Gelenek Sayı 39

SOVYETLER’DEKİ ÇÖZÜLÜŞ POLİTİKALARININ KÖKENLERİ (I)

IReel sosyalizmin çözülüşü sürecinin önünü açan politikaların kökenlerini incelemeye iki küçük yöntemsel uyarıyla başlamak istiyorum. Bunların ilki köken sözcüğünün çağrıştırabileceği bir yanlış düşünceyle ilgili.Bir toplumun bugün geçiriyor olduğu değişimlerin kökenlerinin dünde aranışı, çokça görülen yaygın bir yaklaşımdır. İdeolojik boyut bir yana bırakılsa bile, söz konusu yaklaşımın doğal bir biçimde doğru olduğu öne sürülebilir. Ne de olsa tartışılan, herşeyden önce, belirli ve tek birşeyin, toplumun, evrim çizgisidir. Oysa bu sav, özellikle incelemenin konusu olan nesnenin, toplumun evrimini yalıtık bir süreç gibi gördüğü için, yanlıştır. Ben, reel sosyalizmin çözülüşünü yalnızca dünle açıklayan yorumları çok yanıltıcı buluyorum. Bugünün bunalım dinamikleri, kendi içlerinde önemli,...

KURTULUŞ’A YORUMSUZ BİRKAÇ SORU

Sosyalizm Programı taslağının ulusal sorun konusunda "Ulusların ayrı devlet kurma hakkı dahil, kendi geleceklerini belirleme hakkı yasalar ve toplumsal araçlarla güvenceye alınır" görüşünde olduğu biliniyor.Kurtuluş dergisinin Mart 1992 sayısında Sosyalizm Programı'nın eleştirisi yayınlandı. Erdal Kara imzalı yazının "Sosyalşoven taslak" başlıklı bölümünde program taslağının yukarıda alıntılanan görüşü aynen şöyle eleştirildi:"Ulusların ayrı devlet kurma hakkı dahil'miş. Sanki 'hariç'olabilirmiş gibi. 'Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkının Tanınması' 'AYRI DEVLET KURMA HAKKININ TANINMASI' demektir. Bundan başka hiçbir anlama gelmez. Ezilen ulus devrimcileri ise bu hakkı istedikleri gibi kullanırlar. Ezen ulus devrimcilerinin bu hakkı 'TANIMALARI'ndan bahsedilebilir. 'Tanıma' da 'ayrı devlet kurma hakkı dahil' gibi bir safsatayla...

BİR ADIM İLERİ ÜÇ ADIM SOLA…

Son on yılda edebiyat alanında -belki bir ölçüde şiir ve edebiyatın diğer alanlarından unutulmuş ve umulmadık birkaç örnek hariç tutulacak olursa- iş için ya da salt tanımak amacıyla diyemeyeceğiniz, gerçekten zevk alarak okuduğunuz, içinde yaşadığımız dünyaya, Türkiye'ye, ileriye doğru kendine yol açmaya çalışan bireye dair bir şeyler bulduğunuz ve bu anlamda kendinizi kelimenin gerçek anlamında teslim ettiğiniz "ufuk açıcı" yanlar taşıyan, nitelikli yeni edebi eserlerle karşılaştınız mı? Yoksa cinselliğin ve metinsel oyun anlayışının hakim olduğu edebiyat ürünleri ve genelde kitapla, daha çok fon müziği türünden raflarda duran ev dekorasyonunun bir parçası olarak mı karşılaştınız? Bu olumsuz değerlendirmenin hakkını yediği yazarlar...

TARİH’İN KÜLTÜRÜ VE TARİHSİZ KÜLTÜR

"Yarınlardan koparıp almalıdır mutluluğu insanŞu yaşamda en kolay iştir ölmekAsıl güç olan yepyeni bir yaşama başlamak"- MayokovskiKültür ve sanatın tarihsel-toplumsal açıdan ve daha özelde politikayla ilişkisi içerisinde değerlendirilmesine yönelik çalışmalar son zamanlarda çiçek açan edebiyat dergiciliğini ve bunların çoğunlukla apolitiklikten anti-politikliğe doğru giden eğilimlerini bir kenara bırakırsak, Türkiye solunun da ilgi alanı dahilinde. Ancak konu genellikle "öylesine bir değini" düzeyinde algılanarak geçiştiriliyor. Bu yazı konu üzerine derin bir inceleme olmayı hedeflememekle birlikte, hem "biraz daha kapsayıcı bir değini" olma iddiasıyla hem de bir ölçüde bu iddiayı da koşullayacak biçimde beynimizi iğdiş eden günümüz "kültür"üne reddiye düzmek gibi bir zorunluluğumuz olduğu...

DİKKAT: KAPİTALİZM SAĞLIĞA ZARARLIDIR!

Kapitalizm tarih kitaplarına insanlığın bir buruk dönemi olarak geçtiğinde, kapitalizmi canlandıracak bir tabloyu nasıl resmederdik, diye düşünüyorum. Ya da bir tiyatro sahnesine nasıl yerleştirirdik? Önce kocaman bir afiş, "Her şey alınır satılır, fiyatı olan her şey üretilir." Sahnenin ortasına kocaman bir makine, geniş bir üretim bandı. Bu üretim bandı makinenin bir ucundan çıkıp, diğer bir ucundan tekrar makineye giriyor. Yardımcı aktör, çalışan insanlık, üretim ucunda kendini koyuyor bandın üstüne, parça parça tükeniyor. Tüketim ucunda bandın üstünde ne ararsanız var, arabalar, saatler, insanlar, yaşamınız, eğlenceniz, bir kahkaha, gözyaşları, evlilik cüzdanları, umutlarınız, bir melodi, piyango biletleriniz, sağlığınız! Her şey metalaşmış, makine giderek...

70 SOSYALİST PARTİNİN ORTAK BİLDİRİSİ: PYONGYANG, MAYIS ’92

Geçtiğimiz ayın başında, Kore Halk Cumhuriyeti'nin başkenti Pyongyang'da çok sayıda ülkeden komünist parti ve sosyalist partilerin katıldığı bir uluslararası toplantı düzenlendi. Bu toplantı sonunda 70 partinin imzalarıyla çıkartılan Pyongyang Deklarasyonu’nu aşağıda sunuyoruz. Bu metne geçtiğimiz günlerde Sosyalist Parti'nin yayın organlarında da yer verildi. Yayınlanan ile buradaki versiyon arasında kimisi önemli, kimisi önemsiz farklılıklar olduğu görülecektir. Aşağıdaki metni, İngilizcesi ile SP'nin gerçekleştirdiği Türkçe çeviriyi karşılaştırarak hazırladık."Sosyalist davayı savunalım ve ilerletelim"Dünyanın çeşitli ülkelerinden siyasi partilerinin temsilcileri sosyalist davayı savunmak ve geliştirmek yolunda sarsılmaz bir kararlılık göstererek bu bildiriyi yayınlıyorlar.Çağımız bağımsızlık çağıdır ve sosyalizm, halk kitlelerinin bağımsızlığını gerçekleştirmeyi amaçlayan kutsal bir davadır.Sosyalizm, geçtiğimiz...

DAVİD YAFFE İLE SÖYLEŞİ

David Yaffe 1968 kuşağından bir İngiliz marksist iktisatçı. Yıllarca Devrimci Komünist adlı teorik bir yayın çıkarttı. 1970'li yılların sonuna doğru politik harekette Troçkizm ile bir ayrışma sonrasında daha leninist bir çizgiye yöneldi. İşçi aristokrasisi ,İşçi Partisi'nden kopma İrlanda sorununa Lenin’in yaklaşımı vb. gibi konularda İngiliz Solu'nun yaklaşık tümü ile ayrışan Devrimci Komünist Grup'un (Revolutionary Commnnist Group) kurucuları arasında yer aldı. Emperyalizmin ırkçılık ve faşizme dayalı politikalarının sosyal demokrat yapılarla işbirliği içinde emperyalist kapitalizmin doğası gereği üretildiğini, sosyal demokrasisinin anti-komünist karakterini vurgulaması ve sınıf içi eşitsiz gelişmeye leninist bir yorum getirmesi itibariyle bu çizgi ayrıksı özellikler kazandı.Madenciler grevinde, İrlanda sorununda emperyalist...

DAHA ÖZENLİ, DAHA EFENDİCE: K. KALYON’A YANIT

Emek yazarı Kenan Kalyon, Gelenek'in geçen sayısında yer verilen ve Sosyalizm Programı hakkında kendisine yönelttiğimiz sorulara yanıt olarak gönderdiği yazının kimi eksiklikler taşıdığını, kendisi de belirtiyor. Ama açıkçası ben bunun ötesinde ciddi başka sorunlar görüyorum.Saptadığım sorunlar nedeniyle de burada yalnızca eleştirileri yanıtlamakla yetinmem mümkün değil; kısa da olsa aşağıdaki satırları bir karşı-eleştiri olarak okumak gerekli.Hemen iki saptamada bulunmak istiyorum:Kalyon'un eleştirileri inanılmaz derecede soyut ve özneldir. Öyle ki yazarın her cümlesinin aslında "bana öyle geliyor ki" deyimiyle başlaması daha yerinde olacaktır.Kalyon'un eleştirilerinin bu nitelikleri, program hazırlayıcılarını "yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal" açmazına sürüklemeye çalışmaktadır.Bunları açmaya çalışacağım. Ama önce Kalyon'un "giriş"...

Sayıdaki Konular

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur