Sempozyum Özel Sayısı

Sosyalizmin spor üzerindeki etkisi

1917’nin o müthiş günlerinde, Vladimir İlyiç Lenin önderliğinde “Ekmek, Barış ve Özgürlük” sloganlarıyla yürüyen kalabalıklar, önce halkının üstüne ateş açan zalimÇar’ın her türlü baskısı ve zulmüyle, daha sonraysa geçici hükümetin ihanetiyle karşılaşmıştı. Azimle yürüyen Bolşevikler, yılmadan yıkılmadan mücadele edip ilk sosyalist devleti, dolayısıyla ilk sosyalist anayurdu inşa etmeyi başardılar. Bu devrimi ısrarla ulusal sınırlar dâhiline hapsetmeye çalışırken, bir yandan da “yayılmacılık”la itham etmeye çalışan burjuva tarihçileri dahi, dünyanın artık eskisi gibi olamayacağını kabul etmek zorundaydı. Bu yüzden, dünyanın en bütünsel değişimlerine yol açan, baştan uca pek çok alanı etkileyen sosyalist devrimin, sporu etkilememesi de kaçınılmazdı. Amerikalı Profesör Mike O’Mahoney’nin çok...

Sovyet film okulu

David Robinson, Devrim Sineması seçkisine yazdığı önsözde, Sovyet Film Okulu’nu şu cümleler ile özetler; “(…) Geçmişin sanatları tamamen ölmüştü. Güncel görev, yeni, devrimci bir sanat, sosyalist bir sanat (heyecan duyan, eşine rastlanmadık ve ideal yeni toplumun gereksinmelerine hizmet edecek bir sanat) yaratmaktı. Kural, emsal, sınırlama, kısıtlama, hiçbir şey yoktu. Söylemek gereksiz ki bu gençler çok da korkusuzlardı. Niçin korksunlar ki? Geçmişin yıkılmaz gibi görünen dev kütlesinin bir anda un ufak olup dağılmasına tanıklık etmişlerdi. İçlerinden birçoğu Birinci Dünya Savaşı’nda, Devrim’de ve onun ardından patlayan İç Savaş’ta savaşmıştı. Gün, her şeyden özgür olan bu sanatsal aşırılık ve eksantriklik eğilimlerinindi: Bütün gerekli...

Sovyetler Birliği’nde sanat

Giriş İnsanlığın sanat ile tutkulu ilişkisinin binlerce yıllık birikimi bugün uygarlık adına inşa ettiğimiz ne varsa onun temelini oluşturmaktadır. Sanat birçok tarihsel kaynakta ‘büyü’ kavramı ile birlikte anılır. Tarihteki bu sayısız tanımlamalardan birini yapan Fischer, insan varoluşunun kökündeki bu büyüyü ‘güçsüzlük duygusu ile birlikte güçlülük bilincini, doğa korkusu ile birlikte doğaya üstünlük sağlama yeteneğini yaratma’ olarak tanımlayarak bunun her türlü sanatın başlıca özü olduğunu, insanların kullanabilmesi için taşa yeni bir biçim veren ilk alet yapıcının ilk sanatçı olduğunu söyler.Fischer, E. (2005), Sanatın gerekliliği, (Çev: C. Çapan), Payel Yayınevi, s.34. İnsanlık binlerce yıl içinde bu büyüde ustalaştı. Ancak insanlık tarihindeki en...

Ekim Devrimi’nin mirası: Ulusal sorunun çözümü bağlamında bugün Kürt sorununa bakmak

19. yüzyıl pek çok şeyde olduğu gibi, matematik alanında da ciddi gelişmelere tanıklık etti. Bu gelişmelerin bir kısmı düşünce dünyasını ciddi anlamda sarstı. Bunlar arasında “ilginç” denilebilecek bir gelişme ünlü matematikçi De Morgan’ın öğrencisi Frederick ve kardeşi Francis Guthrie’nin ortaya koyduğu bir problemdi. Guthrie kardeşlerin De Morgan’la da paylaştığı problemin ana tezine göre birbirlerine komşu olan iki bölgenin farklı renklendirilmesi koşuluyla en fazla dört farklı renge ihtiyaç duyuluyordu.Keyman, E., Berkman, A., Doğanaksoy, A. (1991), Dört renk problemi, Matematik Dünyası, s. 7. Problemin çözümünü De Morgan’da bilmemekle beraber, konuya ilişkin tartışmalar bugüne kadar geldi. Bugün, özelde ülkemizde Kürt sorunu, genelde dünyadaki herhangi...

Ulusal sorunun çözümü bağlamında Ekim Devrimi

Bu yazıda 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’ni yapan Bolşevik Partisi’nin Rusya’daki ulusal soruna getirdiği çözümün teorik ve siyasal mirasını tartışacağım. Yazının temel tezleri şunlardır: 1)Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarihte yeni bir devlet tipini temsil eder, bağımsızlık, bölgesel özerklik, kültürel özerklik ve federalizm çözümlerinin bir kombinasyonudur, ulusal soruna yaratıcı çözümler getirmiştir ve bir Sovyet uygarlığı yaratmıştır; 2) Lenin’in ulusal sorun hakkındaki yazıları ve Sovyet deneyimi, sorunun çözümünde bize muazzam bir teorik ve pratik temel sağlar ancak bu mirasın her güncel konjonktürde ve her durumda uygulayabileceğimiz değişmez bir formülü yoktur; ve 3) SSCB halkları 1991’de bağımsızlık peşinde koşmadı, SSCB’yi yıkan güçler,...

Sosyalist iktisat ve kalkınma

Giriş Kalkınma konusunun sosyalist iktisat bağlamında ele alınması gerek ideolojik gerek araçsal açıdan kapsamlı tartışmayı gerektirir. Reel sosyalizmin öğretisi ışığında gerçekçi yaklaşım yapıldığında, sosyalizmin ya da komünizmin güçlü şekilde oturtulmadığı toplumlarda kapitalist ideoloji ve piyasa mekanizmasının bir ruh gibi etkili olarak, üretim politikasında ihtiyaca göre üretim, gelir politikasında ise, “gücüne göre, ihtiyacı kadar” görüşünün ikinci plana atılmasına yol açtığı görülebilir. Böylesi parazit süreçler,Sovyetler’deki işleyişte olduğu üzere, salt geçiş dönemine özgü olmayıp, özellikle günümüzün ileri iletişim teknolojisinin ülkeleri ve insanları birbirine bağlama etkisi altında, sosyalist ideoloji ile bağdaşmayan bireysel talepleri aşan sosyal tercihlerin yansıtılmasına da yol açabilir. Oluşabilecek bu tabloda sosyal...

Ekim Devrimi’nin mirası:

Ekim Devrimi’nin insanlık tarihindeki önemi hakkında çok fazla şey söylenebilir. Söylenebilecek çok şeyin en başındaysa şunun gelmesi en doğrusu: Ekim Devrimi’nin en büyük önemi yapılmış olmasındadır. 1917’nin 6 Kasım’ında gerçekleşen ayaklanmanın başarısızlığa uğradığını ve Bolşeviklerin iktidarı alamadığını, sosyalist ülkenin kurulamadığını varsayalım. O günden bugüne kadarki tüm dünya tarihini baştan yazmak gerekecektir. Dünyanın farklı ülkelerindeki emekçilerin sahip olduğu hakların niteliği, dünyanın farklı köşelerindeki ulusların bugün bir devlete sahip olup olmayacakları, bilimsel ve teknolojik gelişmenin ulaşacağı nokta ve akla gelebilecek birçok başlık, örneğin Türkiye diye bir ülkenin varlığı bile, Ekim Devrimi ile açılan pencereyle doğrudan ilişkilidir çünkü. Ekim Devrimi’nin açtığı pencere sosyalizmdir....

Ekim Devrimi’nin dünya komünist hareketine yansımaları

Ekim Devrimi’nin 100. yılı vesilesiyle hazırladığımız bu çalışma tarihsel sürekliliği bulunan dünya komünist hareketini kavramak açısından önem taşıyor. 1917’de yaşananların, devrimler tarihi açısından taşıdığı önemin azımsanamayacağı açıktır. Bununla birlikte üzerine yoğunlaştığımız uğrağın da kritik bir dönüm noktası olarak görülmesi gerekiyor. Tarihteki herhangi bir olguyu kendinden menkul bir şekilde ve neden-sonuç ilişkisine tabi tutmadan ele almamız imkânsız. Toplumlar tarihi, insanlığın tarihsel gelişimi, sınıflar mücadelesi ve beraberinde gelişen devrimler, tarihsel materyalizmin penceresinden ele alınmadığı zaman bilim dışı yorumlara kaçılması mümkün oluyor. Nasıl ki, Ekim Devrimi’nin ekonomik bir temeli ve içinde bulunduğu tarihsel kesitle ilgili siyasal ve ideolojik bir konumlanışı varsa, dünya komünist...

Sayıdaki Konular

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur