Gelenek dizisi, geçen 6. kitabıyla ilk cildini tamamlamış oluyor. Dizinin tüm kitaplarını elde edemeyenlere şöyle bir haberimiz var: Gelenek’in ilk altı kitabı yakında cilt halinde hazırlanmış olacak.
Elinizdeki bu kitap ile 2. cilde başlamış oluyoruz. Bu kitabın ağırlıklı konusunu “Teoride ve Pratikte İşçi Sınıfı Hareketi” oluşturuyor. “Gelenek Gündemi”nin ilk bölümü, Türkiye’de işçi sınıfına çeşitli yaklaşımların genel bir özetini verip, bu alandaki güncel tehlikelere işaret ediyor. Bu ana konuya ilişkin iki yazı daha var. Bunlardan Metin Çulhaoğlu’nun “İşçi Sınıfı: Neden ve Nasıl ?” başlıklı olanı, işçi sınıfına ve sınıf hareketine ilişkin olarak genel bir teorik çerçevinin ana hatlarını, tarihsel gelişim ışığında vermeye çalışıyor. “Geleneksel Solda Hesaplaşma ve İşçi Sınıfı” ise Cengiz Uygur’un yazısı. Uygur, işçi sınıfına onun sendikal hareketine vb. ilişkin olarak Türkiye’nin yakın geçmişinde gözlenen eğilimleri değerlendirip eleştiriyor. Amaç, kuşkusuz bir yeni dönemde eski hataların tazelenmesi karşısında uyarıda bulunmak.
Başta da değindiğimiz gibi bu kitapta “Gelenek Gündemi” iki ayrı bölümden oluşuyor. Saçak dergisinden bir yazarın harcadığı yoğun emek ve adı geçen derginin bize ayırdığı sayfa sayısının çokluğu, ikinci bölümde bir yanıtı gerekli ve uygun kıldı. Bir ara “özel olarak polemik yanlısı değiliz” demiştik; ama öyle görünüyor ki zaman zaman belirli saldırılara yanıt vermeye de mecbur kalacağız.
Bu kitabın bir önemli yazısı da Cemal Hekimoğlu’na ait. Gelenek ilk cildini tamamlamışken ve kimi kesimlerde Gelenek’in “misyonu”na ilişkin değerlendirmeler yapılırken, Hekimoğlu’nun yazısı “Niçin Gelenek?” , aldığımız konumu daha da açıp netleştiren bir içerik taşıyor.
Son iki yazı ise Aydın Giritli ve Osman Akın’ın. Giritli “Barbusse ve Aydın Onuru” başlıklı tanıtım yazısında, ünlü Fransız yazar Henri Barbusse’ün Türkçe’de de yayımlanmış yazılarından hareketle, Türkiye’de yeterince bilinmeyen bir tarihsel olguya göz atıyor: Batı Avrupa aydınının 1917 karşısındaki tutumu… “Ses’le Gelen Düşünceler” de ise Osman Akın klasik bir sinema eleştiri-tanıtım yazısının dışında, Türk sinemasından Ses’i belirli uzantıları ve gerçekleştirdiği çağrışımlar açısından ele alıp değerlendiriyor.
Haziran’da 8. kitabımızda buluşmak üzere…