Gelenek Sayı 38

İKTİDARA MAHKUM OLMAK

İktidar gazetesinin 5. sayısında Rus komünistlerinin "iktidar" mücadelesine ilişkin bir haber var. Bu habere konu olan gelişmelerde dikkati çeken bir şeyden söz etmek istiyorum.Sovyetler'deki karşı-devrim ve onu izleyen gelişmelerde komünistlerin inanılmaz duyarsızlığı ve kişiliksizliği sonucu ortaya çıkan tablo, uluslararası harekette önemli bir depresyon yaratan çöküntünün en fazla Rus komünistlerini etkileyeceği sanılıyordu.Sovyet komünistlerinin sosyalist ideolojinin saygınlığını ciddi ölçülerde zedeleyen süreçteki tutumları silinemeyecek bir lekedir; bu tartışılamaz. Hep beraber sorduk "içlerinde hiç mi onurlu bir bolşevik yok" diye. Dünya komünistlerinin sonuç alıcı olmasa da, Rus komünistlerinin anlamlı bir "direnç" gösterisine ihtiyacı vardı.Bütün bunlar vardı ve bir çok şeyi anlamakta güçlük çekiyorduk, çünkü,...

BİLİMSEL TEKNOLOJİK DEVRİM EFSANESİ

Önce yöntem; Türkiye solunda birçokları marksist yöntemi ya kullanmadıkları için bilmiyorlar ya da bilmedikleri için kullanmıyorlar. Bu nedenle de kendi kendilerine Teknolojik Devrimler icat ediyor, kapitalist sistemi bunalımdan kurtarıyor emperyalizm çağını sona erdiriyor artık-değer içermeyen metaları üretim sürecine sokuyor, çağdaş insanüstülerle demokrasiyi yaratıyor ve marksizmin sonunu getiriyorlar. Bir kısmı da Barış Kadın ve Çevre sorunlarından başka bir şey kalmamış gibi bunları papağan gibi tekrarlamaktan öte bir şey yapmıyor. Kimileri de Hıristiyanların ilk çağındaymışçasına ahlak sorununu ön plana çıkartarak yeni havariler aramakla vakit geçiriyor. Bir de bu palavralara inanmayıp zengin olmanın yollarını arıyanlar var. Bu toz duman içinde olayların incelenmesinde kullanılması...

“SOSYALİZM PROGRAMI” ÜZERİNE

Bu yazı iki ay kadar önce Dünya yayınları tarafından basılarak geniş bir dağıtımı yapılan Sosyalizm Programı'nın (Taslak) kimi yönlerine ek açıklıklar getirmeyi amaçlıyor. Hazırlanmasına katkıda bulunanlardan biri olarak, Program metninin kendisini anlatma gücüne sahip olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla söz konusu olan, metindeki önermelerin açımlanması değil.Yine bu kısa yazıda amacım, dile getirilmiş ya da muhtemel eleştirilere yanıtlar sunmak da olmayacak. Bunların dışında Sosyalizm Programı'na kendimce bir okuma kılavuzu hazırlamayı denedim. Programa zemin oluşturan anlayış, genel ve özel perspektiflerin evrensel ya da konjonktürel geçerlilikleri, bu niteliklerden hareketle programın misyonu ve geleceği... Yazının konusu bunlardan oluşuyor.Başlarken programımızın sunuluşuna ve tartışılmasına ilişkin değinmek istediğim şeyler...

SALDIRININ VE KORKUNUN ALETİ OLARAK CİNSELLİK

İşçiler, yoldaşlar!Bu ülke on yıl öncesinden çok ileriye gitmiş!...Nereden mi biliyorum? Geçen gün tiyatroya gittim; oradaki bir seyirci söyledi. Nedeni izlediğimiz oyunda sahnede hem kızıl bayrakların görünmesiydi, hem de bir erkek oyuncunun seyircilerin önünde külodunu çıkarması.Oyunun adı "Mösyö Butterfly", yazarı David Henry Hwang. Kültür Devrimi döneminde Çin'de kadın kılığında bir erkekle bir Fransız diplomatın aşkını anlatıyor. Yazacaklarım açısından konunun pek önemi yok. Önemli olan ilerici bulunmasıdır.Gericidir. Burjuva ideolojisinin ve sanatının en son sığınma noktasını işliyor: "Cinselliğin derinlikli labirenti"...Herkes cinsel tabuların yıkıldığını görüyor, insanlığın ilerleyişini izliyor ve rahatlıyor. İnsanlık problemlerini ve çatışmalarını aşıyor. Göremiyorlar ve burjuva ideolojisi gerçeklerin üstünü kapatıyor. Çelişki...

EĞİTİM ÇALIŞANLARININ ÖRGÜTLENMESİNİN TARİHSEL VE GÜNCEL SORUNLARI

Eğitim çalışanlarının örgütlenme çabalarının yakın geçmişinde TÖS'ün (Türkiye Öğretmenler Sendikası) önemli bir yere sahip olduğu açık. 1965'den sonra öğretmen hareketi öğretmen kitleleri içinde yeterince yer bulamamış, şekilsiz bir dernekçilikten, TÖS ile öğretmen kitlesini büyük ölçüde harekete geçirebilme gücü olan bir örgütlülüğe dönüştü. 1965'lerden sonraki bu gelişmede Türkiye'de sosyalizmin politik gündeme girmesinin, yaratılan sosyalist söylemli popülist dalganın ve çok sayıda aydının bu hareketliliğin içerisinde fiilen / resmen yer almasının payı büyüktür. Fakir Baykurt ve Köy Enstitücü aydınların bu örgütlülüğün yaygınlaşmasında önemli bir işlevi olmuştur. Bu dönemde TÖS adı Fakir Baykurt'la özdeşleşmişti.Diğer taraftan bu dönemde, öğretmen hareketinde, köy öğretmenlerinin göreli bir etkinliği...

FATMA HİKMET İŞMEN MARKSİST ARAŞTIRMALARI DESTEKLEME ÖDÜLÜ

Bu ödül, kuramsal bir konuyu ya da toplumsal bir sorunu marksist açıdan inceleyen özgün araştırmalara verilecektir.Ödül 6.000.000 (altı milyon) liradır. Seçiciler Kurulu’nun değerlendirmesine göre, bu para tek kişiye verilebileceği gibi Kurul’un belirlediği oranlarda en çok üç kişi arasında da paylaştırılabilir.Araştırmalar, çift aralıklı en az 30 (otuz) daktilo sayfası uzunluğunda olmalıdır.Son teslim tarihi, 7 Eylül 1992 günüdür. Sonuçlar 7 Kasım 1992 günü açıklanacaktır.Yayım ve telif hakları araştırma sahibinde kalacaktır.Seçiciler Kurulu: Sadun Aren, Korkut Boratav, Cem Eroğul, Haluk Gerger, Alpaslan Işıklı, Kenan Somer. 

SBP PROGRAMI NE KADAR MARKSİST?

Birisi çıkıp şunları söyleyebilir: "Dünya ve Türkiye bir geçiş dönemini yaşamaktadır. Çok farklı bir tarihselliğin, farklı dinamikleri etkisiyle de olsa bir geçiş sürecinde Türkiye, modern dünyanın yaşadığı dönüşüme eklemlenebilir. Dahası yalnızca eklemlenmekle kalmaz, kendi tarihini / tarihselliğini geride bırakacak bir sıçrayışla süreçler özdeş kılınabilir. Bugünün dünyasında bu şans doğmuştur. Bu süreçte fikirlerin önemi artmıştır; daha doğrusu belirleyici önemdedir. Önemli olan çağdaş değişim ve dönüşümlerin herşeyden önce bu düzeyde yakalanabilmesidir. Özetle önce kafaları değiştirmek gerekir..."Sanırım yeni birşey söylemiş olmaz. Tarihin herhangi bir döneminde sıradan bir liberalin günlük gazetelere bakarken aklından geçebilecek düşüncelerdir bunlar.Yukarıdaki türden bir akıl yürütmenin iki politik uzantısı olabilir....

YENİ BİR LİKİDASYONA KARŞI NELER YAPILABİLİR?

Ortada bir mücadele ve çözüm kararlılığı olduğu sürece, Türkiye sosyalist hareketinin sorunlarının hiç çekinmeden deşilmesi kimseyi ürkütmemelidir. Zaman zaman kulağa acı da gelse, böyle bir gerçekçiliğe ihtiyacımız var. Artık önemli bir dönemece gelindi. Bundan böyle hareketin sürükleyiciliğini, değişik sol kuşakların yeni motivasyonlarla belirlenen birliktelikleri yapacaktır. Bu, yeniden belirlenen kararlılıkların yalın, zaman zaman da acımasız gerçeklikler karşısında sınanması demektir. Buna hazır mıyız? Unutmayalım, bu sınamada bizi çok ilginç bazı tuzaklar bekliyor. Türkiye solu büyük bir sağa kayış yaşadı. Bu korkunç erozyon yüzünden insanların, akılları karşısında duygularına gereğinden çok ağırlık tanımaları mümkündür. O halde Türkiye solu, reformizm karşısında kararlı tutumunu, devrimciliğin bazı...

Sayıdaki Konular

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur