Richard Dawkins
Kuzey Yayınları (2008)
Çeviren: Tunç Tuncay Bilgin / Kalisto
Bilimsel sosyalizmin kuruluşunda Darwin’in evrim teorisinin önemli bir esin kaynağı olduğu Marx ve Engels tarafından yeri geldikçe ifade edilmiştir. Darwin her ne kadar o dönemin siyasi ve toplumsal tartışmalarından uzak kalmaya çalışmış olsa da Marx, Darwin’e Kapital’in ilk cildinin bir kopyasını göndermiştir. Ayrıca Marx’ın Kapital’in ikinci cildini Darwin’e ithaf etmek istediği yönünde bir iddia da mevcuttur. Her ne olursa olsun evrim teorisi insanlığın entelektüel birikiminde önemli bir yer tutmakta, dünyayı anlama ve değiştirme yolunda insanın ufkunu açmaktadır.
Richard Dawkins, işte bu ufuk genişliğinin bir temsilcisi olarak görülebilir. Türkçe’de TÜBİTAK Yayınları tarafından basılan Gen Bencildir ve Kör Saatçi gibi önceki kitapları ülkemizde de çok okunanlar arasında. Bu kitapların yalnızca evrim hakkında bir fikir sahibi olmak için değil, materyalist bir bakış açısının ne kadar güzel ve ince olabileceğini görmek için de okunması gerekir. Dawkins bu önceki çalışmalarında tanrı, yaratılış gibi kavramlara ihtiyaç duymadan dünyayı kavramanın mümkün olabileceğini gösteriyor ve bundan ürettiği heyecanı okuyucuya aktarabiliyor. Zaten Dawkins’in de gücü buradan geliyor.
İngiliz yazar, İkinci Dünya Savaşı sırasında babasının görevli olduğu, o zamanlar bir İngiliz kolonisi olan Kenya’da doğmuş. Dawkins, ailesinin doğa bilimleri ile ilgili olmasının kendisini canlı yaşamı ve evrim konularına yönelttiğini ve daha çocukluk yıllarında din hakkında düşünmeye başladığını belirtiyor. Oxford Üniversitesi’nde biyoloji eğitimi görürken Vietnam Savaşı’nın neden olduğu savaş karşıtı harekete katılmış. Evrim bilimci olmasının getirdiği din karşıtı duyarlılık tüm akademik yaşamına damgasını vurmuş. Bugün ise din karşıtlığı en belirgin ilgi alanı. İngiltere ve Amerika’daki pek çok “ateist” dernek ve kuruluşun üyesi.
Bu bağlamda, ülkemizde yasaklanmış olması ile gündeme gelen internet sitesini ziyaret edebilirseniz, din karşıtı hareket içerisinde tuttuğu yeri görebilirsiniz. Site ülkemizde Adnan Oktar’a hakaret etiği gerekçesiyle yasaklanmış durumda. Bilindiği gibi Adnan Oktar, tıpkı Richard Dawkins gibi evrim konusunda kitaplar yayınlıyor, hatta sokaklarda ücretsiz olarak dağıtıyor. Adnan Oktar, özellikle Amerika’da evrim karşıtı “akıllı tasarım teorisi” savunucusu kilise liderlerinin, Türkiye’ye tarikat şeyhi olarak ithal edilmiş hali olarak görülebilir. Aslına bakarsanız Dawkins’in popülerliği de Amerika ve Avrupa’daki bu tür gerici girişimlere karşı cesurca bayrak açmış olmasından kaynaklanıyor. Yazarın son kitabı Tanrı Yanılgısı da bu tür gerici girişimlere verilecek bir cevap, bir çağrı olarak tasarlanmış.
Kitabın hedef okuyucusunun, din konusunda kafası karışık olan insanlar olduğu söylenebilir. Çünkü kitabın büyük bölümü, dinin gerekli olduğu yönündeki iddiaları çürütmeye ayrılmış. Din savunucuları ya da inanan insanlar tarafından inançlarına gerekçe olarak öne sürülebilecek neredeyse tüm argümanlara değinilmiş. Kaldı ki ateizm tartışmalarında tarafsız kalan bilinemezcilik gibi felsefi tutumların da eksikliği ve düşünsel geriliği ortaya konmaya çalışılmış. Ateizm karşısında sıkça öne sürülen “din olmazsa ahlak da olmaz” görüşüne zengin bir kutsal kitap taraması ile yanıt verilmiş. Kutsal kitaplarda yapılan katliam çağrılarının, kadınların ikinci sınıf insan olarak gösterildiği pasajların altı çizilmiş.
Dawkins ister istemez din konusunda akla ilk gelen sorulara da değiniyor: Dini inancın nasıl ortaya çıktığı ve insanlık tarihi boyunca nasıl varlığını sürdürdüğü. Ancak kitabın sorunları da bu noktada başlıyor. Bilindiği gibi, canlıların biyolojik özellikleri nesilden nesle genler yardımı ile aktarılıyor. Biyolog Dawkins de, din ve kültürel ögelerin devamlılığı söz konusu olduğunda gen kavramına benzer kavramlar bulma aranışına giriyor. Zaten kitabın en başında dini inanç, tekil bireyler tarafından kabul gören bir “hipoteze” indirgeniyor. Bu inanç ve kabullerin bireyden bireye aktarımı ise “mem” adı verilen, genin kültürel yapıdaki analogu olan birimler tarafından sağlanıyor. İnsanların yaşamını kolaylaştıran kültürel öğeler, yani “memler”, insanların nesillerini sürdürebilmesine yardımcı olurken, kendilerini de sonraki kuşaklara aktarıyorlar. “Mem” tezi aslında Dawkins’e özgü değil, başka bir biyologa ait.
Kavramın işlevi ise kültürel öğeleri ait oldukları toplumsal yapıdan uzakta, bireylerde, hem de bir biyologun bakış açısı ile çözümleyebilmek.
Ancak şunu belirtelim ki, bu tez kulağa saçma gelse de ilginç yönler barındırıyor. Zaten yazar da bunları gen gibi maddi bir olgu değil, yardımcı bir kavramsallaştırma olarak görmekten yana. Ancak ne olursa olsun Dawkins için inanmak ya da inanmamak bugünün insanı için bireysel bir tercih olarak kalıyor. Dawkins ve arkadaşlarına ise insanları inanmamak için ikna etmek düşüyor.
Dawkins’in beraber çalıştığı insanlar arasında kendini doğa bilimleri alanında ispatlamış bilim insanları var. Günümüz akademi dünyasının gerici felsefi görüşlerin etkisi altında olduğunu düşünürsek, bu durum büyük bir prestij sağlıyor. Bu nedenle Dawkins’in eserleri yeni yetişen kuşaklar için önemli bir kaynak. Din- ateizm ikiliğini bir yana bırakırsak, bir bilim adamının olgulara nasıl yaklaşması gerektiğini yalın bir şekilde göstermesi bile eserlerinin okunması için yeterli sebep. Ve bu nedenle en azından TÜBİTAK Yayınları’nın uygun bir fiyat ile sattığı Kör Saatçi’yi de tavsiye ediyoruz.