• Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Marksist Manifesto
  • Anasayfa
  • Dergimiz Nerede
  • Arşiv
    • Marksist Manifesto Sayıları
    • Gelenek Dergisi Arşiv
  • Yazarlar
Aradığınız makale bulunamadı.
Bulunan makaleleri göster
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Marksist Manifesto
Aradığınız makale bulunamadı.
Bulunan makaleleri göster

ÇUBUĞU BÜKERKEN

70 Görünüm
A A
Paylaş
WhatsApp Facebook Twitter Google+ E-mail
    Okunma Süresi: 4 dakika
    Whatsapp'ta PaylaşFacebook'ta PaylaşTwitter'ta PaylaşE-posta Gönder

    Sözünü sıkça ediyoruz ama “çubuk bükme” eylemini sol politikada ne kadar becerebiliyoruz?

    Yanlış bulduğumuz her vurgunun tam tersini zorlamayı “çubuk bükme” olarak kabullenme eğilimi çoğumuza yerleşmiş. Diyelim “sivilleşme” adına ANAP’a belli umutlar mı bağlanmıştı; o halde çubuğu bükmek için en ama en Eylülist kadrolann ANAP’ta olduğunu sabah akşam tekrarlamak yeterliydi. 12 Eylül’le birlikte mücadeleci değerleri hedef alan inkarcı eğilimler mi gelişmişti. Bu durumda da mücadele kıvılcımları saçtığı sanıllan ya da öyle bir görünüm veren her tipoloji eğilim görüş vb. ne denli aymaz ne denli ilkel olursa olsun baş tacı edilmeliydi…

    İşte bu ve benzeri örneklerde çubuk pek de güzel bükülmüş oluyordu.

    Lenin’e başvurmanın sırasıdır. Deyimin doğrudan kullanımını ve önemli bir örneğini Lenin’de buluyoruz. 1900’lerin hemen başında Ekonomistler özellikle bilinç ve örgütlülük konularında çubuğu bir yana fazlaca bükmüşlerdi. Lenin ise kendi yaptığının aynı çubuğu bu kez öteki yana bükmek olduğunu söylüyordu.

    Biraz düşünürlürse Lenin’in eyleminin pratik uzantıların ötesinde oldukça kapsamlı bir teorik içerik de taşıdığı hemen görülür. Lenin’in yaptığı, aynı çubuğa ilişkin olarak 19. yüzyıl Marksizm’inin uyguladığı bir işlemin tersiydi. “Tersiydi” derken şu: Lenin, Marx’ın bilim ve nesnellik adına giriştiği kimi “ekstra” vurguları hafifletip özellikle örgüt ve bilinç alanlarında doğabilecek mekanist imajları siliyordu. Yoksa “çubuk bükme ” adına bünyesinin kaldıramayacağı bir iradecilik dozunu Marksizm’e aşılıyor değildi.

    İlk dersin bu noktada çıkarılabileceğini sanıyorum.

    “Çubuk bükme” denilen teorik eylemin ancak ve ancak sistem olarak Marksizm’in bütünlüğü üzerinde etkili olan vurgulamalarla gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Başka deyişle “çubuk büken” tekil pratik ancak ve ancak önceden bükülmüş bir bütünselliğin sonucu olarak şekillenebilir. Örneğin Lenin’in yaptığı da budur. Bilinç ve örgütlülük kendi başlarına dar alanlar olmayıp tam tamına marksizmin bütününe, özüne ilişkindir. Bu nedenle Lenin çubuk bükerken bir ağacın tek başına dallarıyla oynamıyor koca gövdeyi kımıldatmaya çalışıyordu. Bu ders unutulmamalıdır.

    İlgiliMakaleler

    2019 TKH Konferansı Siyasi Rapor

    Kurtuluş zorunlu, kuruluş mümkün

    Zorunluluk ve olanak ekseninde kriz-devrim ilişkisi

    Türkiye’nin krizlerle imtihanı

    Kadın hareketleri, feminizm ve kadının kurtuluşu

    Daha Fazla Makale Yükle

    Gene “çubuk bükme” adına bizde neler yapılıyor?

    Zaman zaman ilginç örneklerine tanık oluyoruz. Bir bakıyorsunuz “dün dündür, bugün de bugün” ilkesizliğinin kılıfı olmuş. Teorik içeriği belirsiz Marksizm’le bağlantıları büsbütün kuşkulu çoğu kez de ilkel kişisel dürtülerin ağır bastığı dalaşmaları anlamsız bir öfkeyle sürdürenlere ne yaptıkları sorulduğunda büyük bir pişkinlikle “görmüyor musun, çubuk büküyoruz!” diyorlar. Yüzyılın başında aynı işi hakkını vererek yapan önderin kemiklerini sızlatacak bir hafifliktir bu.

    Şunu kabul ediyorum: Çubuk bükme ilk elde doğrudan doğruya pratik yüklü çağrışımlar yaptıruyor. Somut politikayla sınırlı olduğu teorik alana ise hiç uzanmadığı izlenimi uyandırıyor. Yoksa gerçekten böyle de sözü edilen işleme teorik bir içerik yüklerken biz mi yanılıyoruz?

    Çubuk bükmenin özü, cepheden tüm boyutlanyla nasıl göründüğünü anlayabilmek amacıyla gündemdeki bütünlüğün bir süre için karşısına geçmektir. Az önce de değindim: Lenin Ekonomistlere karşı mücadele ederken bütününü veri aldığı bir ağacın “örgüt” ve “bilinçlenme” adlı dallarıyla uğraşmış, yalnızca bunları eğip bükmüş değildir. Kendi mücadelesinde ağacı bir bütün olarak ve 19. yüzyıla uzanan boyutuyla karşısına almış öyle “görüntülemiş”tir.

    Bu, sürecin ilk aşamasıdır.

    Sonra kendi saptadığı görüntünün başkalarınca da aynı biçimde algılanabilmesi için nesnenin bütünü ile “oynamış”, bu anlamda ağacın bizzat kendisine yeni bir eğim kazandırmıştır.

    Bu yanıyla çubuk bükme doğrudan teorik bir eylemdir.

    Teorik bir eylem, ele aldığı sistemin bütününe ilişkin yeni pratikleri de kaçınılmaz biçimde gündeme getirir. Örneğin Lenin’in eylemi subjektif öğenin vurgulanan rolüyle birlikte “kendiliğindenlik” “siyasal bilinç” “öncü örgüt” vb. pratik ilkeleri getirmiştir. Sistem bunlarla birlikte daha diri bir içerik kazanmıştır.

    Oysa çubuk bükmek günümüz Türkiyesi’nde “bambaşka” bir iştir.

    Sözde “politika” yapılıyor ya, bir dönem çok eleştirilenin gönlünün alınması, gereksiz yere yüceltilenin ise bu kez haddinin bildirilmesi türü sözde misyonlar bile adeta bir teorik eylem kasıntısı ile yerine getirilir oldu. Açıkça şunu sormak gerek: Önümüzde koskoca bir teorik miras duruyor; sonra ona bu yüzyılın başlarında kazandırılan yeni bir öz. Ortada on yılların pratiği, deneyimi var. Sonra ülkemizin koşulları ve hep birlikte yaşadıklarımız… Şimdi, bunların tümünden hareketle etkili bir eylem kılavuzu olarak işlevli ve nihayet kendi içinde tutarlı bir sentez geliştirebiliyor muyuz?

    Daha doğrusu buna niyetli miyiz?

    “Evet” ise çubuğu tam tamına burada bükmeliyiz. Önce, bu bütünsellikte bükmeliyiz. Gene çubuk büken pratiklere ve somut politikalara da ancak bu önkoşulla temel ve haklılık kazandırabiliriz. Ancak bu bütünlük sonucundadır ki “çubuk büken” belli bir pratiğin teoride reel karşılığı ya da kaynağı bulunduğunu inandırıcı biçmde ileri sürebiliriz.

    Eldeki malzemeye yeni ve tutarlı bir içerik kazandırmadan sınırları hiç belirlenmemiş bir “politika” alanında öznel dürtülerle ya da rasgele bükülen çubuklann toplamı ya koskoca bir sıfır ya da içinden çıkılmaz bir labirent oluşturacaktır.

    Çubuk bükmede öncelik pratiğin ve tekilin değil teorinin ve bütünündür.

    Konular: Güncel Değerlendirmeler / Sosyalist Tavır

    Marksist Manifesto

    Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
    posta@marksistmanifesto.com

    Kategoriler

    • Partimiz
    • Portreler
    • Okuma notları

    Bağlantılar

    Türkiye Komünist Hareketi
    İlerici Kadınlar Derneği
    Gazete Manifesto
    Sınıf Tavrı
    • Gizlilik politikası
    • Hakkımızda
    • Bize Ulaşın

    Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe

    • Giriş Yap
    • Kayıt Ol
    Aradığınız makale bulunamadı.
    Bulunan makaleleri göster
    • Dergimiz Nerede
    • Hakkımızda
    • Arşiv
      • Marksist Manifesto Sayıları
      • Gelenek Dergisi Arşiv
    • Yazarlar
    • Terimler Sözlüğü
    • Partimiz
    • Portreler
    • Okuma Notları
    • Bize Ulaşın

    Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe

    Hoşgeldiniz!

    Google
    ve

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Şifremi unuttum? Kayıt Ol

    Kayıt Ol!

    Google
    ve

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.
    Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Giriş Yap

    Oluştur

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..