Etiket: Devrim Teorisi

Kurtuluş zorunlu, kuruluş mümkün

Kapitalist üretim biçimi de kendisinden önceki üretim biçimleri gibi geçicidir, sonsuza kadar sürmeyecektir. Ancak son sınıflı toplum biçimi olan kapitalizmin, kendi iç çelişkilerinin sonucunda kendiliğinden ve kaçınılmaz olarak çökeceği beklenmemelidir. Kendi iç çelişkileri ve bu çelişkiler sonucu oluşan krizler, ne kadar sık ve yoğun yaşanıyor olursa olsun, devrimci politik mücadele ve müdahale olmadığı takdirde, kapitalizmin çöküşüne yol açmıyor. Kapitalist sistem yoluna devam ettiği sürece, kendisiyle birlikte tüm toplumsal zenginliğin kaynakları olan doğayı ve insanı da çürütmeyi sürdürüyor. Çürümenin boyutları ise ...

Zorunluluk ve olanak ekseninde kriz-devrim ilişkisi

Zorunluluklar ve onların kavranmasına ilişkin tartışma oldukça eski. Bu tartışmanın ana akım düşünce dünyasına taşınması hemen hemen Aydınlanma Çağı’nın başlangıcına kadar gidiyor. Farklı düşünür ve ekollerin kendilerine özgü yaklaşımları geliştirdiği bu tartışmada, esas odak noktasını nesnellik ve nesnelliğin dönüştürülmesi başlıkları oluşturuyor. Tartışmanın bağlandığı nokta ise insan eyleminin sınırları üzerine oldu. Özellikle burada özgürlük ve zorunluluklar arasındaki ilişki, kavrayış tartışmasına göre, tartışmaya değer bir başlık. Bu başlığın ilk olarak ele alındığında özgürlük ve zorunluluk arasındaki ilişkinin “zıtlık” temelinde olması beklenir. Eğer ...

Devrimci demokrasi yola nasıl devam edecek?

Türkiye’nin son on beş yılı Türkiye sol hareketinde yeni bir tasnif ihtiyacını doğuruyor mu? 21.yüzyıla girerken Türkiye sol hareketinin farklı öznelerini tanımlayan karakteristikler, 21.yüzyılın ikinci on yılında halen geçerli mi? AKP’li yılların toplumsal, ekonomik ve siyasal alanda ortaya çıkardığı dönüşümlerin Türkiye sol hareketinin farklı öznelerinin geleneksel pozisyonlarını etkilemediğini düşünmek için herhangi bir gerekçeye sahip değiliz. Tam tersine, ülkenin tamamına etki eden dönüşümlerin sol hareketi etkilememesi tuhaf olurdu ya da bu durumdan etkilenmeyecek bir sol hareket ancak kendi kabuğunun içine çekilmiş, ...

Aşamalı devrimcilikten stratejik iflasa:

Türkiye solunun tarihi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ndeki Halit Ayarcı karakterinin yaşadıklarına çok benziyor. Ünlü edebiyatçı Tanpınar’ın unutulmaz eserinin başkarakterlerinden olan Ayarcı, kendinden menkul tasnifçiliğin ve standartlar enstitüsü olmanın da güzel bir örneğidir. Türkiye solunda uzun bir dönem boyunca yapılan tartışmaların, siyasal olarak solun zeminini güçlendirmek yerine tarafların birbirine not verdiği ve “ayar çektiği” bir içerikten öteye gidemediği aşikâr. Dolayısıyla aslında not vermek dışında bir anlam taşımayan yazılar, tartışmayı yürüten tarafın siyasal hattının yeniden üretimine de katkı koyamıyor. Bu ...

Ekim Devrimi’nin mirası:

Ekim Devrimi’nin insanlık tarihindeki önemi hakkında çok fazla şey söylenebilir. Söylenebilecek çok şeyin en başındaysa şunun gelmesi en doğrusu: Ekim Devrimi’nin en büyük önemi yapılmış olmasındadır. 1917’nin 6 Kasım’ında gerçekleşen ayaklanmanın başarısızlığa uğradığını ve Bolşeviklerin iktidarı alamadığını, sosyalist ülkenin kurulamadığını varsayalım. O günden bugüne kadarki tüm dünya tarihini baştan yazmak gerekecektir. Dünyanın farklı ülkelerindeki emekçilerin sahip olduğu hakların niteliği, dünyanın farklı köşelerindeki ulusların bugün bir devlete sahip olup olmayacakları, bilimsel ve teknolojik gelişmenin ulaşacağı nokta ve akla gelebilecek birçok başlık, ...

Günümüzde emperyalizm ve sınıf mücadelesi

Çağımızda aydının düşünce dünyası Oblomov’un akıl yürütmelerine benziyor. İvan Gonçarov’un 19. yüzyılın ortasında yazdığı ve Rusya’da toprak sisteminin değişimi sonrası kapitalizmin birey üzerindeki değişikliklerini incelediği ünlü eserinde Oblomov’un düşünce dünyası kendi sınırlı çevresinin etkileri üzerinden şekilleniyordu. Oblomov karakteri kendisi eskimiş, sosyal sistem olarak çürümüş bir düzenin temsiliyetinden daha öte üretim ilişkilerinden kopmuş bir “erdemlinin” akıl yürütmelerinin sınırlarını göstermesi açısından da önemli bir içerik sunuyor. Bugünün düşünce dünyasını oluşturmaya çalışan aydınlar da benzer bir biçimde Oblomov’un düşünce dünyasına sahipler. Sadece “tembellikleri” ...

Kriz ve gerilim sarmalında emperyalizm: Dün ve bugün

Bu sayfalarda, emperyalizmin bugünkü krizinin getirdiği yeniden konumlanışları anlamaya çalışacağız. Bunu yaparken uluslararası sermayenin yeniden yapılanmasıyla yaşanan dönüşümler ile başat kapitalist ülkeler ve emperyalist güçlerin kendi aralarındaki gerilimlere göz atacağız. Böylece, Ortadoğu ve Türkiye söz konusu olduğunda bütünlüklü bir perspektif için arka plana bakmaya çalışacağız. Emperyalizmin Türkiye ve bölge politikalarını anlayabilmek için öncelikle emperyalizmin tarihsel “ilerleyişine” göz atmakta fayda var. Diğer bir deyişle, tarihsel süreç ve bütünü görmeden emperyalizmin bölge ve Türkiye ölçeğindeki politikalarını anlamlandırmaya çalışmak, neyle karşı karşıya olduğumuzu ...

Emperyalizm ve sosyalist devrim

Emperyalizm olgusunun değişik boyutlarıyla ele alınmasının, komünist hareketin politik mücadelesinde stratejik önemi bulunuyor. Emperyalizm olgusunun masaya yatırılmasını, güncel siyasal mücadelede politik hattın koordinatlarının oluşturulmasının ve bütünlüklü bir çerçevesinin ortaya çıkarılmasının olmazsa olmaz koşulu olarak görmek gerek. Ancak bununla birlikte, politik hattın oluşturulması kadar, emperyalizmi tartışmak aynı zamanda devrim stratejisinin de oluşturulmasında büyük önem taşımaktadır. Lenin’in marksist teoriye yaptığı en önemli katkılarından birisi de şüphesiz emperyalizm üzerine ortaya koyduğu teorik ve siyasal saptamalardır. İşçi sınıfının iktidar mücadelesinin politik hattını belirleyen ve ...

Marksizm ve ulusal sorun üzerine hatırlatmalar

Ulusal sorun söz konusu olduğunda marksizmin söyleyeceği çok şey var. Ancak marksist teoriden; örneğin sınıf kavramı ya da tarihsel materyalizme dönük yaklaşım gibi, ulusal sorunu ayrı bir çerçevede ele alan ve salt bu alanı sabit kabul eden bir çözümleme beklenmemelidir. Marksizm, ulusal sorunu apayrı bir başlık olarak değil sınıflar mücadelesinin bileşeni ve devrim perspektifi ekseninde bağımlı bir düzlem olarak ele almıştır. Marx’ta,  Rosa’da, Lenin’de, Plehanov ya da Troçki’de, merkeze ulusal sorun konmamış, başka tartışma başlıklarının içerisinde bu konu ele alınmıştır. ...

OKUMA NOTLARI “Ne Yapmalı?”: Tarih içerisinde bir buzkıran

Yüz yıldan fazla süre önce, 20. Yüzyılın başlarında yazılmış ve Lenin’in en önemli eseri sayılabilecek “Ne Yapmalı?”, günümüzde hala olanca güncelliğiyle üzerine yazı yazılmayı, tartışılmayı, örnek alınmayı hak ediyor. Komünist hareketin militanları açısından sahip çıkılmayı gerektiren bir bütünlüğü, tarih içerisinde farklı şekilde karşımıza çıkan tartışmalara 1901 yılında Rusya topraklarında verilmiş yanıtları ve devrimin güncelliğine bakış ile örgüt teorisinin/pratiğinin ahengini bu kitapta sonuna kadar bulabiliyoruz. 1917 yılında işçi sınıfının iktidara geldiği Rusya topraklarında 19. yüzyılın ortasından itibaren kaynayan kazanı karıştıran, onu ...

Sayfa 1 of 11 1 2 11

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur