanlık yaratan girişimlere dur diyen cesur militanların Türkiyesi…
Kendi deneyimimizden biliyoruz ki, NATO, diktatörlük ve savaş demektir. Biliyoruz ki Yugoslavya’yı bombalayan ve Ege’de gerilimi tırmandıran NATO’dur. Biliyoruz ki NATO ABD ve son olarak Avrupa Birliği ve onların yerli destekçileri Kıbrıs’taki mevcut durumun sorumlusudur. Bu güçler Ege’de uluslararası hukukun ayaklar altına alınmasının, Helsinki Kararları’nın yok sayılmasının, Avrupa Ordusu’na bağlı gelişmelerin de sorumlusudur.
Bügün aynı güçler, yani NATO, ABD ve Avrupa Birliği, tekellere ve emperyalist kurumlara karşı, mücadele eden herkese karşı yeni bir dünya savaşı ilan etmişlerdir.
Yaşadığımız her gün kapitalizmin bölge halklarının herhangi bir problemi ile baş edemeyeceğinin kanıtı olmaktadır. Tam tersine eğer halklarımız emperyalizme ve onun kurumlarına karşı işçi sınıfı merkezli ve sınıf sendikacılığını içine alan büyük bir hareket yaratmazlarsa, işler daha da tehlikeli noktaya gelecektir.
Egemen sınıf bizim ideolojimiz ve siyasetimizin hoşnutsuzların mücadelesine perspektif oluşturacağını bildiklerinden radikal güçlere ve özellikle komünistlere karşı provokasyonlarını artıracaktır.
Bizler ırkçılığa ve şovenizme karşı mücadele ediyoruz. Bizler emperyalistlerin azınlıkları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmasına karşı mücadele ediyoruz. Bizler sınırların ihlal edilmemesi için mücadele ediyoruz. Bizler bütün ülkelerin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadele ediyoruz. Bizler her tür yayılmacılığa ve halkların birbirine düşürülmesine karşı mücadele ediyoruz. Bizler Kıbrıs’ta BM kararları doğrultusunda adil ve korunabilir bir çözüm istiyoruz. Bizler Filistin halkının mücadele ettiği ve birçok BM kararında dile getirildiği gibi, bağımsız bir Filistin devleti istiyoruz.
Bizler özgürlükler ve haklar için mücadele eden sizlerin ve tüm ilerici güçlerin yanındayız.
Bizler komünist parti yasağına karşı yürüttüğünüz mücadeleyle dayanışmamızda kararlı olduğumuzu tekrarlamak istiyoruz. Bu mücadelede başarılı olacağınız açıktır.
Yeni kuşakların özgür, adil, barışçı ve sosyalist bir toplum için mücadelemize ilham kaynağı olan Nazım Hikmet, Pablo Neruda, Yannis Ritsos ve diğerlerinin eserlerinin takipçisi olacakları da açıktır.
Yaşasın Türkiye Komünist Partisi
Yaşasın anti-emperyalist dayanışma
Halklarımız arasındaki dostluk için gösterdiğiniz çabaların ve bu etkinliğin başarılı olmasını diliyoruz. Teşekkür ederiz.
Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nden gelen mesaj
Değerli dostlar,
Komünist şair Nazım Hikmet’in anısına düzenlediğiniz şenliği en içten duygularla selamlarız.
Türkiye halkının değerli evladı, enternasyonalist ve anti-faşist insan Nazım Hikmet, yaşamını ve eşsiz yeteneğini yurdunu, insanlarını ve bütün insanlığı sömürgeciliğe ve faşizme karşı korumaya adamıştır. Nazım bütün dünyanın işçileri için yazmış, proletaryanın kurtuluşu için mücadele etmiştir.
1922 yılından itibaren komünist idealler için her şeyini ortaya koyan Nazım Hikmet, insanlığın ileriye doğru hamlesine bizzat tanık olmuş, bu atılımın militanı haline gelmiştir. Sovyetler Birliği bu anlamda onun ikinci vatanıdır.
Nazım Hikmet’i değerli kılan bir başka özellik onun kararlı bir barış savaşçısı olmasıdır. Kendisi Sovyetler ve dünyada faaliyet gösteren barış örgütlerinin önde gelen üyelerinden biridir.
Rusya komünistleri yoldaş ve dost Nazım Hikmet’in anısını her zaman canlı tutacaktır.
Kardeşçe saygılarımı sunarım.
Rusya Federasyonu Komünist Partisi
Merkez Komitesi adına
Birinci Sekreter
Gennadiy Juganov