KÜRT SORUNUNA SINIF ÇERÇEVESİNDEN BAKMAK
“Cum domino pax ista venit.”“Barış geldiğinde bu despotizmin barışıydı.” (Lucan, Pharsalia I, 670) Gelenek’in bu sayısının ilk planında bana düşen Kürt sorununun ekonomi politiği üzerinde durmaktı. Ancak ekonomi politik ve Kürt sorunu ifadelerini birlikte yazının başlığına taşımak bir türlü elimden gelmedi. Bunun iki nedeni var: Birincisi, Kürt sorunu gibi hem çok güncel hem de çok karmaşık bir mesele ele alındığında konunun politik boyutunun ekonomik boyutunu büyük ölçüde önemsizleştirmesi kaçınılmaz. İkinci neden biraz daha pratik; hâlihazırda zaten güdük kalmaya mahkum iktisadi boyutun tatmin edici bir içerikle verilebilmesi pek mümkün görünmüyor. Ortada ne veri var ne de içeriği üç-beş cümleyle özetlenebilecek analizler...