Yeni Gündem Dergisi'nin geçen yıl Kasım ayında çıkan 37. sayısında "1968 kuşağı"na ilişkin çeşitli değerlendirmelere ve anılara yer verildi. Derginin kapağını bu konu oluşturdu. Burada derginin konuya yaklaşım biçimini tartışacak değilim. İçeride Ertuğrul Kürkçü tarafından yazılan "1968 Yılı" başlıklı bir değerlendirme ise oldukça önemli. Kürkçü' nün değerlendirmesi o yılları yaşayanlara bugün daha geniş boyutlu çağrışımlar yaptırabiliyor. Bunlar üzerinde durmak istiyorum.Kürkçü'nün yazısını okuyup bitirdiğimde yazara saygı duydum. Kuşkusuz yalnızca saygı değil. Yazıda katıldığım pek çok saptama da yer alıyor. Ama Türkiye'nin...
Tarihimize ilişkin anı kitaplarını okur musunuz? Görebildiğim kadarıyla bu tür kitaplarda ortak bir özellik bulunuyor. Geçmişin siyasal kamplaşmalarında belirli bir kesimde ön plana çıkanlar tam tamına karşıt kesimin seçkinlerine yönelik insancıl bir anlama çabası sergiliyorlar. Bu çaba kimi durumlarda aklama girişimlerine de dönüşebiliyor. Anlatılan olaylar ne kadar geride kalmışsa, duyarlılık o kadar artıyor. Yazdıkları anılarda bu tür bir flash-back şövalyeliği sergilemeyen az kişi var. Örnek mi gerekiyor? Abdülhamit, saltanatı boyunca karşısında yer alan Türk aydını için hep “Kızıl Sultan” oldu....
Başka ülkelerde de öyle, Türkiye’de de. Aydın hep günah keçisi yapılır. Hele toplum ciddi bir bunalım yaşamışsa, bunalımın faturasının çıkarılacağı bir kesim aranıyorsa, adres çoğu kez aydınlar olur. Ülkemizde klasik tanımı ile tam tamına “aydın” kavramının karşılığı olmasalar da, bilim adamları, sanatçılar, öğrenciler ve öğretmenlerden oluşan kesimin suçlandığı çok dönem yaşadık. Düzenin bekçileri bir yana, solcu aydınların bir kesiminin, ülke aydınlarını suçlamada çok ileri gittiklerine de tanık olunur Türkiye’de. Batılı ülkelerin pek çoğunda olduğu gibi.Bu yazı, Türkiye sol aydınının, günah...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe