Yıllarca Türkiye Solu’nun teorik düşünme geleneğinin zayıflığı tespiti yapan Gelenek Dergisi, onca yılın emeğini bir polemik yazısıyla havaya savurmamalıdır. Kuzulugil, Solun genel hatasını tekrarlamış; teorik bir tartışmayı teorik düzlemde değil politik (hatta şahsi) yönden karşılamıştır. “Devrimciler kot pantolon giyer mi” tartışmasını kana bulayan solun bu geleneği devam etmektedir.
Bu açıdan; Gelenek’in iyi niyetli ve saygın emeğine halel getiren bu yazıya dönük aşağıdaki tekzibin tarafınızca bir sonraki sayınızda, solcular arası hukuk ve yayıncılık etiği gereği yayınlanmasını talep ediyorum.
1) M. Kuzulugil hangi istihbarata dayanarak söyleyebiliyor, bilmiyorum ama Yusuf Karakeçeli olarak ben hayatımın hiçbir döneminde Sosyalist İktidar Partisi üyesi olmadım ve orayı terk edişim de söz konusu değildir.
Bu Aydınlıkçı bir tarzdır. Bir sendika başkanının hiçbir dayanak olmadan her hangi bir illegal örgütün üyesi olduğunu söylemek neyse benim bir zamanlar SİP’li olduğumu yazmak da aynı şeydir.
2) Tümüyle bu iddia üzerine kurulu yazıdaki “suni dengecilik” ifadesi alıntılarla da sabittir ki, desteksizdir. Aslında Kuzulugil, M. Çayan alıntısından yola çıkarak bu eleştiriyi getirmektedir. Bu nedenle eleştirinin muhatabı ben değilim. Eğer bu konuda ısrarcı ise yazımdaki Marx alıntısından da, Marx’ın da suni dengeci olduğu iddia edilebilir.
3) Yazım SİP’in Mc Donalds kampanyasını değil, SİP’li öğrencilerin de içinde yer aldığı (lokomotifidir değildir bu beni ilgilendirmiyor.) “Mc Donald’s Karşıtı Öğrenciler” adlı grubun siyasetini eleştirmektedir.
Kuzulugil, çalışmanın tümüyle SİP’e ait olduğunu söyleyerek, kendi yoldaşlarının bu grup içindeki partili olmayan insanlarla kurdukları ilişkinin hukukunu da çiğnemiş oluyor. Benim de bu süreci eleştirirken M. Çayan’dan, Marx’tan ya da C. Hekimoğlu’ndan destek almam oldukça doğaldır.
Yazım, açıktır ki SİPe dönük hiçbir eleştiri içermemektedir.
Yusuf KARAKEÇELİ