Gelenek Sayı 10

OKURLARLA

Bu kitabımıza okurlarımıza yönelik bir notla başlamak istiyoruz. Gelenek, okurlarından çeşitli konulara ilişkin mektuplar, yazılar alıyor. Bunlardan bir bölümü, yayınlanması dileğiyle bize gönderiliyor. Hemen belirtelim ki Gelenek güncel ve teorik konulardaki değerlendirmelerinde bu tür katkılardan büyük ölçüde yararlanıyor. Ancak, sözü edilen yazılardan kimilerinin Gelenek'te oldukları gibi yayınlanmaları, çeşitli nedenlerden ötürü mümkün olmuyor. Okurlardan dileğimiz, "yayınlanma" kıstası gözetilmeksizin, bize yönelik ilgi ve katkılarının sürmesi.Önceki kitabımızda Aydın Giritli'nin yazısının başlığıyla ilgili elimizde olmayan bir hata çıktı ortaya. Yazı başlığından üst bölümün düşmesi nedeniyle, giriş paragrafında başlığa yapılan atıf anlamsızlaştı. Giritli'nin yazısının tam başlığı "Jakobenizm-Devrimci Demokrasi: Üç Yazı ve Bir 'Ahlak'" olacaktı. Giritli'den...

GÜNDEM: REFERANDUM KOMPLOSUNA ALET OLUNMAMALI

Bugün Türkiye'nin siyasal arenasında bir büyük danışıklı dövüş yaşanıyor. Egemen sınıfların siyasi temsilciliğine talip olan siyasal gruplar, anlaştıkları zeminde, egemenlik ilişkilerinin her ne pahasına olursa olsun devamı zemininde, kendi siyasal kariyerlerini de ortaya koyarak, bu ilişkilerin devam biçimine hangi siyasi grubun damgasını vuracağı üzerine mücadele veriyorlar. Çeşitli burjuva siyasal partileri, sömürünün ve burjuva egemenliğinin devamının hangi yollarla sağlanacağına ilişkin programlarını egemen sınıflara kabul ettirmenin mücadelesini sürdürüyor.Bu nedenle açıklıkla bilinmelidir ki, asıl onay mercii, referandumda oy kullananlar değil; referandum sonucunu, yükselen bir muhalefeti hangi siyasal programın daha etkili önleyebileceğine veri olarak kullanacak egemen sınıflar olacaktır. Bu nedenle referandumdan çıkacak sonuç, "Biz...

YAŞANMASI GEREKEN BİR SÜREÇ VE BİR MESAJ

Tarih, yaşandıkları anda tüm zamanlar için çok önemli olacağı sanılan olaylar ve kişilerle doludur. Yıllar sonra tarihçi bunları değerlendirdiğinde, pek çoğunun kendi zamanlarının ötesinde bir anlam taşımadığını görür. Yine genellikle, tarihte, birçok olaylar ve kişiler yaşadıkları çağı aşarlar, tarihsellik kazanırlar. İnsanlığın gelişiminde taşıdıkları anlam, zaman içinde büyür ve netleşir. Tarih eleğinin üstünde kalan bu büyüklükler, çoğu zaman çağdaşlarınca yeterince algılanamaz. Somutun zenginliği bu büyüklükleri saklarken, eleğin altında kalacak olanları ön plana çıkarabilir.Somutun zenginliği, güncele teorik olarak bakamayanlarda bir başka büyük yanılsama daha yaratır: Zenginliğin hemen birçok parçasının, eleğin üstünde kalacak büyüklükler olarak algılanması. Bu durum ise insanlarda, yaşadıkları dönemleri geçmiş...

GELENEKSEL SOL VE REEL SOSYALİZM

Rus sosyal demokrasisi geçen yüzyılın ikinci yarısında bir tartışmanın içine doğdu. İlk Rus Marksistlerinin Narodnik hareketten kopuşlarında, ülkenin evrensel gelişim yasalarına uygunluğu tezinin, Rusya’nın kendine özgülüğü tezine karşı yükseltilmesi önemli bir yer tuttu. Önce Plehanov, ardından Lenin’in isimlerinin parladığı bu Batıcı-Slavcı tartışmasının özü oldukça basit: Rusya, kapitalizmin Batı'da kaydettiği ilerlemeyi ve toplumun sosyalist devrime yaklaşacağı bir dinamikleşmeyi yaşayabilir mi, yoksa bu “Asyatik despotizm” ülkesi modern üretim ilişkileri, sınıflar ve siyasal hareketlere tamamen yabancı mı?... Rus Marksistleri geri köy komünü obşçina’yı, aralarından yetiştirdikleri Narodniklere bırakarak gelişen modern işçi sınıfına gözlerini çevirdiler. Nesnel oluşum, Marksist toplumsal gelişme öngörülerini doğrulayarak serpilen bir proletaryaya...

SSCB: İNŞA SÜRECİNE İLİŞKİN BAZI HATIRLATMALAR

Bugün, Gorbaçov açılımı ile yeniden gündeme geldi: Kimileri, sosyalizm mücadelesinden “demokrasi mücadelesine” geçişlerini “glasnost" sloganıyla tescil etmeye çalışırken, 17’yi başından beri anlayamayanlar “İşte liberalleşme başlıyor!” türküsünü söylüyor. Olması gerekenler ile varolanlar arasında çelişki görüp, sosyalizmin “doğal mecrasından çıktığına” inananlar ise “Sovyet revizyonizmi” teşhislerine kanıt buluyorlar... Batının bile Sovyetlerdeki son açılımları değerlendirirken ilk umutlarını yitirip durumdan rahatsız olduğu bir ortamda, sol adına bu denli çeşitli, çeşitliliği oranında da kolaycı ve yanlış çözümlemelere son vermek gerekiyor. İkinci bir gereklilik de, ilk sosyalist devrim sonrası deneyimlerin ve sosyalizmin gelişme özelliklerinin tarihsel olarak değerlendirilip siyasi pratik için teorize edilmesinin, sosyalizm mücadelesinin sürdüğü ülkelerde, mücadelenin...

SOSYALİST KURULUŞ: GEÇMİŞ KAZANIMLAR, GÜNCEL SORUNLAR

GirişGorbaçov açılımları, Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin gelişim süreci içerisinde ortaya çıkmış bulunan nitelikçe yeni bir aşamaya denk düşüyor. Değişim, kaçınılmaz olarak Türkiye solunun tartışma gündemine de yansıdı.Türkiye solunun değişik topluluklarının, tartışmalara yönelik olarak eşitsiz bir ilgi içinde oldukları gözleniyor. Gorbaçov dönüşümlerine büyük ilgi gösteren toplulukların başında liberal sol çizgiler geliyor. Gorbaçov’a bayılıyorlar. Perinçek, kendisine kurma savında olduğu partiye üyeliği için yeşil ışık bile yaktı. Bu sevecenliğin kökeninde gülünç bir aldatmacanın yattığı ortada.Benzer bir ilgi yoğunluğunun devrimci demokrat topluluklarda bulunduğu söylenemez. Devrimci demokratlar önemli bir güçlükle karşı karşıya bulunuyorlar: “Revizyonizm” eleştirisinde odaklanan görüşlerini yeterli bir iç tutarlılığa ve kapsamlılığa ulaştıramıyorlar. Bu, diğer...

GORBAÇOV AÇILIMLARI VE ENTERNASYONALİZM

Tüm dünyada ciddi yankılar uyandıran Gorbaçov açılımlarının bir önemli uzantısı da, kanımca, enternasyonalizmin somut içeriğinin yeni yorumlarla ele alınışı olacaktır. Kimi geleneksel partilerin “yeni yönelimler” içinde olduklarını açıkça ilan etmelerine bakılırsa, ortada artık olasılığı da aşan somut adımlar vardır. Bu somut adımlar, hiç kuşkusuz uluslararası koşullarla birlikte, Gorbaçov açılımlarının belli yorumlarına dayandırılmaktadır.Uluslararası işçi sınıfı hareketinin geçmişinde de, enternasyonalizme ilişkin çeşitli yorumların ortaya çıktığını biliyoruz. Gerek geçmiş, gerekse “yeni yönelimler” içeren güncel örnekler, bana nedense hep bir Dostoyevski değinmesini çağrıştırıyor. Aktarmak istiyorum: “Aydın kişi, öteki üzerinde egemenlik kurduğu için mutludur; aynı zamanda, beceriksizce eylemiyle ona kendi öz düşüncesinin sanki bir karikatürünü...

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur