Elinizdeki 11. kitabımızla birlikte Gelenek‘in 2. cildi tamamlanmış oluyor.
Ekim kitabımızın ana konusu Faşizm ve Devlet. İlk yazımız ise yine Gelenek gündemi. Referandum sonuçları ve erken genel seçimlerde sosyalist tutuma ilişkin düşüncelerimiz yer alıyor.
Gündemin hemen ardından İ. Suphi Candemir’in kısa ancak önemli bir eleştiri yazısı var: “Küfür Romanlarına Hayır, Plebyen Küfürlere Evet” başlığını taşıyan yazıda İ.Suphi Candemir Toplumsal Kurtuluş dergisinde yer alan üzücü bir yazıya değiniyor.
Cengiz Uygur’un yazısı “Faşizm ve Devlet Üzerine” başlıklı. Cengiz Uygur günümüzün önemli tartışmalı konularından birine, burjuva devleti-faşizm ilişkilerine tarihselci bakışın gerekleri ışığında eğiliyor. Tanım ve çözümlemelerde, ahistorik ve ekonomist yaklaşımların sakatlıklarına özellikle dikkat çekiyor.
Aynı konuda diğer bir yazı Aydın Giritli’ye ait “Teori ve Siyasette Devlet”. Marksist teoride devlet-sınıf ilişkilerine değinilirken teorinin 19 yy.’da Marx ve Engels dönemindeki gelişimi eksen alınıyor. Giritli Avrupa’da işçi hareketinin niteliğinden başlayarak 19. yy. da Marx ve Engels’in devlet olgusuna yaklaşımını belirleyen faktörleri çözümlüyor; indirgemeci eğilimlerle öncelik ve nedensellikleri tümden reddeden yaklaşımlar da eleştiriliyor.
“Teorinin Önemi” sosyalist harekette sıkça vurgulanan bir tema. Ancak hakkı gerçekten verilebiliyor mu? Cemal Hekimoğlu bu soruna bir başka açıdan, teorinin kaynakları, siyaset hareket ve değişim olguları çerçevesinde yaklaşıyor. Teorinin sağlayacağı ikamesi mümkün olmayan güce işaret ettikten sonra “teorisizm”in başladığı sınırları da netleştiriyor.
Metin Çulhaoğlu; “Tarih ve Sol; Pragmatizmi Aşmak” başlıklı yazısında genel olarak tarihe ve tarihsel süreçlere bakışta yönteme ilişkin önemli noktalara değindikten sonra konu Türkiye solunun yakın geçmişi ve güncel sorunları bazında somutlanıyor. Yazı, Türkiye solunun sağlıklı bir zeminde olgunlaşabilmesi için yerleşmesi gereken bütünselci bakışın özelliklerine de eğiliyor.
3. cildin başlayacağı 12. sayımızda başlamak üzere.