Her Küba ziyaretinden sonra yazılan izlenimleri okumak için eskisi kadar istekli değilim. Yoksul ama mutlu insanlar, sağlıktaki başarılar, insanların güzelliği... Bunlar tamam. Küba çok özgün koşullarda sosyalist devrimi sürdürmek, başlangıcından bu yana gevşeyip derinleştiği dönemler de olsa, ABD emperyalizminin başını çektiği uluslararası bir kuşatma altında sosyalizmi kurmak zorunda kaldı. Bu nedenle Küba birçok cephede yoksullukla, kısıtlarla boğuştu, ama öte yandan sosyalizmin üstünlükleri ile farklı alanlarda parlak başarılar elde etti. Bu süreçteki bütün özgün yanlarına rağmen Küba’da sosyalizmi kuranların insanlık adına göğüslediği evrensel sorunlar var. TKP delegasyonu olarak yaptığımız resmi ziyaret sonrası yakalayabildiğim bazı Küba’ya özgü, fakat evrensel yanlar taşıyan noktaları...
“Emperyalizmin ayırıcı özelliği sınaî sermayede değil, ama tümüyle mali sermayededir.” Lenin,V.I.,Emperyalizm,Kapitalizmin En Yüksek Aşaması,çev.Cemal Süreya, Sol Yayınları, Ankara, 1992,s.97. ABD’de başlayan ve dünyayı saran mali kriz, reel bir kriz görünümü de kazanmış durumda. Emekçiler özellikle ABD ve Avrupa’da evlerini ve emekliliklerini ve bütün kapitalist dünyada ise işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Derinleşen kriz karşısında ABD ve Avrupa’da devlet tarafından açılan “kurtarma paketleri”, çoğunlukla devlet müdahalesinin eksene alındığı tartışmalara neden oluyor. Krizle beraber emperyalist merkezlerdeki burjuva basında ilginç biçimde Marx’a referanslar hızla arttı ve “Marx haklı mıydı?” gibi soruların sorulduğu görülmeye başlandı.Sermayenin doğrudan sözcülerinin “Marx haklı mıydı?” derken, Marx’ın haklılığını umursadıkları...
MARKSİZM TARTIŞMALARI
BELGE - TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ 9. KONGRE SİYASİ RAPORU:
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe