Etiket: Aydınlar / Aydın Hareketi

Her devrin adamı Joseph Fouché ile her mevsime dayanıklı adam Thomas More

Fransız siyaset adamı Joseph Fouché (1759–1820) gibi bir karakterin (yoksa karaktersizin mi demek gerekiyor) dünya siyaset sahnesine geldiği görülmüş değildir. Avusturyalı roman, tiyatro, biyografi yazarı ve gazeteci Stefan Zweig’ınJoseph Fouché: Bir Politikacının PortresiZweig, S.,Fouché: Bir Politikacının Portresi, (çev.: B. Arpad), İstanbul, Can Yayınları, 1996. isimli biyografik yapıtından yola çıkarak bu görülmemiş politik karaktere göz atacağız. 1790’da papaz okulu öğretmeni, 1792’de kiliselerin yağmacısı, 1793’te komünist, 1799’da İmparator Napolyon’un Polisi, Bakanı olan binbir surat Joseph Fouché… Stefan Zweig, Joseph Fouché’yi “modern zamanların en ...

TEORİ NEDİR?

Gelenek 100. sayısını çıkartmanın gururunu yaşıyor. Yuvarlak rakamlara olan düşkünlüğümüz olarak algılanmasın bu... 100. sayı teorik bir dergi için Türkiye’de uzun sayılabilecek bir ömrü gösterdiği için önemlidir.Elbette kimse bir derginin başarısının ömrüyle doğru orantılı olduğunu söyleyemez. Gelenek’in yüz sayı çıkmış olması da onun başarılı olduğunun bir ispatı sayılamaz. Ayrıca teorik bir dergi için başarının ne olduğu da bir teorik tartışma konusudur. Ancak tarihte kısa ömrüyle kıyaslanamayacak büyüklükte etki yaratan dergiler olduğu gibi, uzun yıllar ve çok sayıda nüshadan geriye pek ...

“TÜRKİYE’NİN DÜZENİ”: VAR MI?

“Türkiye’nin Düzeni” (1968) 1960’lı yılların en önemli çalışmalarından biridir. Çalışmanın önemi, siyasal konumu ve bağlanması net bir yazarın (Doğan Avcıoğlu), en titiz akademisyenlerin bile dudak bükemeyecekleri bir bilgi ve belge zenginliğini okura sunmasından kaynaklanır. Okurun, bu bilgi ve belge zenginliğinden “stratejik ipuçları”Tarihsel çözümleme bağlantılı “stratejik ipuçları” terimi aslında 60’lı yıllarda ilk kez İdris Küçükömer tarafından kullanılmıştır. Küçükömer’in 1969 tarihli “Düzenin Yabancılaşması: Batılaşma” adlı çalışmasının (Ant Yayınları) bir bölümü “Son Bürokrat Paşaya Sorular ve Stratejik İpuçları” başlığını taşır. Küçükömer’in “stratejik ipuçları”, ...

EKİM VE EKİN

“Hiç kuşkusuz ödenecek bedel yüksek, ama kabullenmek zorundayız: Bu yoldan geçen ve buranın dışında bizi alabilecek, anlayabilecek artık hiç kimse olmadığı için her biri gizli ve çözülmez bir anlam içeren bir sürü işaretten kendimizi ayırt edemeyeceğiz.” Italio Calvino, “Zor Sevdalar”dan Sovyetler Birliği, söz konusu olduğunda akıl ister istemez hep aynı soru etrafında dolanıyor: Acaba “esas sorun” neydi? Sovyetler, artık fizik olarak ortada olmadığına göre bu sorunun meşruiyeti kuşku götürmez. Ancak her ne kadar bu soru meşru olarak görünse de, etrafında ...

ÇÜRÜME’NİN TEORİSİ OLUR MU?

Olur da, olmaz da; yahut, hem olur hem olmaz. Bizim halklarımızın haklı olarak sahiplenmede paylaşamadıkları büyük bilge Nasrettin Hoca’nın, çatışan tarafları dinledikten sonra, birine dönüp “sen haklısın”, öbürüne dönüp “sen de haklısın” demesine benzedi biraz. Dolayısıyla, bu kez, yazıya başlarken sorduğumuz soruya ne kestirme ne de kesin bir yanıt bulamadığımıza göre, asıl konuya girmeden önce bu duruma ilişkin üç beş söz etmekte yarar var.Çürüme konusunda dört başı bayındır, öteki bağlantılarından az çok bağımsız olarak kendine özgü bir iç tutarlılığı ve ...

ÇÜRÜME ÜZERİNE NOTLAR

“Çürüme”, uzunca bir süredir, sağcısıyla solcusuyla, her meşrepten yazarın ve siyasetçinin, hatta neredeyse orada burada “memleket meseleleri”ni konuşmaya meraklı yurttaşların bol bol kullandığı bir sözcük oldu. Üstelik, insanlık kalmadı, ahlak çöktü, bu memleket adam olmaz türünden her yana çekilebilir konuşmaların konusu olmanın ötesinde, bizim burada doğrusu budur diye öne çıkaracağımız anlamına çok da uzak sayılmayacak bir bağlamda kullanılabiliyor.Bunun, bir sürü farklı algılama ve yorumlamayla bağlantılı olsa bile,bir nesnelliğin varlığını gösterdiğini; ayrıca, kimsenin de işaret edilen, değinilen, hararetle tartışılan durumu pek ...

AYDINLARLA UĞRAŞMAK

Tanım yerineÖnce, aydınının değişik anlatımları üzerinde durmakta, onları hatırlamakta yarar var. Tanım yerine, anlatım sözcüğünü bilerek seçiyorum; çünkü bu yazının, “aydın” kavramı üzerine konuşulup yazılmış pek çok şeyin içinden iyi bir tanımın gerektirdiği en uygun seçimi yaparak “efradını cami ağyarını mani”, ne eksik ne fazla, içeri alınması gerekenleri kapsayıp yabancı olanları dışarıda bırakma noktasına ulaşmak gibi bir amacı yok. Bununla birlikte, muradını olabildiğince eksiksiz anlatabilmek bakımından, aydından ne anladığını başlangıçta ve olabilen açıklıkta ortaya koyma ihtiyacı bulunuyor. Öyleyse, bu anlatımların ...

BİR ‘ÖZGÜN’ KEMALİZM YORUMU VE BİZ

Attila İlhan, kendi iddia ve varsayımları bir yana, Türkiye'nin özgün kemalistlerinden biridir. Özgünlüğü kapsamında değerlendirilmeli; kendisini "sosyalist" olarak görür. İçerden sayıp girilmesi kaçınılmaz bir etik tartışmanın önünü hemen almak istediğim için belirtmeliyim: Bizden değildir. Yalnızca etik nedenlerle -ki bunlar hayli önemlidir- değil aşağıda değerlendirilecek ideolojik tercihleri nedeniyle bizden değildir.Özgün olan ve olmayanİlhan'ın özgünlüğünden söz ederken neyi kastettiğim aşağıda açıklık kazanacak. Ancak belirtmeden geçemeyeceğim: İlhan gerçek ve sıradan bir Türk aydınıdır. Bu saptama herhangi bir küçümsemeye dayanmıyor; aksine huzursuzluk ve üzüntü ...

Sayfa 1 of 5 1 2 5

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur