Gelenek Sayı 3

TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUMCULUK (1981-86)

Giriş: İki TipolojiBu yazıya Türkiye'nin 70'lerde yaşadığı toplumsal-siyasal hareketlenme içerisinde biçimlenen iki insan tipolojisinden söz açarak başlamak istiyorum. Birincisi, politikaya uzaktan ve soğuk bakan aydın, diğeri gündelik bir pratikte sürüklenirken bilgilenmeye zaman ayıramayan sade militan- kadro... İkincisi, devrimci demokrat ve sosyalist gençlerde vücut buldu; geride bıraktığımız altı yılda da toplumun sorunlarının en pahalı faturaları bu insanlara kesildi. Diğer kesim ise, bu yazının asli konusunu oluşturan sivil toplumcu bir operasyon girişimine maddi temel oluşturdu.Siyasallaşmanın yaygınlaştığı bir süreçte teorisiz mücadeleci tip, depolitizasyon döneminde ise siyasetten arınmış bir tevekkül düşüncesinin taşıyıcıları ağır bastılar. İlginç olan, toplumsal yaşantıda kısa sayılacak bir süreden sonra sürecin...

11. TEZ VE SOSYAL DEMOKRASİ

Yayınlanmaya başlandığından beri ilgi çeken bir kitap dizisi var: 11. Tez. "Sol" yayıncılığın erken gelmiş bir güncellik içerisinde sıkışmaya başladığı bir dönemde "teorik bakabilen" bir dizinin varlığı, her türlü eleştirinin ötesinde, önemsenmelidir. Kişi, eğilim veya grupların siyasetten uzak durmak gibi bir imtiyazın rahatlığını yaşaması elbette mücadele edilmesi gereken bir tutumdur. Ancak, söz konusu dizi, siyasal misyonlardan arınmış da olsa "siyaset"i teorik olarak dışlamayan, genel çerçevesinde ona önemli yer veren bir anlayışı da dışa vurmaktadır.Burada, geçmişte özellikle devrimci demokrat pratiği yaşadıktan sonra "ulvi gerçekler"le tanışan, Ortodoks solun içinde bulunduğu konjonktürel kısırlığa "psikolojik" olarak direnemeyen ve kurtuluşu teorik modifikasyonlarda gören veya öteden...

GRAMSCİ DÜŞÜNCESİ KİMLİK BUNALIMINDA

Antonio Gramsci... 1926 yılında hakkında hüküm verilirken "bu beynin yirmi yıl süreyle çalışmamasını sağlamalıyız" denen İtalyan düşünür. Bunu becerebildiklerini söylemek oldukça güç. Ancak, bu beynin özgürce çalışamadığı da bir gerçek. Gramsci açısından büyük bir talihsizlik. Ne var ki, Gramsci'nin talihsizliği yalnızca fiziki olarak sınırlandırılmasından kaynaklanmıyor. Ölümünden sonra, geriye bıraktığı ürünler hiç rahat bırakılmadı. Bir tür eziklik ve anlaşılır bir komplekse sahip olan batı Marksizmi bu ürünleri, içerdikleri teorik yükün kaldırılabilirliğinin çok ötesinde bir açgözlülükle tüketti. Eski New Left editörü Anderson, batı Marksizminin gizli müştereğinin Gramsci olduğunu söylerken aslında bir gerçeği ifade ediyordu.Anderson;Bati'da Sol Düsünce Birikim yay. 1982 s. 105. Birbirine...

68 KUŞAĞI ÜZERİNE

Yeni Gündem Dergisi'nin geçen yıl Kasım ayında çıkan 37. sayısında "1968 kuşağı"na ilişkin çeşitli değerlendirmelere ve anılara yer verildi. Derginin kapağını bu konu oluşturdu. Burada derginin konuya yaklaşım biçimini tartışacak değilim. İçeride Ertuğrul Kürkçü tarafından yazılan "1968 Yılı" başlıklı bir değerlendirme ise oldukça önemli. Kürkçü' nün değerlendirmesi o yılları yaşayanlara bugün daha geniş boyutlu çağrışımlar yaptırabiliyor. Bunlar üzerinde durmak istiyorum.Kürkçü'nün yazısını okuyup bitirdiğimde yazara saygı duydum. Kuşkusuz yalnızca saygı değil. Yazıda katıldığım pek çok saptama da yer alıyor. Ama Türkiye'nin bugünkü koşullarında öncelikli olarak saygımı ifade etmek istiyorum. Bunun üç nedeni var. Birincisi duygusallıktan bütünüyle uzak kalmakla birlikte yazının duygu...

OKURLARLA

Gelenek dizisinin bu kitabı ağırlıklı olarak geleneksel solun bir türlü giremediği, dolayısıyla Yeni Sol’un Türkiye temsilcilerince parsellenen bir alana çeşitli yaklaşımları içeriyor. Özetle, yapı-özne ilişkilerinin değerlendirilmesi, Türkiye’de yavaş yavaş her niyete çiğnenen bir sakız haline - ne yazık ki - gelmeye başlayan Gramsci düşüncesinin sergilenmesi ve galiba “sivil” sözcüğünün bir dönemki olağanüstü çekiciliği nedeniyle, aynı dönem yaygın biçimde tutulan “sivil toplumculuk” akımının eleştirisi bu kitabın ana konularını oluşturuyor. Bu aya özgü “Gelenek Gündemi” de ağırlıklı olarak Avrupa solunu aynı çerçevede ele alıyor.Cemal Hekimoğlu’nun “Gramsci Düşüncesi Kimlik Bunalımında” adlı çalışması, başlığın da çağrıştırabileceği gibi, bu ünlü Batılı Marksistin düşüncesinin kendi kimliğini...

GELENEK GÜNDEMİ

1. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa, belki de savaş dönemi boyunca hissedilenden daha sarsıcı bir toplumsal atmosfer içerisine girmişti. Kıtanın doğusunda daha savaş bitmeden olanları, yani kapitalizm açısından sonun başladığını biliyoruz. Ama o dönemde bu gelişme, tüm Avrupa söz konusu olunca, yalnızca "eşitler arasında birinci" bir halka diğer halkaları ateşleyici bir başlangıç olarak görülüyordu. Bavyera'da, Helsinki'de, Budapeşte'de birbiri ardına "konsey" iktidarları ortaya çıkıyor, Avrupa'nın her yanı heyecanlı bir bekleyiş içerisine giriyordu.1923-24 geldiğinde "elde kalanlara" baktığımızda, yaklaşık on yıllık bir depremin, beklentiler anlamında pek az, ama yeni bir tarih için çok şey ifade ettiği görünüyordu. Finlandiya, Varşova, Hamburg durulmuş, Macaristan'da tarihi 25...

PRATİĞİN VE EYLEMİN BİLİNCİNE DOĞRU

Marksist teoride bir bunalımdan söz ediliyor. Kimileri bu durumu işçi hareketinin buhranına, üretici güçlerin gelişimiyle sınıf çelişkilerinin gelişmesi ardındaki bağın kopmasına bağlıyor. Kimileri ise aynı buhranı, Marksist teorinin doğum yerinde, Batıda, teorisyenlerin toplumsal perspektif yaratamama durumuyla karşı karşıya kalmalarına ve işçi sınıfı pratiği ile sosyalist teori arasında gittikçe artan kopuklukla (teori -pratik kopukluğu) açıklamaya çalışıyor. Bunalım, toplumsal gelişimin ortaya çıkardığı birçok önemli soruna Marksist teorinin çözüm getiremediği, toplumsal pratiğin Marksist kavramlarla yeterince açıklanamaz bir duruma geldiği, yine teorinin, en başından beri var olan ve zamanla çeşitli biçimlerde kurumlaştırılan bazı uygulamalarla kendini yenileme dinamiğini gittikçe yitirdiği biçiminde formüle ediliyor.Bir ifade edebilme...

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur