Uğur İşlek

Uğur İşlek

TARIM İŞÇİLERİ

Çukurova’ya, yasaklarla çevrilmiş bir bölgenin göçmenleri olarak yerleştiler. Kiminin toprağı vardı, bağı bahçesi... Kiminin küçükbaş - büyükbaş hayvanları. Kimisinin hiçbir şeyi. Şimdi hepsi, Çukurova’nın narenciye bahçelerinde ırgat. Onların öyküsü, soğuk kış günlerinde ihtiyaç duyulan vitamin deposu portakalın, mandalinanın, limonun öyküsü biraz da...                                                                                      Irgatın ve Vitaminin Öyküsü                                                                Sinan AramanTarım işçileri dendiğinde bir zamanlar aklımıza özellikle Çukurova’daki yaşamı anlatan romanlar gelirdi. Günümüzde mevsimlik tarım işçileriyle ilgili kaza haberleri üzerinden medyaya taşınıyor tarım işçilerinin dramı. İlginçtir ki, çalıştırılmak üzere kamyonlara tıkıştırılan onlarca insanın yaşam kavgası...

İŞÇİ SINIFI İÇİN SORULAR

Yeni bir yüzyılın içinde yol alırken, işçi sınıfı mücadelesinin kazandığı yeni boyutlar bir dizi soruyu karşımıza çıkarmıştır. İnsanlık yol aldıkça yeni durumlar da elbette sınır tanımayacaktır. Ancak, böylesi bir seyir hattı üzerinde biriken kafa karıştırıcı sorular birçoklarını ürkütmekte ve adeta birer soru olarak sorulması bile zorlaşmaktadır. Yeni bir şeylerden söz edildiğinde akla pek çok şey gelebilir, ancak özü itibariyle yeni olanlar aslında oldukça sadedir ve birkaç başlık altında toplanmış durumdadır. Her şeyden önce reel sosyalizmin yenilgisi yeni bir durumdur ve...

KENTSEL GERİLİM KISKACINDA ARA SINIF VE KATMANLAR

Birçok kentte olduğu gibi Mersin’de de eylem yapan esnaf topluluğu oldukça dağınık ve disiplinsiz biçimde kent merkezindeki meydanda toplanmaya başlıyor. Kalabalıktan ürken Mersin Ticaret Odası yöneticileri eylemi kısa bir konuşmanın ardından bir an önce bitirmek istiyorlar ve atılan sloganları engellemeye çalışıyorlar. Bunun üzerine Mersin polisi onların yanına geliyor ve “niye slogan attırmıyorsunuz bırakın atsınlar içlerini boşaltsınlar yoksa şehri talan eder bunlar..” diyor. Hatta polis böylesi bir duruma hazırlıksız yakalanan MTO yöneticilerine slogan attırmak için megafon yardımında bulunuyor! Eylem bitiminde polis...

TÜRKİYE İNSANINA DAİR

Türkiye insanı için söylenmiş “özlü sözler” vardır. Bende bunlardan sadece iki tanesi aklımda yer etmiştir. İlki, Türkiye insanının yüzde 60’ının aptal olduğuna dair olanıdır. Bir diğeri ise; Türkiye insanının mücadele etmeyi değil, mücadele edenleri sevdiğine yönelik değerlendirmedir.Her iki saptamadaki vurgu sözgelimi İngilizlerin soğukluğuna ya da Fransızların romantikliğine işaret eden bir yaklaşımın sonucu değildir. Bir tür tepkiyi belki de çaresizliği hatta ilişkili olarak sınırları ifade etmektedir. Açıkça bu ülkenin insanından “özel bir şey çıkmaz” sonucuna taşımaktadır.Öte yandan Türkiye’yi (dolayısıyla insanını) devrime...

KENTLERİ KAZANMA KAVGASINDA AYDINLANMACILIK VE İŞÇİ SINIFI

Dinci gericilik, Türkiye solunun politik, ideolojik mücadelesinde ve uzantısı olarak toplumsal hareket alanında her zaman anlamlı bir yer kaplamıştır. Ancak, bu kavga alanının bir tarafını solun "sosyal demokrat" ve "ulusal sol" bölmelerinin kaplayagelmiş olması ironiktir.Kimi zaman emperyalist hesapların ürünü olarak palazlandırılan, kimi zamansa karşı devrimci yığışmanın içinde toplumsallaşma kanalları yakalayabilen dinci gericilik, -bir olgu olarak yükseldiği her durum aslında bir sınıf mücadelesi başlığı olmasına karşın- en fazla düzen içi didişme/inatlaşma konusu olarak politik değer kazanabilmiştir.Bu sonuca yol açan, sosyal demokrat...

Emperyalizmin “Değişim” Retoriği ve Gölgelenen “Yıkım”

 "Sosyalizm geleceğe çarpıp yıkıldı"... Bu sözle,r bir füturolog olarak tanıtılan Alvin Tofflere ait. Füturoloji, sosyolojinin güncel ve pazarlanan bir dalı. Geleceğe dönük kurgu ve hesapların olası toplumsal/bireysel karşılıklarıyla birlikte incelenmesini anlatıyor. Bir tür "gelecek bilimi" olarak tarif edilebilir."Gelecek", Ekim Devrimi ile birlikte aynı anda hem umut hem de korkunun adı oluyor. "Gelecek", artık emperyalizmi korkutuyor. Sosyalist sistem on yıllar boyunca "geleceğe" dair her tür uğraşı emperyalizmin elinden alıyor. 1970li yıllardan itibaren "gelecek" emperyalizmin eline düşüyor. "Gelecek", bu kez emperyalizmin elinde...

Birlikte kurtuluşun sendikal programı

Sendikalar bugün özel bir anlamla da yüklenmiş durumda. Kürt ve Türk emekçilerinin "birlikte kurtuluşu"nun hayata geçirilebilmesi için en elverişli zemini ifade ediyor sendikalar. Üstelik bu alanda, bugüne dek şu ya da bu biçimde yığılmış ciddi bir birikimden söz etmek mümkün. Bu birikim "birlikte kurtuluş"un geleceğini de somutlamaktadır.Kuşkusuz sözü edilen "birlikte kurtuluş", bir şeyleri keşfederek bir araya getirme perspektifini anlatmıyor. Geçilen sürecin toplumsal ve siyasal dinamiklerinin uzantısı olarak ete kemiğe büründürülmesi gereken bir ihtiyacı anlatıyor.Diğer taraftan sosyalistlerin böylesi bir gündemle iştigali...

TÜRKİYE İŞÇİ SINIFINA SELAM

“Türkiye işçi sınıfına selam”.. Bu dizeyi yinelemek gerekli ve yararlı. Ancak bu “selam”ı verdikten sonra, eski yanılgıları yinelemek, eski yanılgıların yinelenmesi şöyle dursun, işçi sınıfına bu kez çok daha geri bir konumdan hareketle yaklaşmak, büyük suçtur. Bu suçtan kaçınılmalıdır. Gelenek 22.04.1987 Türkiye işçi sınıfı kimi zaman keşfedildi, kimi zaman anımsandı, kimi zamanda selamlandı. En çok selamlanmayı haketti.Türkiye işçi sınıfını selamlayanlar; onu anlamaya çalışmadı. Geleceği yakalama sevdalarının içine yerleştirdi.Türkiye işçi sınıfını selamlayanlar; ona methiye düzmedi. Geleceği onunla gördü, onunla kurmaya ant içti.Türkiye...

“AYRI”LAŞAN SOL“AYNI”LAŞAN SINIF

Solun artık -bir tür yeniden tasnife olanak verecek düzeyde- farklı dinamikler üzerinde yükselen kanallar oluşturmaya başladığını bir süredir dillendirmekteyiz. Liberal ulusal ve sosyalist sol olarak şekillenmesi, olası bu sürecin kuşkusuz ağırlık noktasını “ideolojik karşı karşıya gelişler” oluşturmakta.“Burjuva demokrasisi” ekseninde bir liberalizm “düzenin dengesizliklerinin aşılması” ekseninde bir ulusalcılık ve “sınıfsal konumlanış” ekseninde bir sosyalist duruşun her biri kendisine özgü mücadele ve kaplama alanına sahip olmaya başladı.Her bir duruşun taşıyıcı özneleri ise ideolojik bir zeminden beslenen ve belirtilen eksenlere oturmaya çalışan bir...

GERİCİLİĞİN “DOĞU-BATI” RETORİĞİ

Humeyni’nin danışmanları kendilerini “İslamın Troçkistleri” olarak tanımlarken “devrim ihracı” ve “ümmet” olgularını öne çıkarmak esas kaygılarıydı..RP, Kürt illerinde HADEP’in ardından ikinci bir siyasi güç haline gelirken, Kürt sorununun çözümünde “islamiyetin birleştiriciliği”ni işliyorlardı..1981 yılında yayınlanan ve İslam Konseyi imzasını taşıyan “İslami Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi”nde; “evrensel düzenin ancak evrensel bir inanca da-yanılarak yaratılabileceği ve insanların kardeşliği idealinin gerçekliğini İslam’da arayıp bulacağı” yer alıyordu..Taraflılaştırarak kapsamak ya da bir başka deyişle bölerek birleştirmek siyasetin temelidir. Daha doğrusu siyasette başarının en anlamlı ölçütlerinden birisidir.Dinci...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur