Sosyalizm Programı taslağının ulusal sorun konusunda "Ulusların ayrı devlet kurma hakkı dahil, kendi geleceklerini belirleme hakkı yasalar ve toplumsal araçlarla güvenceye alınır" görüşünde olduğu biliniyor.Kurtuluş dergisinin Mart 1992 sayısında Sosyalizm Programı'nın eleştirisi yayınlandı. Erdal Kara imzalı yazının "Sosyalşoven taslak" başlıklı bölümünde program taslağının yukarıda alıntılanan görüşü aynen şöyle eleştirildi:"Ulusların ayrı devlet kurma hakkı dahil'miş. Sanki 'hariç'olabilirmiş gibi. 'Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkının Tanınması' 'AYRI DEVLET KURMA HAKKININ TANINMASI' demektir. Bundan başka hiçbir anlama gelmez. Ezilen ulus devrimcileri ise bu hakkı ...
Kimler tarafından ne zaman ve hangi gerekçelerle verildikleri pek bilinmeyen bazı yargılar toplumda çok tutulup benimsenebilirler. Örneğin takımını motive etme konusunda Türkiye'de Mustafa Denizli'nin eline su dökecek teknik adam olmadığını, artık futbolla ilgilenmeyenler bile duymuştur. Bedri Baykam'ın ressamlığını kimse bilmese bile, adamın "çağdaşlık simgesi" olduğunu cümle alem öğrenmiştir. ANAP'lı Bülent Akarcalı'nın tam tamına bir "batı Avrupa liberali" olduğunda basın hemfikirdir. Sorsanız, herkes "Türkiye'deki doğal güzelliklerin dünyanın başka hiçbir yerinde olmadığını" söyleyecektir. Bunun gibi daha onlarcası...Bunların bir bölümü, çok yaygın olarak ...
Birisi çıkıp şunları söyleyebilir: "Dünya ve Türkiye bir geçiş dönemini yaşamaktadır. Çok farklı bir tarihselliğin, farklı dinamikleri etkisiyle de olsa bir geçiş sürecinde Türkiye, modern dünyanın yaşadığı dönüşüme eklemlenebilir. Dahası yalnızca eklemlenmekle kalmaz, kendi tarihini / tarihselliğini geride bırakacak bir sıçrayışla süreçler özdeş kılınabilir. Bugünün dünyasında bu şans doğmuştur. Bu süreçte fikirlerin önemi artmıştır; daha doğrusu belirleyici önemdedir. Önemli olan çağdaş değişim ve dönüşümlerin herşeyden önce bu düzeyde yakalanabilmesidir. Özetle önce kafaları değiştirmek gerekir..."Sanırım yeni birşey söylemiş olmaz. Tarihin herhangi ...
2000'e Doğru Dergisi'nin 1 Eylül 1991 tarihli sayısında Sovyetler Birliği'ndeki son gelişmeler üzerine bir tartışma var. Tartışmacıların birisi Yalçın Küçük, diğerleri Sadun Aren ve Doğu Perinçek. Y. Küçük'e şöyle bir soru yöneltiliyor:"- Bu Yeltsin nereden çıktı? Gökten zembille mi indi? SBKP Politbürosu'nun üyesiydi."Y. Küçük'ün cevabı inanılmaz ama şöyle:"Sovyetler Birliği'nde bu tür insanlar yetişmiştir. Şu anda kapitalist yolcular egemen olmuşlardır. Bunun kaynağını, ne bürokraside görüyorum, ne de işçi sınıfında. Yepyeni küçük burjuvalar türemiştir ve giderek onlar iktidar olmuştur. Yeltsin gibi, Şevardnadze ...
Teorik çözümleme gücü, yalnızca marksistler için değil, bütün düşünürler ve eylem adamları için özenilen, edinilmeye ve sergilenmeye çalışılan bir nitelik. Kendini marksizm gibi güçlü bir felsefi-teorik geleneğe ait görenler içinse bu özenme kimi zaman bir saplantı boyutuna da varabiliyor. Saplantıların güçlü bir sorumluluk duygusu ile beslendikleri koşulda yapıcı olmaları bile mümkünken, sorumsuzluk "teorik üretim özentisini" tiksindirici sonuçlara götürebiliyor.Okur bu girişten sonra nereye varılacağını tahmin etmekte güçlük çekmemiş olmalı: Yeni sol yazar ve "siyasetçi"ler belli zamanlarda en fazla tiksinti uyandırıyorlar.Reel sosyalizm ...
Marksist harekette, her yenilgi sonrasında, yenilgiye uğrayanların kendi tarihlerinin yazımı bir geleneği oluşturuyor. Türkiye’deki Marksist hareketin, yediği darbe sonrasında sergilediği tavır, Türkiye Marksistlerinin de bundan muaf olmadığını ortaya koyuyor. 1980’lere doğru yol alırken sıcak siyasal pratiğin yazımına izin vermediği ve gölgelediği tarih yazımı, 1980 sonrasında kendini yeniden dayattı.Bir kez daha klasiklere dönüldü. Dönüldü ama, ortada önemli bir değişim var: Uluslararası sıçratıcı etkilerden yoksun olmak. Hatta, uluslararası dinamiklerin sağa çekici ve likide edici etkisine karşı koruyucu bir kalkan oluşturmak.1980 öncesi dünya ...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe