Gelenek Sayı 51

EĞİTİM EMEKÇİLERİ VE SOSYALİZM MÜCADELESİ-1

Eğitim emekçileri ve sosyalizm; "özlenen" bir ikili... Eğitim emekçileri, on yıllardır Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinde önemli yer tutmuş olan bir emekçi kesimini oluşturmakta. Günümüzde de benzeri bir önemi ve ağırlığı olan bu kesim, aslında diğer kamu emekçileri gibi, tarihsel bir dönüm noktası ile yüz yüze gelmiş durumda. Ya yıllardır yaptıkları gibi düzen dışına pek de çıkamayan yarı aydın, yarı emekçi tarzı mücadelelerini sürdürecekler ve "demokrasi mücadelesi"nin ötesine geçemeyecekler, ya da sınıf karşıtlıklarının bilincine gerektiği gibi vararak yüzlerini sosyalizme dönecekler. Güncele hapsolan bir bakışla ikinci olasılığın zayıf görünmesine karşın, eğitim emekçilerinin mücadele geçmişine göz atıldığında bile umutlanmak için yeterli verileri bulmak...

ŞEHR-İ KAVGA

Parklarınla, köprülerinle, meydanlarınlaBekle bizi İstanbulTophane'nin karanlık sokaklarındaKoyun koyuna yatan çocuklarınla bekleBekle zafer şarkılarıyla geçişimizi İstanbulHaramilerin saltanatını yıkacağızBekle o günler gelsin, gelsin İstanbul Vedat TürkaliŞehr-i İstanbul'a fazlasıyla bağlı olmakla suçlanan bir geleneğe sahibiz. Biz abartmıyoruz, ama ülkenin en büyük metropolü ve işçi şehrinde sürdürdüğümüz kavgaya biraz "fazla" bağlanmakta çok gocunacak bir şey olduğunu da düşünmüyoruz. Öyle ki, şehirle beraber uzayan bir işçi kuşağını, Gebze'yi, haftalık gazetemizin künyesinde İstanbul'un bir ilçesi gibi görme hatası yapıyoruz. İzmit'li yoldaşlarımızdan ve İstanbul-İzmit işçi kuşağında kendini İzmit'li olarak gören işçi arkadaşlarımızdan özür dileriz. Hatamızı düzelttik. Fakat hatayı bulup çıkaran insanların, "Beyoğlu entelijansiyası" için kurdukları Öpücük ve...

MARKSİZM VE ULUSAL SORUN (*)

* B.N. Ponomarev, vd. (ed.), THE INTERNATIONAL WORKING CLASS MOVEMENT, c. 3: "Revolutionary Battles of the Early 20th Century"; Progress Publishers, Moskova, 1983 (Rusçası 1978), s. 175-187'deki "Ulusal ve Ulusal-Sömürgesel Sorunlar Alanında Marksist Öğretinin Gelişimi" başlıklı alt-bölümün çevirisidir.Çev: Yavuz UTKANEmperyalizm altında proletarya ile burjuvazinin tarihsel karşılaşmasının sonucunu biçimlendiren bir başka belirleyici etken, proletaryanın anti-emperyalist ulusal kurtuluş hareketlerini kendi müttefiki yapabilme-siydi. Yeni tarihsel koşullarda, Lenin ulusal sorunun ve ulusal kurtuluş hareketlerinin sorunları ile bunların işçi sınıfının tarihsel misyonu açısından öneminin derin ve kapsamlı bir çözümlemesini yaptı. Lenin'in ulusal ve ulusal-sömürgesel sorunlar alanındaki düşünceleri devrimci Marksist teoriyi geliştirdi ve Marksist düşünce hazinesinin...

SOSYALİST HAREKET VE AYDINLAR – III

Sosyalist hareketin farklı bir tarzda yeniden doğduğu, aydın hareketinin niteliksel bir sıçramaya uğradığı 1960'lı yıllara geçmeden önce, geriye dönük bilgiler vermek, yazımın bundan önceki bölümlerinde altını çizdiğim bir tespiti öne çıkarmak ve bu tespit etrafında 27 Mayıs'ı da hazırlayan şartlara değinmek istiyorum.Gelenek 50. sayıda yayınlanan ikinci bölümde kemalizmin ilerici/gerici karekterinden söz etmiş ve bu iki ana noktanın bir bütünü oluşturan iki parça bir madalyonun iki yüzü olduğunu belirtmiştim.İlericilik, kapitalizmin hâkim üretim tarzı haline getirilmesi amacıyla atılan ve feodal ilişkileri tasfiyeyi (feodal unsurları eklemleme yoluyla ayak bağı olmaktan çıkarmayı) amaçlayan bir dizi adımın zorunlu bileşeni olmuş; gericilik ise bu dönüşümlerin taşıyıcısı...

SANATTA SOSYALİST GERÇEKÇİLİK ÜZERİNE SÖYLENMİŞTİR…

... sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidinisin kolayına kaçmadan amagül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin 1961 yazı ortalarında Küba'nın resmini yapabilir misin çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstatNazım Hikmet (Saman Sarısı)Ne yazık ki bu dizelerin ithaf olunduğu ressamın hiçbir zaman böyle bir kaygısı olmadı... Sanatta hep bir köylü olarak kaldı. Bu yazı, sosyalizm mücadelesinde ressamın nasıl bir kaygıya sahip olması gerektiğini biraz açmaya çalışacak. Yazı resim üzerinde...

OKURLARLA

Gelenek'in 51. sayısı, ciddi bir gecikme ve bu gecikmeyi belli ölçülerde telafi edecek doyurucu bir içerikle çıkıyor. Yazılara burada tek tek değinmek gereğini duymuyoruz. Değişik alanları kapsayan çok sayıda çalışmanın yer aldığı bu sayımızı ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.Bir sonraki sayımız, büyük ölçüde Türkiye solu değerlendirmelerine ayrılacak. Değişik geleneklerden sol hareketlerin dünü ve bugününe ışık tutacak yazıların yanı sıra bazı partilerin programları da ele alınacak.Ayrıca dergimiz baskıya hazırlandığı sırada Y. Fırat dostumuzdan bizden cevaplanması istenen bazı sorular da içeren bir yazı aldık. Fırat'ın konuya ilişkin değerlendirmemizi bu sayıya yetiştiremememizi anlayışla karşılayacağını umarak, gelecek sayıda kapsamlı bir "yanıt"ın yer alacağını belirtmek istiyoruz. Haziran...

AYDIN’IN ENTELLEKTÜEL ve SİYASAL KONUMLANIŞ DİNAMİKLERİ

Toplumsal olayların, toplumun hareket yasalarının, ideolojinin, sınıf mücadelesine dair yasallıkların sezilmesi, algılanması ve giderek soyutlanmasına olanak veren bir zenginlik var.Bir inceleme başlığı olarak aydın da sözü edilen zenginliğin bir bölümünü oluşturuyor. 20. yüzyılın sonuna doğru dünyada aydının hareket yasalarının soyutlanmasında Türkiye en elverişli coğrafyalardan birini oluşturuyor.1) İşçi sınıfının tarih ve siyaset sahnesine çıkışından itibaren deklare ve özerk varlık alanı bulabilen aydın dönemi kapanmıştır. Hegel ve Adam Smith, biri felsefede diğeri ekonomi politikte bu yüzden bir eşiğe gelip durmuşlardır. Bu yüzden burada kullanılan anlamı ile aydın olma durumları tartışılır konumudur.2)Aydını aydına anlatmak herhangi biri ne anlatmaktan daha zor görünüyor. Ama bir...

BLOK, HADEP ve SOL ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRMELER

Gelenek'in bir önceki 50. sayısının yayınlanışından sonra oldukça uzun bir süre geçti. Türkiye gibi ülkelerde, siyasi dengelerin günden güne değişebildiği, toplumsal dinamiklerin kısa sürede hızlanıp dalgalanabildiği biliniyor. Bu nedenle, Gelenek'in çıkmadığı aylara ilişkin kapsayıcı bir siyasi değerlendirme yapmak demek, aslında başlıbaşına bir kitabı, bu değerlendirmeye ayırmak demek.Ancak başka yayınlarımız, özellikle haftalık Sosyalist İktidar'ın varlığı işimizi kolaylaştırıyor. Hareketimizin kendi yaklaşım ve açılımlarını dışarıya yansıtma sorunu olmadığını düşünüyoruz. Düşünce ve eylemimiz gün geçtikçe daha geniş kesimler tarafından sahipleniliyor, gün geçtikçe geleneğimizi daha ileri mevzilere taşıyoruz.Yine de, bazı konulardaki tutumumuzu, yakın gelecekteki siyasi faaliyetlerimize ışık tutacak biçimde sizlerle paylaşmak istiyoruz. Fazla uzatmadan, açık...

TÜRK SİNEMA TARİHİNİ YENİDEN YAZMAK

Bugüne kadar Türk sinema tarihi konusunda, temelde, iki çalışmadan bahsedilebilir. Bir tanesi Nijat Özön'ün Nijat Özön, Türk Sinema Tarihi, Artist Yay., 1962. 1962 yılında yazdığı tarih çalışması, diğeri de Giovanni Scognamillo'nun Giovanni Scognamillo, Türk Sinema Tarihi, Metis Yay., 1990. başlangıcından 1980'lerin sonlarına kadar getirdiği Türk sinema tarihidir. Bunlar dışında, Engin Ayça'nın kitap boyutlarına ulaşamayan daha çok dergilerde yazı olarak, yayınlanan ve genel olarak Türk sinemasının başlangıcından 1950'lerin sonuna kadar olan dönemi kapsayan çalışması vardır. Her üç tarih yazımı da belli eksiklikleri, yetersizlikleri ve yanlışları taşısa da, Türkiye gibi bir sinema piyasasına sahip ve bunun içinde yer alanların beyinlerinden çok egolarının "çalıştığı" bir...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur