Gelenek Sayı 16

ULUSALLIK DEĞİL, SINIFSALLIK

“Proletaryanın çıkarlarını savunan Sosyal Demokrasinin ödevleri ile çeşitli sınıflar tarafından oluşturulmuş bulunan ulusun hakları iki ayrı şeydir.” STALİNDünyada hiçbir sorun yoktur ki, proletaryanın çıkarlarını savunan sosyalistleri ilgilendirmesin. Ulusların hakları, her zaman, siyasi bir sonu haline burjuvazi tarafından getirilmiş ve bu “iki ayrı şey”in somut tarihsel koşullarda birleştirilmesi ve çözümü de sosyalistlerin görevi olmuştur.Ulusal sorun gerçekte, belli siyasi sınırlar içinde hegemonyanın kimin elinde olduğu sorunudur. Elbette belli bir ülkede, herhangi bir dili konuşan, azınlık bir ulus oluşturan, bir milliyet olan veya tüm bunların daha gerisinde bir nedenle toplumun tümünden ayrımlanabilecek bir grubun, grup, milliyet, ulus olmasından kaynaklanan özelliklerini devam ettirmek istemesi...

MARX, ENGELS, ULUSAL SORUN

Ulusal sorun, ya da daha geniş bir ifadeyle Marksizmde ulusallık konusu teorik bir düzlemde ele alınabilir mi? Bu soruya her konunun teorisi yapılabileceğini söyleyerek olumlu yanıt verilebilir. Ama genel geçer yanıtların yine genel geçer bir düzeyde kalarak işlevsizleşme riski vardır. Yanıtı ne denli açık görünürse görünsün, yukarıda konulan türden bir soruya bile daha ayrıntıda yaklaşmakta yarar bulunuyor.İlk önce bir gözlem: Türkiye'de ulusal soruna teorik bakılmadı ve bakılmıyor. İtirazlar yükselebilir; yıllarını sol siyasete vermiş bir çok insan eski-yeni yayın organlarında yazılanları hatırlatabilir. Olası istisnalar bir yana, Türkiye'de sosyalist teori adına, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı, sömürge-ezilen ulus ayrımı, sosyalistlerin kendi örgütlenmelerinde...

“YENİ DÜŞÜNCE TARZI” KAVRAMIYLA BİR “DENEME” DENEMESİ

İçeriği henüz belirlenmemiş bir "Yeni Düşünce Tarzı" kavramı var. Bilimcisinden politikacısına kadar, apayrı konuları ve nesneleri olan insanlar, karşılarına çıkan ve çözmekte zorluk çektikleri sorunları ancak "yeni bir düşünce ya da yaklaşım tarzı" olursa çözebileceklerini, giderek daha yoğun biçimde ifade ediyorlar. Bu aynı zamanda, insanların nitelikçe farklı ve eski yaklaşım biçimleriyle çözemeyecekleri yepyeni sorunlarla karşılaştıkları anlamına da gelir. Bugünkü aşamada hemen herkes, ileri sürdüğü yeni bir tezi bu "Yeni Düşünce Tarzı" kapsamı içine sokma şansına sahip bulunuyor. Besbelli ki kavram, toplumsal yaşamın herhangi bir detayına yaklaşım biçimlerini kapsadığı gibi, bir bütün olarak yeryüzüne ve insanlığa, hatta kainata "yeni bir açıdan...

TÜRKİYE’DE SOSYAL DEMOKRATLAR MI VAR?

Sosyal demokrat partiler, Avrupa'da işçi sınıfının bilimsel partileri oldukları dönemlerde, işçi sınıfı ile olan ilişkilerini oldukça sağlam temeller üzerine oturttular. Çok büyük ideolojik sapmalara rağmen günümüze dek işçi sınıfı ile olan ilişkilerini de korudular.Sosyal demokrat partiler günümüzde de sermayenin yaşamını koruyabilmek için burjuvazinin devamlı gelişen ihtiraslarına, akılcı bir çözümle set çekerek, işçi sınıfı ile bağlantılarını sağlamlaştırmaktan öte tüm halkın yapısını burjuva ideolojisine yatkınlaştırmak yönünde önemli adımlar atıyorlar. Böylece sosyal demokrat hareket "sermaye"nin isteği doğrultusunda yürüyen bir hareket olarak karşımıza çıkıyor.Günümüzde sosyal demokrat parti, burjuvaziyle uzlaşmacı bir dünya görüşü çerçevesinde işçi sınıfına "barış içinde bir arada yaşama" formülünü kabul ettirebilmek için,...

1978’DEN 88’E AYRILAN YOLLAR

Türkiye'de bilimsel sosyalizmi programatik ve ideolojik olarak savunacağı öngörülen siyasal hareketler, ilk sinyallerini 78-79 yıllarında verdikleri derinden derine bir kaynaşmayı artık ipuçları iyice belirginleşen bir ayrışmayla birlikte yaşıyorlar.Geleneksel solun taşıdığı bazı zaaflar giderek sınırları netleşmeye başlayan bir eğilime, TBKP yöneticilerine, devrimci ve sosyalist mücadeleye uzanan asıl açılımları ise başka örgüt ve hareketlere mal olmaktadır. Elbette bu ayrışma nihai ve mantıksal sınırlarına ulaşmış sayılamaz; çünkü bu süreç kendi başına ideolojik tartışma ve kadrolar arası hesaplaşmanın ötesindeki nesnelliklere de oturmalıdır. Devrimci bir yükseliş ve giderek devrimci bir durum, sınıfa kök salmış bir parti ve teorik araçları da tanımlanmış bir teorik sıçrama, hem...

“HAYIR”: TEKER TEKER TESLİM OLANLAR İÇİN TABUR TABUR İNTİHAR

Adalet Ağaoğlu'nun son romanı "Hayır" diğer romanlarından "Ölmeye Yatmak" ve "Bir Düğün Gecesi" ile birlikte "nehir roman" bütünlüğüne kavuşuyor. Yazar romanın sonlarına doğru "Bu çalışma... Bir sanatçının, geçmişinde yalnızca hayata bağlılığı, coşku ve direnişi terennüm etmiş bir sanatçının intihar tasarımı üzeri(nde)" (s. 309) temellendiğini vurguluyor. Ve devam ediyor: "Romanı kurmak, en ince ayrıntılarına dek tasarlanmış bir dünya ile yola çıkmak demek. Bu ayrıntıları ise, ancak bağlı bulunduğumuz, içinde yaşadığımız hayattan derleyebili(riz)" diyor. Ortaya çıkan ürünü ele alıp değerlendirirken beni asıl ilgilendiren ise, yazarın kafasında tasarlamış olduğu dünyadan çok, gerçek hayattan derleyebildikleri ve gerçek hayatla ne ölçüde izdüşebildiği, oluyor. Bu konuda...

DEVRİMCİ DEMOKRASİ: KİMLİK VE ARAYIŞ

Bugüne dek Türkiye sosyalist hareketinin geçmişi üzerinde çok şey yazılıp söylendi. Türkiye sosyalist hareketinin doğuşundan ve özellikle 1960 öncesi geçmişinden kaynaklanan güdüklükler üzerinde duruldu. Burada bunlardan uzun uzadıya söz etmeyeceğiz. Yalnızca 1922 yılına ait bir değerlendirmeyi Radek'in ağzından aktarmakla yetineceğiz: "T.K. Partisi proleter bir parti değildir. Bu parti çıkarlarını savunmak amacıyla köylülüğün güçlerini ve geçmişle bağlarını koparmış aydınları etrafında toplamaya çalışan bir partidir..."Komintern belgeleri Kaynak yay. s. 45 Örgütsel doğumundan yaklaşık 40 yıl sonra Türkiye sosyalist hareketinin 61-71 döneminde yeni bir canlanma yaşadığını bugün herkes kabul ediyor. Ortada gerçek anlamda güçlü ve tutarlı bir siyasal önderlik bulunmamasına karşın genel olarak...

H.YALÇIN – Y.KÜÇÜK: BİR KIŞ SOHBETİ…

2000'e Doğru adlı haftalık derginin 14-20 Şubat tarihli 8. sayısında Dergi'nin Ankara Büro Şefi Hasan Yalçın'ın Yalçın Küçük ile yaptığı bir görüşme yer aldı. Hasan Yalçın bu görüşmede Toplumsal Kurtuluş'un Şubat sayısında yayınlanan "Özal, Perinçek' in Partisini Destekliyor" başlıklı bir haber nedeniyle Küçük'e sorular yöneltiyor. Bu ilginç görüşmeyi okurlarımıza aynen sunuyoruz."Ben de mahkûm olabilirim. Benim de siyasi hakkım yok." Küçük'ün birkaç davası var. Bir kitabından mahkûmiyet bekliyor. Parti kurma hakkının olup olmadığına ise emin değil.Toplumsal Kurtuluş dergisinde çıkan, "Özal, Perinçek'in Partisini Destekliyor" başlıklı haber üzerine Yalçın Küçük ile Hasan Yalçın konuştu.-Sayın Yalçın Küçük "Toplumsal Kurtuluş" dergisinin Şubat sayısında "Özal, Perinçek:in...

OKURLARLA

Dizimizin elinizdeki 16. kitabı yer değişikliği nedeniyle sizlere geç ulaşmış bulunuyor. Aynı nedenle Nisan'da ayrı bir kitabımız çıkmayacak. 16. kitap Mart-Nisan aylarını birlikte kapsıyor. Mayıs'tan başlayarak gene her ay düzenli biçimde birlikte olacağız. Bu vesileyle okurlarımıza duyuruyoruz: Gelenek'in basımı bundan böyle istanbul'da yapılacağı gibi yazışma adresi olarak da "Okurlarla"nın sonunda yer alan adresin kullanılması gerekiyor.Bu kitabımızın konusu genel olarak "ulusal sorun" adıyla bilinen konuya ayrılmış durumda. Gelenek konuya yaklaşımın genel hatlarını belirliyor. Arkadaşımız Cemal Hekimoğlu'nun aynı konudaki bir yazısı Mayıs kitabımızda yer alacak. Ana konuya ilişkin ilk yazı Harun Koçak'ın: "Ulusallık Değil Sınıfsallık". Koçak yazısında sorunun genel ilkelerini ele aldıktan...

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur