Gelenek Sayı 28

KAPİTALİZM, KRİZ VE DEVRİM DİNAMİKLERİ

Artık sınıflı toplum eleştirisini içeren bilimsel sosyalist değerlendirmeler "çağımız kapitalizmden sosyalizme doğru geçiş çağıdır" önkabulüyle başlamıyor. Oysa sanayi devrimi yaklaşık 200 yıl önce modern sınıfların birbirlerine bıçak çektikleri bir kavga alanı yaratırken, iktisatla da ilgilenen bir doktor, Quesnay, sınıfların iktisadi çıkarlarının uyumlulaştığını betimleyen bir tablo üretmişti. Uyumu ve dengeyi arayan burjuva ideologları, iktisatçılar 20.yy'ın sonlarına doğru bu sefer uyumsuzluğun uyumunu, istikrar içinde dengeye ulaşamamayı teorileştirmeye çalışan çabalara giriştiler: Dengesizlik iktisadı, yeni-tutucu politikalar gibi...Marksizmin teorik zirvelerini oluşturan yapıtlar ise 1848, 1871, 1905, 1917 gibi burjuva egemenliğin temel taşlarının sökülmeye başlandığı sarsıcı konjonktürlerde yazıldı. Bir taraftan da kapitalizmin kıta ve ülkeler düzeyinde...

TÜRKİYE’DE DEVRİMCİ DEMOKRASİ VE RADİKALİZM

Türkiye'de sol hareketin tarihini global olarak ele almaya çalıştığımızda şöyle bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz: Yapılması beklenen somut bir tarih anlatımının ötesine geçtiği için, bütünü hangi kesitlerde inceleyeceğimiz önem kazanıyor. Sorun ise hangi kesitin veya kesitlerin operasyonel bir inceleme olanağı sunduğunun tayin edilmesinde yatıyor.Üstelik, sol tarih bize statik biyolojik bir inceleme olanağı sunuyor. Otopsi masasına yatırdığımız ölü bir organizma değil. Ayrıca incelemenin hem nesnesi, hem de öznesi biziz. Siyasal öznenin kendine biçtiği misyonlar, geçmişe bakışta bu misyonların taşıyıcısı olacak malzemenin kimi değerlerin telef edilmesi riski karşısında azami titizlik gerektiriyor.Operasyonel olan Türkiye'de sosyalist hareketin bütünsel bir reorganizasyonunu hedefleyen ve bu reorganizasyon...

SOSYALİST MÜCADELE İNSANI VE GÜNCELLİĞİN DAYATTIKLARI ÜZERİNE

Kuşaklardan bahsedilir hep.Şu kuşak şöyleydi, bu kuşak böyleydi."60 kuşağı" mı? Onlar bir harikaydı."80 sonrası kuşak" da canım çok şanssız."Kuşak kavramı insani nesneleri deforme etmeden ifade etmeye çalışan bütün kavramlar gibi çok esnektir. Fakat çok somut olarak hissettiğimiz gerçeklere de yanıt vermektedirler."Bloch, Marc; "Tarihin Savunusu ya da Tarihçilik Mesleği", Birey ve Toplum yay., 1985, s. 123 Bir de özgül dönemlerin "özel" insanları olabiliyor.Jakobenler, Bolşevikler, "Tek Ülkede Sosyalizm" koşullarının insanları...Dönemler kendi insanlarını da yaratıyor.Tarihin insan niyetleriyle açıklanmasına şiddetle karşı çıkan E. Carr, hükümranların ve başkaldıranların, kendi dönemlerinin özgül koşullarının ürünü olduğunu düşünüyor.Carr, E.H.; "Tarih Nedir?", İletişim yay., İstanbul 1987, s.71 Dönemler insanlarını...

TARTIŞMAYA DIŞARIDAN KATKI: BİR YOLDAŞIN MEKTUBU

TARTIŞMAYA DIŞARIDAN KATKI: BİR YOLDAŞIN MEKTUBUGörüş'ün Kasım sayısında Sayın Ahmet Kaçmaz'ın iki yazısı çıktı. Bunlardan ilki sosyalist demokrasiye ilişkindi ve sosyalizmi siyasal içerik ile araçlarından arındıran liberallikte tezler ileri sürülüyordu.İkinci yazı Macaristan'a değiniyor ve Kaçmaz haklı olarak Macar komünistlerine(!) kızıyordu. Bir de bir tepkisi vardı ve insanların Macar komünistleri gibi gömlek değiştirircesine düşünce değiştiremeyeceğini yazıyordu Kaçmaz, buna inanmadığını belirtiyordu.Değiştirilen gömleklerden söz açılması nedeniyle, Kaçmaz'ın sosyalist demokrasiye ilişkin yazdıklarına koşut bir mektubu buraya koymak zorunluluğunu hissediyorum.C.H.1996'da yıllar önce tanıştığım bir yoldaştan uzunca bir mektup aldım. Yazdıkları, ülkesinde yaşadıkları "zorlu" mücadelelere ilişkindi. Dersler çıkarılması gereken bir deney olduğu için bu mektubu olduğu...

OKURLARLA

Dizimizin bu kitabı başka yayın faaliyetlerimizin yarattığı bir sıkışıklık nedeniyle gecikerek elinize ulaşıyor. 28. kitabımız 1990 yılındaki ilk sayımız. Geçen kitabımızdan bu yana yayınevimizden Metin Çulhaoğlu'nun Sovyet Deneyinden Siyaset Dersleri adlı çalışması yayınlandı. Emeğin ve Eğitimin Kurtuluşu Yolunda Gençlik başlıklı bir kolektif broşür çalışması ile A. H. Dinler'in TİP Tarihinden Kesitler'inin hazırlıkları da sona ermek üzere.Elinizdeki sayımızda ilk iki yazı Türkiye solunun güncel durumunu konu alıyorlar. M. Çulhaoğlu ile Aydın Giritli'nin çalışmalarının birbirlerinin tamamlayıcı nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Her iki yazı hedefledikleri durum saptamasını solda süren birlik tartışmalarımız ile ilişkilendirmeye de çalışıyorlar.Üçüncü yazı Akın Dalman'ın. Yazar Türkiye kapitalizminin bunalımını kaynak, pazar...

TÜRKİYE SOLU: KARMAŞIK BİR TABLOYU ANLAMA DENEMESİ

Bu yazı, Gelenek'in bir önceki 27. kitabında yer alan "Solda Boşluk Var mı?" başlıklı yazının bir devamı ya da tamamlayıcısı olarak okunabilir. "Onların içinde de üç ayrı eğilim varmış. Birincisi 'bu iş böyle gitmez' diyormuş. İkincisi 'bu iş bizle başladı bizle bitecek'de ısrar ediyormuş. Üçüncü eğilim ise başka bir yol aranışı içindeymiş..."Türkiye solunda neler olup bittiğini merak edenler, sordukları sorulara bu tür yanıtlar alıyorlar. Yukarıdakine benzer saptamalar, soldaki grupların büyük çoğunluğu için geçerli olmaya başladı. Bugün, içinde yalnızca iki ayrı eğilimi barındıran grupların "homojen" sayılmaları bile mümkün.Böyle bir durumun, araştırılmaya değer özel nedenleri olmalıdır. Bu nedenlerin saptanması ve buradan hareketle...

BİRLİK SÜRECİ İÇİN DURUM SAPTAMASI

Bir an için kendinizi dışarıdan bir gözlemcinin yerine koyup Türkiye'nin son yıllarına bakmayı denediniz mi hiç? Sosyalist hareketin içinde sürüp giden tartışmaları, çalkantıları bir an aklınızdan çıkartıp şu ülkenin yaşadığı gelişmeler çerçevesinde, solun toplumsal koordinatlarını saptamayı denediniz mi? Eğer tüm ufkunuz solun iç sorunları, yani kendi dünyanızla sınırlı değilse, mutlaka böyle bir gözlemde bulunmak aklınıza gelmiştir.Gözlemin sonucu ise hiç tartışmasız şudur: Doğu illerindeki olaylar, TBKP'nin en üst iki yöneticisinin hapiste olmaları ve "polisiye vakalar" dışında Türkiye'de bir sol "hareket"in varlığına ilişkin veri yoktur. İstenirse durumu, yukarıdaki vurguyu biraz daha incelterek başka türlü formüle etmek de mümkün: Türk solu ile ülkenin...

TÜRKİYE KAPİTALİZMİNİN SORUNLARI: DÜN-YARIN

Türkiye kapitalizmini konu alan hemen tüm çalışmalarda iki ana eksen öne çıktı. Bunlardan birincisi kaynak, ikincisi pazar sorunudur. Kaynak ve pazar sorunlarının bu denli öne çıkması, bir rastlantı ya da bu çalışmaların sahiplerinin öznel tercihlerinden kaynaklanmadı. Kaynak ve pazar ikilisi, karşılıklı belirleyicilik ilişkisi içinde sermaye birikiminin sürdürülmesinin temel unsurları olarak ele alınmalı. Başka bir deyişle, kaynak ve pazar sorunlarını çözemeyen bir kapitalist ülkede, sermaye birikiminin siyasal, ekonomik ve ideolojik alanlarda bunalımlara kapalı olabilmesi mümkün değil.Türkiye kapitalizminin bu anlamda kendine özgü olmadığını vurgulamak gerekiyor. Kaynak yaratma, pazar bulma, geç kalmış ya da yaygın deyimiyle azgelişmiş bütün kapitalist ülkelerin ortak sorunudur. Her...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur