Sosyalist İktidar Partisi 11 Kasım 2001 tarihinde Ankara’da gerçekleştirdiği Olağanüstü Kongre ile ismini değiştirerek Türkiye Komünist Partisi (TKP) adını aldı. Bu tarihi günde Parti’nin aldığı kararları Kongrede yapılan konuşmaları ve gönderilen mesajları yayımlıyoruz...
Kongre kararları
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Kongre çalışmaları doğrultusunda aşağıdaki kararları Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklar.
“ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkeler 11 Eylül’de gerçekleşen saldırıları bahane ederek dünya halklarına karşı yeni bir savaş ilan etmişlerdir. Bu savaş yayılmacıdır. Bu savaş yoksullaştırıcıdır. Bu savaş dünyanın yeni alanlarının silah ve petrol tekellerinin öncülüğünde bir kez daha paylaşılmasıdır. Türkiye Komünist Partisi 11 Eylül’de ABD’de gerçekleştirilen eylemlerin kabul edilemez olduğunu, dinci gericiliğin yoksul insanların umudu olmayacağını, ayrıca gerici örgütlenmelerin başından beri emperyalistler tarafından beslendiği gerçeğini bir kez daha hatırlatırken bugünkü emperyalist saldırganlığa karşı durmanın bütün komünist, devrimci ve yurtsever güçlerin acil görevi olduğunu da ilan eder. Türkiye Komünist Partisi bu görev doğrultusunda üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirecektir.”
“ABD’nin Afganistan’da yürüttüğü yayılmacı savaşa Türkiye’den asker yollanması, bu savaş için ülkemiz topraklarının bir üs olarak kullanılması kabul edilemez. Bu doğrultuda karar alanlar ülkemiz insanlarını daha da yoksullaştırmak, borçlandırmak, bağımlı hale getirmek ve son derece tehlikeli bir maceranın içine atmaktan çekinmiyorlar. Türkiye Komünist Partisi ABD emperyalizmi karşısında kişiliksizlik yarışında Türkiye’yi iddialı hale getiren siyasi iradenin yakasına yapışacak güç ve kararlılığa sahiptir.”
“Türkiye Komünist Partisi insanca yaşam ve direnme hakkını savunmak içen mücadele eden devrimci tutsaklara akıldışı yöntemlerle saldırıp katledenlere, çağdışı bir eğitimi ve emperyalist savaşı protesto eden öğrencilere zehirli gaz ve demir çubuklarla saldıranlara şunu hatırlatmayı bir görev bilir: Sömürü düzeni sayesinde gizlediğinizi sandığınız korkak ve kalleş yüzünüz bütün çirkinliğiyle apaçık meydandadır. Tarihin bağışlayıcılığına güveniyorsanız aldanıyorsunuz. Unutmayın ki tarih insanlar için kollayıcı ve bağışlayıcıdır.”
“Kıbrıs halklarının kaderinin Ankara, Atina ama daha önemlisi Washington ile Brüksel’de çizilmeye kalkılması asla kabul edilemez. Türkiye Komünist Partisi Kıbrıs’ta her tür şoven, ilhakçı politikaya karşı durur. Her fırsatta Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyini ilhak edebileceğine ilişkin açıklamalar yapanların yalnızca Kıbrıslıların en temel haklarına tecavüz etmekle kalmamakta, aynı zamanda uluslararası hukuk ve normları da en bayağı şekilde çiğnemektedirler. Bu militarist ve yayılmacı politikaların ne Türkiye ne de Kıbrıs halklarına yararı yoktur. Aynı şekilde Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyeliği ile sorunların çözüleceğini düşünenler de emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Kıbrıs’ta çözüm iki toplumun tek, bağımsız ve egemen bir devlet çatısı altında barış içinde yaşamasıdır.”
TKP Merkez Komitesi
11 Kasım 2001
Kongre konuşmaları
Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı
Aydemir GÜLER’in Kongre konuşması
Merhaba yoldaşlar, hoşgeldiniz dostlar,
Sevgili delege kardeşlerim, az önce onay verdiğiniz karar bugünkü toplantımızın can alıcı konusudur. Ülkemizde komünist adıyla parti kurma yasağı az önce aldığınız kararla kaldırılmıştır!
Yoldaşlar,
Bizim hareketimiz yirmi yılı aşkın süredir kimseyi, ne dostu ne düşmanı aldatmadı. Bizim hareketimiz elbette ülkemizin komünist partisini inşa etme sözünü de tutacaktı. Bizim hareketimiz elbette egemen güçlerin ipe sapa gelmez yasaklarını aklıyla ve bileğiyle alt etmesini bilecekti.
Türkiye Komünist Partisi adını aldığımız bu Kongremizde varlıkları veya mesajlarıyla gücümüze güç katan dostlarımızı kucaklıyoruz. 2000 yılının Temmuz ayından bugüne varlığını sürdüren Komünist Parti’de onurlu bir görev üstlenen KP kurucusu yoldaş ve dostlarımızı kucaklıyoruz. 1978’in Sosyalist İktidar’ından Gelenek’e, Sosyalist Türkiye Partisi’nden Sosyalist İktidar Partisi’ne uzanan uzun mücadeleye emeğini, yüreğini katmış bütün arkadaşlarımızı kucaklıyoruz.
Arkadaşlar,
İlk olarak verdiğimiz sözü hatırlattım. Ülkemizde komünist adıyla parti kurmayı yasaklayan kanun maddesini bir buçuk yıla yakın zamandır hükümsüz kılan KP’nin açtığı kanalı, artık hareketimizin bütün örgütsel gövdesiyle ve siyasal varlığıyla doldurması ve genişletmesinin saati gelmişti. Olağanüstü Kongrenin aldığı karar aslında bu anlamda daha önce aldığımız bir kararın uzantısı, hayata geçirilişidir. Yani bizi tanıyanlar için TKP adını almamız herhangi bir biçimde sürpriz değildir.
İkinci olarak, yoldaşlar, Türkiye işçi sınıfına aydınlarına ve Marksist hareketimize yönelik bir hakaret olan yasak maddesini bu yolla kaldırmış olduğumuzu söyledim. Evet arkadaşlar, inancımız odur ki, bu yasak, düzen kurumlarının gerçekleştireceği yasal düzenlemeler ne olursa olsun bizim tarafımızdan fiilen kaldırılmıştır. TKP kapatılamayacaktır. TKP’nin kapatılamayacak olması bütünüyle arkamıza aldığımız birikimin kazanımı olacaktır.
Bu noktada tedirgin dostlarımız olabilir. Burjuva demokratik normların uzağında yönetilmeye alıştırılmış olan ülkemizde, TKP’nin açık faaliyetinin engelleneceği, bunun hareketimiz için erken bir darbe olabileceği düşünülebilir. Arkadaşlarım, bugünkü TKP ansızın ortaya çıkmış olsaydı, bu endişeye katılabilirdik. Ancak bugünkü TKP, SİP’in Olağanüstü Kongresinin ürünüdür ve bizim arkamızda dokuz yılı açık partiyle olmak üzere yirmi yılı aşkın bir mücadele birikimi vardır. Bu birikime dayanarak söylüyoruz ki, adımızdan vazgeçebileceğimiz günler, müstear adla çalışmayı kabul edebileceğimiz günler geride kalmıştır.
Üçüncü nokta şu dostlarım: biz isim fetişisti değiliz. Biz şekilci değiliz. Ancak TKP adı bizim için şeklin çok ötesinde bir değerdir.
Yoldaşlar, ülkemizin komünist hareketi bugünkü adımıyla bir şekil düzeltmesinin ötesinde, meşruiyet ve kitleselleşme hedeflerine yönelik cesur bir hamle yapmaktadır. Düzen siyasetinin çöktüğü günlerden geçiyoruz; liberalizm dolandırıcılık olarak anlaşılıyor. Milliyetçilik barbarlığın adı. Dincilik karanlığın. Sosyal demokrasi iktidarsızlığın. Hepsi birden emek ve aydınlık düşmanlığının. Bu çöküşün karşısında komünizm bayrağını yükseltiyor. Çöken yağma düzeni savunularının karşısında komünizm geleceğe yönelik umudun, kurtuluş çağrısının, kardeşliğin, eşitliğin, özgürlüğün sesi olarak yükseliyor. Adımızı değiştirmemizin anlamı budur.
Dördüncü olarak: Düzenin kilitlenme halinde olduğu günümüz Türkiye’sinde, komünist hareket çoktandır itildiği savunma mevzilerinden çıkmak durumundadır. Solun yüzünü dönmesi gereken yön, kitlelerle buluşmak, geniş halk kitlelerine önderlik yeteneğini süratle geliştirmektir. İsim değişikliğimiz bu hamlenin simgesidir.
Beşinci olarak: Bunun için solda fraksiyonculuk dönemi kapanmalıdır. Türkiye’de işçi sınıfı partisinin zamanı geçti diyen solcular olmuştur. Sınıf mücadelesinin yerine toplumsal muhalefet hareketlerini geçirmeyi öneren, yani işçi sınıfının bağımsızlığını küçük burjuva reformculuğuna feda edelim, diyenler olmuştur. Bu eğilimin adını koyalım; bazı solcu arkadaşlarımız mücadelenin “komünist parti” biçimine ihtiyacı olmadığını savunmuşlardır. Başka arkadaşlarımız, komünist partinin yerine ideolojisiz kitle partisi fikrini, yani kitle kuyrukçuluğunu koymayı önermiş ve denemişlerdir. Başkaları, burjuva cumhuriyetçiliği ile, altı okla, işçi sınıfı siyasetini ikame etmeyi düşünebilmişlerdir. Hepsi iflas etmiştir. Bunların hepsi, bugün sosyal-demokrasiden bağımsız bir işçi sınıfı kimliğinin çıkışsız olacağında anlaşma halindedirler. Solda yakın zamanların bu fraksiyonculuk dönemi kapanmalıdır. Bugün solda farklı eğilimlere dağılmış komünistler bulunmaktadır. Sözü uzatmayacağım. Özetle, komünistlerin yeri komünist partisidir. Türkiye Komünist Partisi yeni bir dönemin açılışını simgelemektedir.
Sevgili dostlar yoldaşlar,
Türkiye’de komünist hareketimizin uzun bir tarihi var. Bu uzun tarihte başarıların yanı sıra elbette hatalar ve acılar var. Ülke siyasetinde sol inisiyatifi kaybettiğinden bu yana, hep bu hatalar ve acılar öne çıkartılmaktadır. Hatalarımızın muhasebesini yapmakla, geçmişte çekilen acılardan dersler çıkartmakla, sol tarihin hata ve acı dolu olduğunu kitlelere söyleyip durmak farklı şeylerdir. İlki sorumlu bir siyasal hareketin mutlaka yapması gerekendir. İkincisi, solun üzerindeki kuşatmanın bir boyutudur. Çok sık hataya düşülen ve çok sık acı çekilen, hakkında bu kadar dedikodu yapılan bir safa katılmak için neden yoktur. Bu kuşatmayı göğüslemek, bu saldırıyı püskürtmek için en iyi yol, bugün ülkemizde tarihsel adımızla, yani Türkiye Komünist Partisi adıyla mücadele vermekten geçmektedir. İşte buradayız. Eski kuşaklarımızın ya da bizlerin yaptığımız hataların muhasebesini tüm açıklığıyla, dürüstçe yaparız. Biz buradayız. Halkımızın kurtuluşu için buradayız. İlkelerimizle, siyasal aklımızla, devrimci yüreğimizle buradayız. Biz, yani komünizm hakkında bin bir rivayet anlatılacak bir bilinmeyen örgüt değildir. Biz, insanlığın kurtuluşu için, geleceğimiz için sözü olan bir siyasal partiyiz.
Yedinci olarak, son dediğimle ilişkili bir noktanın altını çizeceğim. Arkadaşlarım, Sosyalist İktidar Partisi hareketi elbette solda farklı kaynaklardan bir tanesidir. Sosyalist İktidar Partisi hareketi elbette yola soldaki ırmak kollarından biri olarak çıkmıştır. Ancak solun geçmişine ilişkin tasnifçilikten kaçınmayı da hep savunmuştur. Bugünkü yapılanmamızı, bugünkü yolumuzu, kendimizi geçmişin verilerine hapsederek tarif etmek kadar anlamsız ve yetersiz bir çaba olamaz. Türkiye komünist hareketinin, eski TKP’nin, eski TİP’in, diğer devrimci hareketlerin, yani Mustafa Suphi’nin, Şefik Hüsnü’nün, Hikmet Kıvılcımlı’nın, Behice Boran’ın, Deniz Gezmiş’in, Mahir Çayan’ın emek verdiği bu çok değerli geçmişimizi parçalara ayırmayı reddediyoruz. Bu mücadele tarihini bir bütün olarak, doğruları ve yanlışlarıyla sahipleniyoruz. Bu anlamda Türkiye Komünist Partisi bu geçmişin herhangi bir parçasına indirgenemez. Bu mirastan devrimci bir gelecek üretmenin yolunun da buradan geçtiğine inanıyoruz. TKP’miz devrimci geçmişimizi geleceğimize taşımanın adı ve yolu olacaktır.
Kardeşlerim,
Buradan bizimle aynı örgütsel çatıyı şu veya bu nedenle paylaşmayan komünist kardeşlerimize sesleniyorum. Komünistlerin yeri komünist partisidir.
Buradan Kürt kardeşlerimize sesleniyorum. Ezilenlerin kurtuluşu işçi sınıfının mücadelesinden geçer.
Buradan işçi sınıfına sesleniyorum. Ülkemizin üzerine bir karabasan çökmüşse, işçi sınıfı siyasetten uzaklaştırıldığı içindir. TKP, işçi sınıfının siyasete dönüşünün ilanı olmalıdır.
Buradan ülkemizin tüm onurlu insanlarına sesleniyorum. Komünizmin dışındaki belli başlı siyasal akımların siciline artık vatan hainliği kalın kalın yazılmıştır. TKP ülkemizi yeniden sömürgeleştirmekte olan emperyalizme karşı yurtseverlik mücadelesinin adresi olarak ortaya çıkmaktadır.
Buradan dünya komünist hareketine sesleniyorum. Emperyalizmin azgınca at koşturduğu bu dünyada Türkiye’de komünistler ileriye doğru bir adım daha atmaktadırlar. TKP bütün dünyada geleceğimizin aydınlık olduğunun müjdecisidir.
Buradan Türkiye egemen güçlerine sesleniyorum. Türkiye Komünist Partisi, vatana ihanet ve emeğe düşmanlık suçlarının takipçisi olacaktır. Şimdi Türkiye Komünist Partimizle, dün olduğumuzdan daha güçlü haykıralım: Yağma Yok Sosyalizm Var!
Parti Genel Sekreteri Kemal OKUYAN’ın Kongre konuşması
Değerli yoldaşlar, değerli konuk dostlarımız;
Biz Sosyalist İktidar Partisi’ni çok sevmiştik. Çok emeğimiz geçmişti Sosyalist İktidar Partisi’ne. Kat ettiğimiz yolu, kazandığımız mevzileri adeta tırnaklarımızla kazımıştık. Onu, sosyalist iktidar kavgamızı daha ileri noktalara taşıyacağımıza dair söz vererek uğurluyoruz. Selam olsun Sosyalist İktidar Partisi’ne…
Ve selam olsun Türkiye’nin komünist partisi, Türkiye Komünist Partisi’ne…
Dostlar, yoldaşlar;
Biliyorsunuz burada bulunan bizler “yeni” kavramından pek hoşlanmayız. Yeniliğin ihanet, yeniliğin döneklik, yeniliğin teslimiyetle özdeşleştirildiği bir dönemden geçiyoruz. Ama yine de yeni şeyler yapmak zorundayız. Eskisiyle yetinemeyiz. Bakın sevgili dostlar, neredeyse 15 yıldır bu ülkede şu veya bu biçimde TKP adı altında siyasi mücadele verilmiyor. 80 yılı aşkın bir süredir ise TKP ya da komünist adı üzerindeki yasak sürüyor. Biz bu ayıbı da ortadan kaldıracağız.
Ama bu ayıbı ortadan kaldırırken mutlaka ileriye doğru yönelecek, yeni zenginlikler peşinde koşacağız. Bizim sembollerle işimiz yok. Biz gerçek siyaset, gerçek işçi sınıfı siyaseti gerçek komünist siyaset üzerinden yol alacağız. Sosyalist İktidar Partisi ile başladığımız işe Türkiye Komünist Partisi’nde devam edeceğiz.
Mücadelemizi nasıl bir dünyada, hangi koşullar altında sürdürdüğümüzü bileceğiz. 11 Eylül’de ne olduğunu bileceğiz.
Dostlar, yoldaşlar;
Üç tarih sıralayacağım. 10 Eylül, 11 Eylül, 12 Eylül. 10 Eylül Türkiye Komünist Partisi’nin yaklaşık 80 yıl öncesindeki kuruluş günüdür. 11 Eylül 2001’de ABD’de dünyayı baştan aşağıya değiştireceği söylenen bir saldırı gerçekleşmiştir. 12 Eylül ise ülkemizin komünistlerini, ilerici ve yurtseverlerini karanlığa mahkum eden bir dönemin başlangıcıdır.
Bu üç tarih de komünistlerin ne kadar alınlarının açık ve ne kadar haklı olduğunu gösteren tarihlerdir. Tarihsel TKP bugüne uzanamamıştır. Ancak komünistlerin mücadelesi elbette sürecektir. 12 Eylül 1980’de en büyük darbeyi “sol” yemiş ama “sol”suz bir ülkenin ne hale geleceği de ortaya çıkmıştır.
11 Eylül’de gerçekleşen saldırının ardından emperyalistler yıllarca kendileri tarafından beslenen, desteklenen gerici güçleri bahane ederek dünya halklarına karşı yeni bir saldırıya geçmişlerdir. 11 Eylül’de ABD emperyalizmi tarafından hedef tahtasına yerleştirilen Afgan gericiliği bundan 20 yıl kadar önce Afganistan’da insanlar için yeni bir hayat kurmak isteyen ilerici bir iktidara karşı ABD ve diğer emperyalist ülkeler, Pakistan, İran ve Türkiye tarafından desteklendiler. O zaman onlara kahraman diyenler şimdi ne hakla şikayet ediyorlar? Afgan kadınını özgürleştiren, ülkeyi okul ve hastane ile tanıştıran bir iktidara karşı yürütülen karanlık bir savaşın sahipleri bugün nasıl olur da durumlarından şikayet ederler?
10 Eylül, 11 Eylül, 12 Eylül komünistlerin haklılığının kanıtıdır.
Biz komünistiz. Biz gericiliğe karşı mücadele ederiz. 1960’ların ikinci yarısından itibaren bağımsız bir ülke isteyen öğrencilerin karşısına taşla sopayla, hakkını arayan işçinin karşısına satır ve bıçakla çıkartılan, Maraş’ta yüzlerce kişiyi katleden, Sivas’ta aydınlarımızı yakan gericilikten ne hakla şikayet ediyorlar? Dinci gericilik bu düzene aittir. Onlarla mücadelede bizim dışımızda samimi ve etkili bir başka güç yoktur.
Evet dostlar, biz gericiliğe karşı mücadele ederiz. Ama biz gericilikle mücadelenin kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeleden ayrılamayacağını da biliriz. Dünyada bütün kötülüklerin anası olan kapitalizmi ortadan kaldırmadan gericiliğin defterinin dürülmeyeceği açıktır.
Lakin bugün bu ülkede emperyalizmden de yakınanlar var. Diyorlar ki, “bizi bölecekler bizi yok edecekler.” Emperyalizmin ne olduğunu biliyoruz. Biliyoruz da bu sömürü düzeninin sahiplerine ne oluyor? Bu ülkeyi IMF’ye, NATO’ya ve Avrupa Birliği’ne peşkeş çekenler neden şikayete ediyor? Onlar susacak, biz konuşacağız. Emperyalizme karşı mücadelede komünistlerden başka kim var?
Sevgili dostlar biz komünistiz. Biz komünist olduğumuz için yurtseveriz. Ülkemizi, insanlarımızı, değerlerimizi çok severiz. Ama biz aynı zamanda enternasyonalistiz. Bütün dünyanın halklarını, emekçilerini ve değişik kültürleri de severiz. Biz bütün dünya emekçilerinin ortak kurtuluşu için, sınıfsız sömürüsüz bir dünya için kavga ederiz.
Yurtseverlikle enternasyonalizmi birleştirmek, aynı anda hayata geçirmek zordur. Bunu biliyoruz. Ama komünistlerin hangi işi kolaydır? Biz kolay olmayanı yapacak ve yurtsever kimliğimizle enternasyonalizmi birleştireceğiz.
Bunu yapacağız çünkü bizim enternasyonalizm anlayışımız biraz farklıdır. Bizim enternasyonalizm anlayışımızda başkalarından emir almak yok. Bizim enternasyonalizm anlayışımızda birilerinden para, icazet almak, ikbal peşinde koşmak yok. Bizim enternasyonalizm anlayışımızda batılı devletlerle ilişki kurmak yok. Bizim enternasyonalizm anlayışımızda ülkemizi emperyalistlere şikayet etmek yok. Bizim enternasyonalizm anlayışımızda dünya emekçileriyle ortak hareket etmek var, dünya komünistleriyle ilkeli bir ilişki kurmak var, sosyalist Küba’yla dayanışma var.
Bunları yapacağız. Bu ülkenin komünist partisi olarak yurtseverlikle enternasyonalizmi birleştireceğiz.
Sevgili dostlar, yoldaşlar. Türkiye Komünist Partisi yola yeni çıkan bir parti değil. 20 yılı aşkın yoğun bir emeğin ürünü. Şimdi bu ürünü daha da geliştirmek gerekiyor. Biz Türkiye Komünist Partisi’ni bizim dışımızdaki komünistlerle paylaşmak istiyoruz. Bunu isterken şu ana kadarki kazanımlarımızı, mevzilerimizi, bizi bugüne getiren geleneğimizi terk etmeyeceğimizi açıkça söylüyoruz. Böyle yapmak çok açık bir yanlış olacaktır. Bizim için daha ileri gitmektir önemli olan. Tek bir adım geriye gidemeyiz. Bu nedenle bizi ilerletecek güçleri, yoldaşlarımızı partimize davet ediyoruz.
Onlarla bir mücadeleyi, sosyalist iktidar mücadelesini, partimizi, Türkiye’nin ve dünyanın aydınlık geleceğini paylaşmak istiyoruz.
Yaşasın Türkiye Komünist Partisi.
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm.
Sosyalist Politika Dergisi yazarı ve
soL Meclis üyesi Metin ÇULHAOĞLU’nun Kongre konuşması
Yoldaşlar,
Türkiye sosyalist hareketinin 1960’dan günümüze uzanan son 40 yıllık dönemine baktığımızda, bu dönemin kendi içinde iki alt döneme ayrılabileceği görülür. 1960’dan 1980’e uzanan ilk 20 yıllık dönemin kilit ya da belirleyici teması devrim stratejisi tartışmaları olmuştur. Bu tema o dönemde ele alınan pek çok konuyu gündemi belirlemiştir. Ne var ki, devrim stratejisi tartışmaları iktidar perspektifinden çok büyük ölçüde yoksun bir anlayışla yürütülmüştür.
Sosyalist harekette 1980’den günümüze uzanan son 20 yıllık dönemin kilit temasının ise “birlik” olduğunu söyleyebiliriz. “Birlik” bir amaç olarak, sosyalist hareketin başka pek çok gündemini konusunu yönelimini vb. üst belirlemiştir.
Şimdi, bu iki dönemin de yeni bir senteze kavuşacağı yeni bir döneme giriyoruz. Bu sentezde “devrim stratejisi” ile ilişkilenebilecek görüş ve tartışmaları mutlaka iktidar perspektifine bağlamak, birlik temasını ise bu kez “benzemezlerin” değil, çizginin beri tarafında duranların birliği olarak anlamak gerekir.
Çizginin beri tarafında olanlar, Türkiye’nin emperyalist-kapitalist sistemden sosyalist kopuş yaşaması gerektiğini düşünenlerdir.
Çizginin diğer tarafında olanlar, sosyalist kopuşun felaket getireceğini, bu nedenle mücadelenin ancak küresel ölçekte verilebileceğini söyleyenler; hedef olarak sosyalizmin yerine “radikal demokrasi”yi, sınıflı toplum kavramsallaştırmasının yerine devlet-toplum ikilemesine dayanan sivil toplumcu anlayışları, işçi sınıfı yerine “yeni toplumsal hareketleri”, sınıf mücadelesi yerine de amorf bir “toplumsal muhalefet” tasavvurunu ikame etmeye çalışanlardır.
Çizginin iki tarafından kesimlerin birarada bulunmasını öngören “benzemezlerin birliği” dönemi sonuçsuz kalmış artık kapanmıştır. Dönem, çizginin beri tarafında yani bizim bulunduğumuz tarafta olanların aynı çatı altında biraraya getirilmesi için uğraş vermenin gerekli olduğu dönemdir.
Sosyalist Politika, 15 yıl önceki Gelenekçi, 9 yıl önceki STP’li, dünkü SİP’li ve bugünkü TKP’li yoldaşlarıyla birlikte omuz omuza bu süreçte yer alacak ve sürecin örgütlenmesi için her tür çabayı gösterecektir.
soL Meclis üyesi ve Eski TKP Merkez Komitesi üyesi
Haluk YURTSEVER’in Kongre konuşması
Değerli dostlar, sevgili arkadaşlar,
Sözlerime başlarken, çoğunu tanıdığım değerli konuk dostlarımı, çoğunu ilk kez burada gördüğüm genç kardeşlerimi, genel başkanından en taze üyesine dek Sosyalist İktidar Partisi’nin, artık Türkiye Komünist Partisi’nin özverili üyelerini, bu salondaki herkesi, hepinizi, sevgiyle, coşkuyla, dostluk ve yoldaşlık duygularıyla selamlıyorum.
Kongre davetiyesinin üzerinde, “Dostlarımızı tarihe tanıklık etmeye çağırıyoruz” yazıyor. Dostlar buradayız! Önemi zaman içinde daha iyi anlaşılacak bir olaya tanıklık ettiğimizin bilincindeyiz. Ama, izninizle sevgili arkadaşlarım, aynı amacı paylaşanların, aynı yolda yürürken birbirinin yüreğinin sesini duyanların, ortak geleceğimize yalnızca tanıklık etmekle yetinmeyeceklerini, yetinmemeleri gerektiğini eklemek istiyorum. Bu kutlu günün, Türk ve Kürt komünistlerinin dünya ve Türkiye tarihine katkılarını gerçekleştirecekleri bir yeni açılışa hız ve ortaklık kazandırmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, bugünü yaşar, bugünkü görevler için savaşırken, dünden bugüne, bugünden yarına bağlanan tarihsel bir yolun yürüyüşçüleri olduğumuzu hiç unutmamamız, tarih bilinciyle davranmamız gerekiyor.
10 Eylül 1920’de Mustafa Suphi ve yoldaşlarının kurdukları Türkiye Komünist Partisi, Türkiye sol, sosyalist ve komünist hareketinin ortak kaynağı, ortak pınarıdır. Geleneğimizdir. TKP tarihi, birçok başka parti tarihi gibi, yükseliş ve düşüşlerin atılımlarla çözülüşlerin, komünist değerlerle o yoldan sapmaların birbirini izlediği, iç içe yaşadığı bir tarihtir. Tarih nasıl yaşanmışsa öyledir. Bu tarihi değiştiremeyiz; bu tarihi reddedemeyiz! Ama başka bir şey yapabiliriz ve yapmalıyız: Geleceğimiz için savaşırken, geleneğimizi de yeniden kurabiliriz. Özetleyerek söylüyorum: Bu yeniden kurma işinde, devrimci çizgi, ilkeli siyaset, üretkenlik, proleter direngenlik, komünist özveri, enternasyonalizm, davada ısrar ve inat vazgeçilmez değerlerimizdir! Bu değerleri dünden bugüne taşıyanlar, bugün yeniden sahip çıkanlar aramızdalar. Onlara selam olsun! İkrarından dönenler, kariyeristler, ikbal avcıları, aparatçikler bu yoldan uzak dursun!
Değerli arkadaşlarım, Mustafa Suphi’lerin kurduğu TKP denize varmadan kuruyan bir ırmak oldu. Öncesiyle ilgili tartışmalar bir yana, 13 yıldır böyle bir partinin be kendi, ne de adı var. Bugüne dek, TKP iddiasıyla ortaya çıkan, bu iddianın arkasında duran da olmadı. SİP Olağanüstü Kongresi, bugün verdiği kararla önemli bir adım attı. Tarihsel bir sorumluluk üstlendi. Bundan sonrasıyla ilgili sorular, bu karar ve isim üzerine yapılacak kurgusal tartışmalarla değil, toplumsal-siyasal pratikte yanıtlanacaktır.
Dünya ve Türkiye tarihinin ilginç, sürprizlere açık bir döneminden geçiyoruz. Geçtiğimiz yüzyılın başından bu yana dünya, nesnel-maddi koşullar bakımından komünizme hiç bu kadar olgun ve yakın, dönüşümü üstlenecek toplumsal-siyasal öznelerin durumu bakımından ise hiç bu kadar uzak ve hazırlıksız olmamıştı.
Değerli arkadaşlarım, bu topraklarda bugün yaşadıklarımızı anlatmaya gerek yok. Bu ülkenin emekçi, ilerici insanları kendilerini hiç bu kadar çaresiz, umutsuz, seçeneksiz ve aşağılanmış hissetmemişlerdi.
Bugünkü dünyanın nesnel ihtiyacı üretim sürecin kolektif üreticilerinin ortak denetimi altına sokulacağı bir düzendir. Üretici güçlerin bugünkü gelişmişlik düzeyinde komünizm yalnız teorik bir olasılık değil, tüm dünya için pratik bir zorunluluktur.
Türkiye’nin, halkımızın sola, kitlesel bir sosyalist harekete ihtiyacı da nesneldir, ekmek kadar su kadar acildir.
Öyleyse, bize düşen sosyalizm bayrağını, ideolojisi, siyaseti ve örgütleriyle her yerde yeniden ve daha ilerden yükseltmektir.
“Başka bir gelecek var mı?” diye soruyorlar. Sözlerimi bitirirken şunu söyleyeceğim: Bir dünya görüşü, ideoloji, siyaset ve örgüt olarak komünizm varsa, başka bir gelecek, daha güzel bir dünya da daha şimdiden var demektir.
Ve gelecek, yoldaşlar, onun için savaşanlarındır!
Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi adına Georgos HAVATZAS’ın (Selanik Parti Örgütü İl YK Üyesi) Kongre konuşması
Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nden Sosyalist İktidar Partisi –
Komünist Parti Kongresine tebrik mesajı
Sevgili yoldaşlar,
Sizlere büyük sevinç ve kıvançla Yunanistan Komünist Partisi’nin selamlarını sunuyorum.
Ülkenizdeki, Balkanlar’daki ve dünyadaki komünist hareket için şu tarihi anda sizlerle birlikte olabilmek bizim için büyük bir onurdur. Partimiz ve ülkemizdeki emekçiler partinizle ve sizlerle olan anti-emperyalist ve militanca dayanışmayı daha da artırmak istemektedir çünkü sizler yalnızca dünya tarihinin yarattığı en ilerici ve bağımsızlıkçı güç değil, aynı zamanda çok çetin şartlarda sosyalizm ve komünizm ideali için tüm gücünü harcayanlarsınız.
Kavganız ülkemizdeki tüm komünistler ve emperyalizme karşı savaşanlara ilham ve gurur kaynağı olmaktadır. Partiniz bizim tarafımızdan siyasi analizleri, devasa ideolojik çalışmaları ve partimizin müteşekkir olduğu tercüme çalışmalarıyla yakından biliniyor. Bunların yanı sıra gençlik ve özellikle işçi sınıfı içinde devrimci fikirlerin gelişmesi için gerçekleştirilen kahramanca kavganızla tanınıyorsunuz, özelleştirmelere karşı mücadelenizle, McDonalds’a karşı büyük zafer kazandığınız kavganızla, Nazım Hikmet imza kampanyasında ulaştığınız 500 bin imzalık muazzam başarınızla, Selanik’teki NATO karşıtı gösteri ve etkinliklere katılımınızla, Sosyalist Küba’ya gösterdiğiniz dayanışmayla ve komünist ve işçi partilerinin uluslararası toplantılarına yaptığınız katkılarla tanınıyorsunuz.
Yunan emekçi halkı partinizi aynı zamanda IMF’ye ve Dünya Bankası’nın acı reçetelerine karşı eylemlerinizle tanıyor, o acı reçeteler ki çok kapsamlı bir beyin yıkaması ile bizim ülkemizde olduğu gibi sizde de tek çıkış yolu ve en akılcı çözüm olarak öne sürülüyor. Tabii ki bu saldırılar 20. yüzyıldaki işçi sınıfı ve sosyalizmin tarihi kazanımlarını sömürücü sınıflar lehine geri almayı ve uluslar arası tekellere güç kazandırmayı hedeflemektedir.
Gerçekte bu acı reçete, üretim zenginliğinin olağanüstü geliştiği, işçilerin rolünün ve teknolojik gereksinimin arttığı bir dönemde sömürüyü derinleştirdiği için insan beyninin ürettiği en gerici fikirdir. Sizin emekçi halkınız bu yoğun kan emme operasyonuna duyduğu nefrette yalnız değildir, milyonlarca emekçi son krizin sonucunda yeni yeni acılar çekmektedir.
Ülkenizdeki emekçilerin kavgası ve soldaki ilerici partiler, ülkemizdeki askeri eğilimlerin yoğunlaşmasında önemli bir faktördür çünkü Avrupa Birliği AB tamamen aynı politikayı sürdürmektedir. Büyük sermayenin dokunulmazlığını güvence altına almak için onu Avrupa Ordusu, Europol, Schengen Anlaşması ve son zamanlarda kullandığı baskıcı uygulamalarla korumaktadır.
AB, Cenova ve Avrupa’nın diğer yerlerinde de büyük gösteriler sonucunda gerçek yüzünü gösterdi, hakkında Avrupa çapındaki oligarşi partileri ve “sol kanat” diye adlandırılanlarla beraber ortaya atılan demokratik hakların koruyucusu efsanesini de yalanlamış oldu.
Kim iddia edebilir ki bunları AB yapmamıştır: Bizim ve diğer komünist partilerin çabalarına rağmen Kürt halkının hakları konusunda savaşanlara kabul edilemez bir tutum sergilemiştir, onlar ki ülkeniz hapishanelerinde birçok savaşçılarını katliamlarda yitirmişlerdir, sadece birliğe alınma sürecindeki ülkelerin değil üye ülkelerin de baş başa kaldığı acıları görmezden gelmiştir, tam tersine hareket ederek kötü durumu derinleştirmeye uğraşmıştır.
O ülkeler önce AB’ye kabul için, sonra ortak para bölgesine girmek için, üçüncü aşamada birlikten ayrılmamaları için bu acılara katlanırlar, tekellerin kârlarının düşmemesi için ve son olarak da ABD’deki terörist saldırıların faturasını emekçi halklara ödetmek için.
Terörist saldırı sadece ABD ve NATO tarafından değil AB tarafından da sömürülmektedir, büyük güçler arasında farklılıklar ve iç çekişmeler olsa da, yükselen muhalefet dalgasını bastırmak ve enerji pazarlarındaki çıkarlarını sağlama almak için on binlerce insanı baskı altına alarak ekonomik depresyonu aşmak ve tekellerin çıkarlarını korumak istemektedirler.
Bizi inandırmak istedikleri gibi ve her çıkarılan haksız savaşta olduğu üzere bu savaş da kültürler arası bir savaş değildir. Bu açıkça bir emperyalist savaştır, haksız bir savaştır, dünya egemenliği için NATO ve ABD tarafından hazırlanmış yeni bir doktrindir, bunun yanı sıra askeri güç de kullanılarak büyük güçler arasındaki çelişkiler de giderilecektir.
Bu konu ülkemizdeki gençliği ve emekçileri yakından ilgilendiriyor. Bu veriler partimizi, ülkemizde ve Avrupa’da olabildiğince geniş bir savaş karşıtı, anti-emperyalist hareketin oluşması için tüm gücünü vermeye yöneltti. Tüm diğer siyasi örgütler, sosyal demokratlardan merkez sola ve aşırı sağa kadar, sadece Marksist-Leninist ideolojiyle ortaya çıkarılan bu gerçeklerin üzerini örtmeye çalışmaktadır.
İşte bu yüzdendir ki, savaş karşıtı eylemlerin güç kazanması için girişilen eylemlerin daha geniş kitlelere anlatılabilmesi için halkla temas eden komünist ideoloji ve komünist partilerin önü, yayılmak istenen komünizm düşmanlığıyla kesilmeye çalışılıyor.
Bu sebep, bu Kongrenin ve tüm eylemlerimizin taşıdığı önemin altını çizmektedir. Bu aynı zamanda eski sosyalist ülkelerin çözülmesinden sonra komünizmi önemsemeyenlere verilen bir cevaptır. Komünist Manifesto’da bahsedilen hayalet sadece Avrupa’da değil, sadece ülkenizde de değil ama dünyanın her köşesinde dolaşıyor ve küresel kapitalizme karşı savaşanlara ilham veriyor.
Bu duygularla Kongrenizi selamlıyor ve kavganızda başarılar diliyoruz.
Kongreye gelen mesajlar
ABD KOMÜNİST PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti Merkez Komitesi’ne
ABD Komünist Partisi SİP’in Olağanüstü Kongresi nedeniyle Sosyalist İktidar Partisi / Türkiye Komünist Partisi’ne en sıcak kardeşlik selamlarını iletir.
İçinde bulunduğumuz dönemde komünist ve işçi partileri hareketinin dünya çapındaki birliği barış ve adalet mücadelesi için her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. ABD-KP Bush yönetiminin Afganistan’a saldırısının kesin olarak karşısındadır. Bu saldırı ne terörizmi ortadan kaldıracak ne de sorumluları adalet önüne çıkartacaktır. Aksine Bush yönetiminin bu askeri müdahaleleri trajik şiddet döngüsünü keskin bir biçimde genişletecek çocuk ve kadınlar da dahil olmak üzere pek çok masum Afgan sivilin ölümüne ve daha çok acı çekmesine neden olacaktır. ABD’nin eylemleri Afgan halkının başındaki yoksulluk ve açlık gibi sorunlara yenilerini eklemekte ve bu ülkede demokratik bir geleceği olanaksız kılmaktadır.
Terörizm kaynağı ne olursa olsun ister devlet destekli olsun ister aşırı sağdan ister aşırı soldan gelsin ahlaki ve siyasi olarak kınanmayı hak eder. Terörizm uluslararası bir suçtur ve ancak Birleşmiş Milletler ve Dünya Mahkemesi gibi uluslararası mercilerin siyasi ve diplomatik çabalarıyla sonlandırılabilir. Terörizmin ortadan kaldırılması barış adalet ve kendi kaderini tayin mücadelesinden ayrılamaz. Bugünkü uluslararası kriz dünyanın İsrail-Filistin gibi “sıcak noktaları” için barış anlaşmaları yapılmasının ve kapitalist küreselleşmenin muazzam eşitsizlik yoksulluk dünyanın doğal kaynaklarının ve emeğin yağma edilmesi gibi sonuçlarının tersine çevrilmesinin aciliyetini ortaya koymaktadır.
Öte yandan Bush yönetiminin kesinlikle desteksiz iddiası olan teröristlerin 61 ülkede faaliyet gösterdikleri yalanı ancak ve ancak ABD emperyalizminin dünyadaki bağımsız hükümetleri yıkma çabasını haklı göstermeye yönelik olabilir. Bunlar Soğuk Savaş dönemindeki ABD yönetimlerinin Sovyet tehdidi bahanesiyle sürdürdükleri halk hükümetlerini cezalandırma ve ortadan kaldırma faaliyetlerinin kalıntılarıdır. Bunlar ülke sınırları içinde işçilerin haklarına sivil özgürlüklere göçmen haklarına ve işçi sınıfı ailelerinin yararına olan ekonomik ve sosyal programlara karşı girişilen aşırı sağcı eylemlerin de bahanesi olmaktadır.
Tüm dünyada birlikte çalışacak komünist ve işçi partileri gerici güçleri ve savaş güçlerini yenme ve 21. yüzyılı gerçekten dünya barışının ve adaletin sağlandığı bir yüzyıl yapma mücadelesinde hayati bir rol oynayacaklardır. Kapitalist küreselleşmenin korkunç sonuçlarını tersine çevirmek ve insanların çoğunluğunun yararına ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak için merkezinde işçi hareketinin yer aldığı geniş tabanlı koalisyonların kurulması gereklidir.
Olağanüstü Kongrenin SİP’in demokratik bir Türkiye ile dünya barışı ve adaleti için mücadeledeki rolünü daha da güçlendireceğinden eminiz.
Sıcak yoldaşça selamlarımızla.
ABD Komünist Partisi Ulusal Komitesi 13 Kasım 2001
ALMAN KOMÜNİST PARTİSİ (DKP)
Sevgili yoldaşlar,
Partinizin 11 Kasım’da Ankara’da yapılacak olan Olağanüstü Kongresi’ne yürekten dayanışma selamımızı gönderiyoruz.
İçinde bulunduğumuz bugünlerde hep birlikte emperyalist savaşa ve teröre karşı mücadele ediyoruz. Bizden beklenen toplumsal ve demokratik yıkıma karşı hep birlikte mücadele etmektir. Hepimiz yeni bir düzeni sosyalizmi savunuyoruz. Siz hakkınız olan Komünist Parti adını kabul ettirmek için mücadele ediyorsunuz. Bu mücadelenizde başarılar diliyoruz.
Komünistçe selamlarımızla.
DKP Başkanı Heinz Stehr
BELÇİKA EMEK PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi (Komünist Parti) Olağanüstü Kongresi’ne Dayanışma Mesajı
Değerli Sosyalist İktidar Partisi Merkez Komite üyesi yoldaşlar,
Belçika Emek Partisi Merkez Komitesi SİP’in Olağanüstü Kongresi’nde bulunan tüm katılımcıları en sıcak ve kardeşçe duygularla selamlar.
Partilerimiz bugün uluslararası komünist hareketin birer parçası olarak halklar üstünde insanlık dışı ve barbar düzenini dayatma amacındaki emperyalist belirlenime karşı mücadele etmektedirler. Bizler dünya proletaryasını zorla ayakta durmaya çalışan kitleleri ve ezilen halkları emperyalist diktatörlükten ve ücretli kölelik düzeninden kurtarmak adına mücadelemizi birlikte örüyoruz.
Marksist-Leninist bir ideolojik duruşu savunan Partinizin “Komünist” kimlik vurgusu taşıyan çağrısını tebrik ederiz.
Günümüzün küresel emperyalizm koşullarında -bu dünya çapında emperyalist baskı ve sömürünün genişlemesi ve yoğunlaşmasıyla özetlenebilir- tüm komünist partiler arasında Marksizm-Leninizm temelinde oluşturulan dayanışma ve birliktelik bugün geçmişte olmadığı kadar büyük öneme sahiptir.
Bugün emperyalizm “demokrasi maskesi ardındaki faşizm ve savaş” eğilimiyle nitelendirilmektedir. İşçilerin ekonomik koşulları gün geçtikçe ağırlaşmakta polis baskısı ve politik ajanlık artmakta ve ırkçılık ve faşizm büyük sermayenin önemli gruplarının desteğiyle ilerlemektedir.
Bütün dünya geçmişte hiç olmadığı kadar derin ekonomik sorunlara ve krizlere sürüklenmektedir.
Emperyalizm katliamcı yüzünü SSCB’nin çözülüşü ve buna bağlı olarak karşı-devrimin ilk altı yılında yol açtığı 6 milyondan fazla insanın ölümüyle daha şimdiden Irak’ta 15 milyon insanı yok etmiş saldırganlık ve ablukayla Fransız emperyalizmi tarafından Ruanda’da 1 milyon insanın ölümüne yol açan katliam ve daha şimdiden 3 milyon 250 bin insanın hayatına mal olan Amerikan-Ruanda-Uganda koalisyonunun saldırganlık savaşıyla açığa vurmuştur! En son olarak da ABD SALDIRGANLIĞI Afganistan’a yöneltilen barbarca savaşla zirveye ulaştırılmaktadır.
Emperyalizmin üç merkezi arasındaki çelişkiler hızla artmakta; ABD Rusya ve Çin’e karşı savaş planları yapmaktadır.
Asya Afrika ve Latin Amerika’da gerçekleştirilecek örgütlü ulusal demokratik devrimler ve gelişkin kapitalist ülkelerde gerçekleştirilecek sosyalist devrimler emperyalizmi ve onun barbar diktatörlüğünü yıkacaktır. İnsanlığın geleceği sosyalizmdir. Kongrenizin siyasal kararlarından haberdar olmaktan memnuniyet duyacağız.
Yoldaşça.
Jean Pestieau (Dış İlişkiler Sekreteri)
BOHEMYA VE MORAVYA KOMÜNİST PARTİSİ
Sevgili yoldaşlar,
Bohemya ve Moravya Komünist Partisi Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti’deki yoldaşlara en sıcak kardeşlik selamlarını iletir.
Bu defaki Kongreniz Partinizin yaşamında önemli bir olay. Bu Kongreyle verimli faaliyetleriniz için yeni olanaklar belirecektir.
Türk komünistlerini eski dostlarımız olarak görüyoruz. Türkiye komünist hareketinin 80 yıl önceki kuruluşundan bugüne mücadele tarihi tüm dünya komünistleri için ilham kaynağıdır. Demokrasi için insani siyasi ve sosyal haklar için diktatörlük rejiminin karşısında Türkiye işçi sınıfının lehine sürdürdüğünüz mücadeleniz bizim de mücadelemizdir sizin zaferleriniz bizim de zaferlerimizdir. Ortak bir ideoloji ve bu yüzyılın emperyalizmin kalbinde ve kendi evinde bile geniş çaplı değişikliklere sahne olacağına dair ortak bir inanç ve kanı bizleri birleştiriyor.
Eski sosyalist ülkelerin deneyimleri ve birçok ülkede varolan sosyalizm bizlere Marx ve Engels’in fikirlerinin geçerliliğini kanıtlıyor. Bize günlük mücadelemizde büyük bir güven sağlıyor.
Sizlere devrimci mücadelenizde ve 21. yüzyılın komünizmle aydınlanması mücadelenizde en büyük başarıları diliyoruz.
Partilerimiz arasındaki dostluk ve işbirliğine dayanan ilişkilerin gelecekte gelişerek süreceğine olan inancımızla Kongrenize katılan herkese ve partinize selamlarımızı iletiyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
Yaşasın Sosyalizm.
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma.
Yaşasın Türkiye Komünist Partisi.
Doç. Dr. Hassan Şarfo (MK Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı)
BREZİLYA KOMÜNİST PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongresi’ne
Değerli yoldaşlar,
Sizlere en içten selamlarımızı yolluyoruz. SİP Olağanüstü Kongresi’nin ülkenizde emperyalist saldırganlığa karşı toplumsal mücadelenizde önemli bir dayanak noktası olmasını diliyor işçi sınıfı hareketine demokrasiye ve sosyalizmin inşası yolunda katacaklarının önemini biliyoruz.
SİP’in Olağanüstü Kongresi’nden sonra güncel mücadelesine daha güçlü devam etmesi ve partinizin bundan böyle demokratik olarak komünist ismini kullanması için en iyi dileklerimizi sunuyoruz. Bu durumun; partilerimiz arasındaki bağı güçlendirmek için olanaklar açtığını düşünmekteyiz.
Dostlukla.
Jose Rainaldo Corvalho (Uluslararası İlişkiler Sekreteri)
DANİMARKA KOMÜNİST PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi/Komünist Parti’ye
Sevgili yoldaşlar,
Danimarka Komünist Partisi Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti’nin 11 Kasım 2001’de Ankara’da yapılacak Olağanüstü Kongresine kardeşçe selamlarını iletir.
ABD Kongresi’ne hitap eden Başkan Bush demişti ki ”Ya bizimlesiniz ya teröristlerle”. George Bush yanılıyor. Tüm dünyadaki ilerici ve barışsever insanlar ne Bush’la ve ABD’nin savaşından yanadırlar ne de ”teröristlerle” ve terörizmden yana.
Komünistler terörizmle ve terörizmi haklı gösterme amacına hizmet eden İslamcı gericilikle olduğu kadar ABD emperyalizmi ve genel olarak emperyalizmle de mücadele ederler. Danimarka’da şu sıralarda bir barış hareketi hız kazanıyor. Çok sayıda Danimarkalı ABD’nin ”terörizme karşı savaş”ından rahatsız. Buna rağmen Danimarka hükümeti savaş yanlısı yaklaşımını Danimarkalıların çoğunun Bush’tan yana olduğu gibi bir uydurmacayla gerekçelendiriyor. Balkanlar’daki ve Doğu Akdeniz’deki ABD ve İngiltere askeri kuvvetlerine yardım sağlamak üzere buralara kara ve deniz kuvvetleri göndermeyi düşünüyor. Ve ABD diktası altında çalışan hükümet, gerçek amacı sivil ve demokratik hakların kısıtlanması olan bir ”terör karşıtı” yasa hazırlıyor.
Danimarka’nın önünde 20 Kasım’da yapılacak seçimler var. Hükümet bu seçimden sonra Danimarka halkının bu savaş politikasına desteği olduğunu söyleyebilmek istiyor. Fakat bu konuyu seçimin ana teması olarak ortaya koyma cesareti yok. Bu koşullar altında Danimarkalı komünistler sol güçleri ”Sol İttifak” altında güçlerini birleştirmeye seçim kampanyasını Danimarka’nın askeri operasyonlara katılmasına savaşı desteklemesine sivil ve demokratik hakların ”terörizme karşı savunma” maskesi altında kısıtlanmasına karşıtlık noktasında örgütlemeye çağırmaktadır.
Danimarka Komünist Partisi 13 Ekim’de Ankara’daki savaş karşıtı gösteride yapılan konuşmada ifade etmiş olduğunuz yaklaşımınızla tamamen hemfikirdir: Emperyalizme ve gericiliğe hayır! Savaşa hayır!
Kongrenizin bu mücadelede ileriye doğru bir adım olacağına güveniyor ve sonuçlarını duymak için sabırsızlanıyoruz. Türkiye ve Danimarka NATO müttefikleridirler ve Türk ve Danimarkalı komünistler bu suçlu savaşa karşı mücadelede yakın bir çalışma içinde olmalıdırlar.
Henrik Stamer Hedin (Ulusal Komite Sözcüsü)
DANİMARKA’DA KOMÜNİST PARTİ
Sosyalist İktidar Partisi KOMÜNİST PARTİ Merkez Komitesi’ne
Danimarka’da Komünist Parti Olağanüstü Kongrenize sıcak dayanışma mesajlarını sunmak arzusundadır.
Kongrenizin ve emperyalist saldırganlığa karşı mücadelenizin en iyi şekilde gerçekleşmesini dileriz. Partimiz de aynı mücadeleyi veriyor. Şu sıralarda Partimiz Afganistan’daki ABD saldırganlığına ve AB’nin genişlemesine karşı özel bir mücadele yürütüyor.
Kardeşçe selamlar.
Lisbet Brabæk (Dış İlişkiler Sekreteri) 7.11. 2001
HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti Siyasi Bürosu
Sevgili yoldaşlar,
Hindistan Komünist Partisi Ulusal Konseyi adına Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti liderliğine ve Olağanüstü Kongre delegelerine en sıcak selamlarımızı iletiyoruz.
Hindistan Komünist Partisi Türkiye’deki siyasi sosyal ve ekonomik durumun farkındadır ve Türkiye’nin ABD’nin Afganistan’daki savaşına katılmasına karşı emekçi halkı harekete geçirmek doğrultusundaki çabalarınızı ve Türkiye’de demokrasinin ve toplumsal ilerlemenin sağlanması konusundaki mücadelelerinizi takdirle karşılamaktadır.
Olağanüstü Kongrenizde hepinize başarılar diliyoruz.
Devrimci selamlarımızla.
Pallab Sengupta (Uluslararası İlişkiler Sekreteri)
HOLLANDA YENİ KOMÜNİST PARTİSİ
SİP Siyasi Bürosu’na
Sevgili yoldaşlar,
Hollanda Yeni Komünist Partisi bugün dünyadaki gelişmeleri büyük bir endişe ile izlemektedir.
Türkiye burjuvazisinin tehlikeli Amerikan maceralarının peşine takılma faaliyetlerini kendilerinin ulusal ve uluslararası problemlerini çözme çabası olarak görüyoruz.
Hollanda hükümeti de ABD’nin saldırgan askeri politikasını takip etmektedir.
Gelişmeler işçi sınıfının lehine gelişmeler değildir.
Bu nedenle bir Olağanüstü Kongre ihtiyacını anlıyoruz. “Yeni Savaş”a ve “Çokulusluların yeni Avrupa’sı”nın gelişimine karşı pek çok faaliyete katıldığımız için size bu mesajı zamanında göndermemiz mümkün olamadı. Üzgünüz fakat kendimize size yakın hissediyoruz.
Yoldaşça selamlarımızla
Wil van der Klift (Uluslararası Sekreter)
İSRAİL KOMÜNİST PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti Olağanüstü Kongre delegelerine
Sevgili Yoldaşlar,
Olağanüstü Kongreniz vesilesiyle tüm üye ve yandaşlarınıza sıcak kardeşlik selamlarımızı iletiyoruz.
Kongreniz çok önemli bir dönemde gerçekleşiyor.
11 Eylül’deki suçlu saldırıları Afganistan’a savaş açmanın bahanesi olarak kullanan ABD hükümetinin terörizmle mücadele etmek gibi bir niyeti yoktur. Aksine bu savaş ABD’nin uluslararası ilişkilerdeki kurallarda kendisinin ve çokulusluların tüm kıtalar üzerindeki hegemonyasını güçlendirecek temel değişiklikleri yapmasına hizmet etmektedir.
İKP Bush hükümetinin bugünkü savaşı bir uluslararası ilişki biçimi haline getirme eğiliminden ve ABD’nin “terörizm”le suçlayacağı diğer ülkelerde de uygulayacağından endişe etmektedir. Bölgemizde ABD desteğini arkasına almış olan İsrail hükümetinin İsrail-Filistin barış anlaşması açılımını sabote etmesi sonucunda korkunç bir katliam gerçekleşmektedir.
İKP İsrail’deki barış ve demokrasiden yana olan tüm Yahudi ve Arapları Şaron-Perez hükümetinin Filistinlilerin ölümüne sebep olan işgalin baskısını artırmak İsrail güçlerinin “A bölgesine” girmek ev ve bahçeleri yıkmak ve (İsrailliler için) ek yerleşim alanları kurmak için savaş histerisinden faydalanmalarına karşı çıkmaya çağırıyor. Her iki halk için barış ve güvenliğe giden yol işgalin sona erdirilmesinden İsrail yerleşimlerinin boşaltılmasından başkenti Doğu Kudüs olmak üzere Filistin Devleti’nin kurulmasından ve mülteciler sorununun BM kararlarının ilgili maddelerine uygun olarak çözülmesinden geçmektedir.
Sevgili dostlar
Partilerimiz arasındaki dostluk ve işbirliğini geliştirmek istiyor ve Kongrenize başarılar diliyoruz.
Kardeşçe selamlarımızla.
Mohammed Nafa’a (Genel Sekreter)
Değerli yoldaşlar;
Olağanüstü Kongrenizi yoldaşça duygularla selamlarken ayni zamanda partiniz ve uluslararası komünist hareket açısından ileri bir adım teşkil edeceğine olan inancımızı vurgulamak isteriz.
Biz Kıbrıslı komünistler uluslararası dayanışmanın gerekliliğini ve yaşamsallığını bilen bilmekle kalmayıp pratik adımlar atılmasının kaçınılmazlığına inananlardanız.
Bahsini ettiğimiz dayanışma sıradan geleneksel bir dayanışma değildir. Partinizin kısa bir dönem önce yayınladığı deklarasyonla Kıbrıs sorununa verdiği önemi ortaya koymuş durumdadır. Zaman pratik adım atma zamanıdır.
Bu inançla Kongrenize alttaki öneriyi onaylanmak üzere sunmak istiyoruz. Kongrenin onaylayacağına onaylamakla kalmayıp Parti yetkili organlarına bu kararı hayata geçirmek üzere pratik görevler vereceğine inancımız tamdır.
Yoldaşça duygularımızla.
Kıbrıs’ta Sosyalist GERÇEK
KÜBA KOMÜNİST PARTİSİ
Sosyalist İktidar Partisi’nin Olağanüstü Kongresi’ne mesaj
Sevgili yoldaşlar,
Küba Komünist Partisi ve Küba halkı adına Sosyalist İktidar Partisi’nin bu önemli Olağanüstü Kongresini kutlamaktan büyük bir onur duyuyoruz.
Bu Olağanüstü Kongrenin özellikle de 20. yüzyılda Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ve sosyalizmin çözülmesinin ardından sol ve ilerici parti ve hareketlerin yaşamış olduğu gerileme düşünüldüğünde, cesaret verici ve tarihi bir adım olduğunu düşünüyoruz.
İçinde yaşadığımız tek kutuplu ve adaletsiz dünyanın Afganistan halkına karşı yapılan gibi yıkıcı savaşlara giderek daha fazla gömüldüğü ve neoliberal politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkan ciddi bir uluslararası ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde tüm dünyada barışı istikrarı adalet ve eşitliği kurmak için yeni yollar aranmasının gerektiği ortaya çıkmıştır.
Kongreniz için en samimi başarı dileklerimizi kabul edin.
Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi
PERU BİRLEŞİK SOL HAREKETİ
Sosyalist İktidar Partisi-Türkiye Komünist Partisi 6.Olağanüstü Kongresi’ne
Sevgili yoldaşlar,
Peru Birleşik Sol Hareketi Ulusal Yürütme Komitesi Türk komünistlerine 6. Olağanüstü Kongre dolayısıyla kardeşçe selamlarını gönderir. Demokratik alternatif ve Komünist Parti’yi güçlendirme mücadelenizde başarılar diliyoruz. Komünistler ve diğer sol parti ve hareketler arasındaki uluslararası dayanışma bugün her zamankinden daha önemlidir.
Kardeşlikle.
Oscar Felipe Ventura (Başkan) – Tany A. Valer Lopera
(Uluslararası İlişkiler Sekreteri) Lima Kasım 2001
PERU KOMÜNİST PARTİSİ
Değerli yoldaşlar,
Peru Komünist Partisi Siyasi Bürosu sizlere en içten selamlarını sunar ve Olağanüstü Kongrenizde başarılar diler.
Bu fırsatı partimizin 29 Kasım’da gerçekleştireceği Olağanüstü Kongresi’ni bildirmek ve sizlerden gelecek selam mesajının bizi memnun edeceğini ifade etmek için kullanmak isteriz.
Yoldaşça.
Pelermo HERRERA M. (Dış İlişkiler Sekreteri)
PERU KOMÜNİST PARTİSİ (KIZIL ANAYURT)
Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti 6. Olağanüstü Kongresine
Sevgili yoldaşlar,
Peru Komünist Partisi (Kızıl Anayurt) Merkez Komitesi Sosyalist İktidar Partisi-Komünist Parti 6. Olağanüstü Kongresine ve Kongre nezdinde Merkez Komitesi’ne ve tüm Parti üyelerine en sıcak selamlarını gönderir.
6. Olağanüstü Kongre sosyalist ideolojinin korunmasında ve Partinizin birlik ve dayanışmasının sağlanmasında tarihi bir fırsat olacaktır.
Partilerimiz arasındaki kardeşçe ve işbirliğine dayalı ilişkilerin gelişmeye devam edeceğine olan inancımızla Kongrenize büyük başarılar diliyoruz.
Peru Komünist Partisi (Kızıl Anayurt) Merkez Komitesi
Lima Kasım 2001
PORTEKİZ KOMÜNİST PARTİSİ
SİP Olağanüstü Kongresine
Değerli yoldaşlar,
PKP Merkez Komitesi Portekizli Komünistler adına SİP Olağanüstü Kongresine dostça selamlarını sunar.
Partimiz ABD ve İngiltere emperyalizminin karmaşık ve nazik dengelere sahip bir bölgede Afgan halkına karşı saldırılarını lanetlemiştir lanetlemektedir. Terörle mücadele maskesi altında teröristleri bizzat beslemiş olan ABD’nin gerçek amacı Ortadoğu ve Orta Asya’yı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlemek ve insanlık dışı bir ABD kalesi yaratmaktır.
Bu durum bölge halkları ve tüm dünya barışı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Kongre çalışmalarınızda başarılar diler Türkiye’nin içinde bulunduğu bu zor durumda elde edebileceğimiz mevzilerin önemini vurgularız.
Dostça selamlar dayanışma duygularıyla…
Portekiz Komünist Partisi Merkez Komitesi
YUNANİSTAN KOMÜNİST GENÇLİĞİ
Sevgili yoldaşlar,
Yunan Komünist Gençliği (KNE) Merkez Konseyi adına 11 Kasım’da Ankara’da yapılacak Olağanüstü Parti Kongrenize en sıcak yoldaşça selamlarımızı gönderiyoruz.
Bugün emperyalist saldırganlık artmıştır her ülkedeki halklar ve gençlik saldırı altındadır. Afganistan’da süren savaş ülkemizi bu savaşa sokma girişimleri halkların ve gençliğin haklarına ve hayatlarına sürekli saldırılar NATO’nun yeni stratejik konseptinin içyüzünü ve büyük kapitalistlerin elinde halklara karşı güçlü bir silah olan Avrupa Birliği’nin gerçek anlamını ortaya dökmektedir.
Pek çok ülkede gençliğin bu haksız savaşa karşı eğitim hakkı için işçi hakları için mücadelelere militanca ve kitlesel olarak gösterdikleri katılım anti-tekelci anti-emperyalist bir mücadele hattının gençleri ve halkı harekete geçirebileceğinin; gençlik hareketinin sosyalizm ve toplumsal dönüşümler için mücadelede önemli bir güç olacağının kanıtlarıdır.
Ülkelerimizdeki gençliğin ortak mücadelelerini ülkelerimizde ve uluslararası düzeyde güçlendirmek için güçlerimizi pek çok kereler birleştirdik. Kararlarınızın bu doğrultuda bir ileri adım oluşturacağından eminiz. Bir kez daha Olağanüstü Kongrenizi selamlıyor ve size en büyük başarıları ve bunların verimli sonuçlarını temenni ediyoruz.
Militan ve yoldaşça selamlarımızla.
KNE Merkez Konseyi 7 Kasım 2001
BANK-SEN Genel Yönetim Kurulu
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongresine
Uluslararası sermayenin ezilen halklara emekçilere ve işçi sınıfına azgınca saldırdığı sıcak kavga günlerinde toplanan olağanüstü genel kurulunuzu yoldaşça selamlıyoruz.
Kongrenizin; ülkemiz ve dünya proletaryasının “ekmek gül ve hürriyet günleri için” onurlu kavgasına katkıda bulunacağına inanıyor çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
DEV MADEN-SEN Genel Yönetim Kurulu
Sayın Aydemir Güler
SİP Genel Başkanı – Ankara
Partinizin Olağanüstü Kongresi için nazik davetinize teşekkür ederiz. Kongrenizin işçi ve emekçilerin yaşadığı sorunların çözümüne ilişkin somut politikalar üretmesini diler Dostluk ve Dayanışma duygularımızı iletiriz.
METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Olağanüstü Kongrenizi kutlar ülkemiz emek ve demokrasi mücadelesinde katkılar sunmasını dileyerek katılımcılara saygılar sunuyoruz.
78’LİLER DAYANIŞMA VE ARAŞTIRMA VAKFI – ANKARA GİRİŞİMİ
Sosyalist İktidar Partisi Genel Başkanlığına,
Sosyalizm mücadelesinde tarihsel bir dönemeç olması umuduyla Kongrenizi selamlıyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ – ANKARA ŞUBESİ
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongre Başkanlığına
Ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin savunusunda değerli katkıları olan partinizin Olağanüstü Kongresini kutlar mücadelenizde başarılar dileriz.
Saygılarımızla…
Av. Ender Büyükçulha (İHD Ankara Şb. Bşk.)
SOSYALİST POLİTİKA
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Konferansına,
Değerli yoldaşlar
Sosyalist hareketin yeniden yapılanacağı yeni bir diziliş yaşayacağı önemli bir momentin öngününde bulunuyoruz.
Açıkça belirtmek gerekiyor ki Türkiye solunda iki temel çizgi bulunmaktadır. Bunlardan biri sol liberal-radikal demokrasici yönelimin başat olduğu “Özgürlükçü Demokratik Türkiye” çizgisidir. Diğer temel çizgi ise kapitalizmin devrimci tarzda aşılmasını hedefleyen ve Sosyalist Toplum projeksiyonunu somutlayacak olan “Sosyalist Türkiye” projesidir.
Kongreniz delegasyonunun yabancısı olmadığı hatta birinci dereceden sahiplenicisi savunucusu olduğu “Sosyalist Türkiye” mücadelesi biz Sosyalist Politika ile Sosyalist İktidar Partisi arasındaki en temel ortak paydalardan biridir.
Kısaca Yoldaşlar “Sosyalist Türkiye Projesi” için sizlerle bizler ve başka yoldaşlar arasındaki mesafeleri azaltmak bu ülkenin sola ve sosyalizme mahkum olduğunu devrimci sosyalist bir tarzda göstermek için özenle titizlikle işlenmesi gereken bir sürece giriyoruz. Bu süreçte görevlerimiz büyüktür.
Devrim için Sosyalizm için Sosyalist Türkiye için hepinizi yoldaşça kucaklıyoruz.
KÜRDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ
Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı Sayın Aydemir Güler,
Değerli yoldaşlar
On bir Ekim’de Türkiye’deki Komünistler tarihe yeni ve önemli bir not düştüler düşülen bu yeni ve önemli not Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluş notudur.
Biz Kürdistanlı Komünistler olarak bu nottan alınması gereken mesajı aldık. Bu anlamda KKP Almanya Komitesi olarak TKP’nin kuruluşunu selamlıyoruz.
KKP-Almanya Komitesi
Değerli Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongre Delegeleri,
Krizle yoksullukla cehaletle cendereye alınmış şu güzelim memlekette yaşayan biz emekçilerin iki şeye her şeyden çok ihtiyacımız var: Umuda ve bizi umutlandıracak bir partiye! Kongrenizin Kongremizin bu ihtiyacı karşılayacağına tüm kalbimle inanıyorum.
Hepinizi ve salondaki dostları bu inancımla saygıyla selamlıyorum ve başarılar diliyorum.
Yaşasın sosyalizm!
SEMİR ASLANYÜREK (Sinema emekçisi)
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongresine
SİP Olağanüstü Kongresini selamlıyorum.
Hangi koşularda siyaset yaptığımız malum. Cumhuriyet tarihinin belki de en karanlık günlerini yaşamaktayız. Egemen güçlerin on yıllar boyu süren politikaları ülkemizi sosyal adaletsizliğin en derininin hüküm sürdüğü bir emperyalizm uydusu durumuna sürüklemiştir.
Ülke ekonomisi transnasyonal tekellerin dünya ölçüsünde sömürü aracı olan İMF ve Dünya Bankası buyruklarına boyun eğilerek yönetiliyor. Belirleyici rol oynayan bir avuç spekülatördür. Bunlar çıkarları gerektirdiğinde bir gecede on milyarlarca doları ülke dışına kaçırarak ülkeyi neredeyse yarı yarıya yoksullaştırabiliyorlar.
Emekçiler bir yandan yoksulluğa giderek açlığa itilirken emekçinin davasını güdenler kanlı operasyonlara hedef olmaktadır. Açlık grevi ölüm orucu eli kolu bağlı insanın çaresizlik içinde baş vurmak zorunda kaldığı soylu bir eylemdir. Onu bile maskeli özel timciler ile polis kan içinde boğuyorlar.
Kürt halkı ile eşitlik ve özgürlük temlinde gönüllü birliğin koşullarını yaratacak demokratik politikaları uygulamak birinci yurtseverlik görevi iken bunlar inkar ve imha politikalarında ısrar etmektedirler.
İş dolar karşılığı Afganistan’a asker göndermeye kadar vardı. İktidardakiler çıkmazdan çıkış olarak ABD’nin Avrasya’ya tekeller hesabına el koyma amacını güden emperyalist saldırısına kayıtsız şartsız destek olma yolunu tuttu.
Bu koşullarda ülkemizde toplumsal muhalefet adına politika üretmeye soyunmuş bulunuyoruz. Bu soylu bir girişimdir. Ancak bilmeliyiz ki bugün solun bölünmüşlüğü durumunda toplumsal muhalefet denen o muazzam potansiyeli gerçekten temsil eden ve harekete geçirebilen bir çatı henüz mevcut değildir. Ve biz SİP dahil hepimiz omuz omuza vererek onu yaratmakla yükümlüyüz. Bu başta gelen görevimizdir. SİP’in bu görevin bilincinde olarak kendine düşeni yapmaktan geri kalmayacağına inanıyorum.
Bu inançla Kongrenizi selamlıyor, başarılar diliyorum.
MİHRİ BELLİ
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongresine
Bugün en ters koşullarda mücadele vermek zorunda olsak da geleceğin bizim olduğuna ve emekçinin insanca ve onurlu bir yaşama kavuştuğu yarının sömürüden arınmış bağımsız ve demokratik Türkiyesi’nin mutlaka gerçek olacağına inanıyor bu inançla Kongrenizi selamlıyorum.
SEVİM BELLİ
SİP Kongre Divan Başkanlığına,
Sosyalist İktidar Partisi’nin Kongresine katılan değerli arkadaşlar! Marksizm’in doğuşundan bu yana Marksizm’den esinlenen çeşitli hareketler Türkiye’de ve dünyada gelişmenin önünü açabilmek için yer almışlardır. Fakat bunlardan çok azı hareket olarak kalmaktan çıkıp işçi sınıfının partisi olabilme başarısını yakalayabilmişlerdir. Çoğu “hareket” olarak tanımlanmakla kalmışlardır.
Sosyalist İktidar Partisi’nin Türkiye işçi sınıfının tarihsel gelenekleri üzerinde Türk işçi sınıfını partisi olabilme yeteneğini göstermesinden gurur duyuyorum.
Bu inşaya bütün Türk Komünistlerinin katkıda bulunmasının önlerindeki görev olduğunu biliyorum. Evet; görevimiz geçmiş geleneğimizden dersler çıkararak Türkiye’nin işçi sınıfı partisini inşa ve yüceltmektir. Kongremizin bu yolu açacağına eminim.
Yaşasın Devrim Yaşasın Sosyalizm Yaşasın Parti.
NEVCİVAN ERDİNE
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongresine,
Değerli arkadaşlar
Sosyalist İktidar hepimizin tek silahı olan sınıf mücadelesi her aşamada o dönemin görevlerini çöze çöze ilerliyor gelişiyor bir üst düzeye yükseliyor.
Bundan 81 yıl önce ülkemizdeki komünistlerin önündeki baş görev tarihsel koşullar sonucu olarak ayrı ayrı oluşmuş komünist küme öbek ve çevrelerin politik ve örgütsel birliğini sağlamaktı. Sovyet iktidarını silah elde savunan Almanya’da Spartakistlerle birlikte Alman proletaryası ile omuz omuza barikatlarda dövüşmüş ve Anadolu’da emperyalist işgalcilere karşı savaşan komünistler Bakû’de 10 Eylül 1920’de o günkü ana görevi yerine getirdiler. 81 yıl sonra yine aynı görevle yüz yüzeyiz. Bu görevin bu defa da üstesinden geleceğiz. Bu güne kadar farklı parti örgüt çevre küme öbek ve faaliyet biçimleri içinde yer almış her yaştan kadın erkek genç kız ve delikanlı komünistlerin ortak birikimi Bakû ruhunu şahlandırmaya yetecektir. Kongrenize üstün başarılar dilerim.
CEMAL KIRAL (Eski TKP MK üyesi)
Değerli arkadaşlar,
İçinde bulunduğumuz dönemin sola tanıdığı imkanları kullanabilmek için her şeyden önce özgüvene sahip olmamız çok çalışmamız işimizi ciddiye almamız çok üretmemiz ve çoğalmamız gerekiyor. Bugün alacağınız kararların sıraladıklarımın yanı sıra solu yeni bir aşamaya taşıyacağına olan inancım ise çok kesin.
Hepinizi dostça ve yoldaşça selamlıyorum.
İLKER MAGA
insanlar için ölebileceksin
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde…
N. Hikmet
Sosyalist İktidar Partisi’nin Olağanüstü Kongresini selamlıyorum!
İktidara yürüyen bir solun partisini ve emek veren tüm emekçilerin çalışmalarını kutluyorum…
Yıllarca çekilen acıların ve emeğin boşa olmadığını göstermek açısından bu Kongreyi önemsiyorum bu Kongreye emeği geçen tüm emekçileri selamlıyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum…
İSMAİL CEM ÖZKAN
Sosyalist İktidar Partisi Olağanüstü Kongresi
Öncelikle; tüm katılımcılara dostluk ve dayanışma duygularımı iletmek istiyorum.
Türkiye kapitalizmi yeni ve derin bir yapısal kriz dönemine girmiştir. Yıllardır memleketi emperyalist politikaların boyunduruğu altında “yönetenler” bugün bir kez daha Dünya Bankası ve İMF politikalarına teslim olanlar “yolsuzluk ve yoksulluk” düzeninin de sorumlusu ve baş oyuncusudurlar.
Tarihe Tanıklık; bu yolsuzluk ve yoksulluk düzenini teşhir etmenin ötesinde bunu aşmayı ve yeni bir umut olmayı da önümüze koymaktadır.
Devrim ve sosyalizm yolunda
Dünya emekçilerinin ve Türkiye İşçi Sınıfının yolu aydınlık ve açık olsun…
Merhaba umut!
Merhaba yarın!
Saygılarımla…
ETHEM TORUNOĞLU (TMMOB YK Üyesi- Çevre Mühendisi)