Gelenek Sayı 69

‘68’E BAKMAK FAZLALIKLARI ATMAK

‘68’in gizli kalmış bir yanı açıklanmamış bir sırrı mı var Konu belki de Türkiye sol hareketinin üzerine en çok laf ettiği başlıklardan birisi olunca akla böyle bir sorunun gelmesi kaçınılmaz. Bugün üzerinden otuz yıldan fazla zaman geçtikten sonra bile kimi temel ayrışmaları ve ideolojik tavır alışlarımızı hâlâ o günkü tartışmalardan çıkan sonuçlardan devraldığımız tarihsel bir dönemden söz ediyoruz. Bunun bir sonucu olarak Türkiye solunun pek çok bölmesi örgütsel varoluşunun bir miladı olarak bu dönemi gösteriyor. Bu dönemin tarihsel önemine dair söylenebileceklerin uzatılabilmesi daha pek çok farklı noktanın belirtilmesi mümkün ve belki de bunlara dair haddinden fazla örnek var.Bu uzatmalarla orantılı...

MARKSİZM İNSANI İHMAL ETTİ Mİ

Bu başlık insanca yaşanacak bir dünya için mücadele eden komünistlere anlamsız ya da küfür gibi gelecektir. Hem insanca bir toplum kurmaya çalışacaksın hem de insanın ihmal edildiğini söyleyeceksin!Bu yazıda Marksizm’in insanı ihmal edip etmediği sorusunu pratik mücadeleden çok Marksizm’in temellerinden ve toplumsal dinamiklerden kalkarak tartışmak tercih edilecektir.Sorulduğunda herkes devrimcidir elbette iktidar perspektifi vardır ama sorulduğunda. Sormazsak temel teorik bakıştaki eksik kavrayışla birlikte pratik mücadeleye yansıması da eksikli ya da reformist olacaktır. Bu yüzden “sözde” söylenenlerden çok “özde” olanlarla ilgilenmek bu yazının kavranması için daha doğru olacaktır.Marksizm’in insanı ihmal edip etmediği tartışmaları pratik mücadeleden çok toplumsal dinamikleri açıklayışı ekseninde yoğunlaşmaktadır. Marksizm’e...

‘YENİ EKONOMİ’ İDEOLOJİSİNİN ÇÖKÜŞÜ VE DÜNYA KAPİTALİZMİNİN KRİZİ

Kapitalizm dünya çapında hızla yeni bir resesyon dalgasının içine düşerken yaklaşan krizin nedenleri konusunda pek çok tartışma yürütülüyor. Krizin ipuçlarına veya sonuçlarına tek başına belli ülkelerdeki verilere bakarak yaklaşmak bir takım sorunları beraberinde getiriyor çünkü krizin görüntüsü tek tek bakıldığında ülkelerin özgün dinamikleri gereği çok farklı olabiliyor. Dolayısıyla dünya ekonomisinin krizine dair daha sağlıklı bir yaklaşıma bütün olarak dünyadaki sermaye hareketlerini ve ekonomik blokların krize vermiş olduğu refleksleri yorumlayarak ulaşılabilecektir.Dünyanın hızla ekonomik durgunluğa gittiği bugün herkes tarafından kabul ediliyor. Tartışılan bu yeni konjonktürün hem tek tek ülkelerin ekonomilerinde hem de genel olarak uluslararası güç dengelerinde ne tür etkilere yol açacağı....

ÇİN NEREYE GİDİYOR

İçinde yaşadığımız dönemde hakkında çok şey yazılan ve çok spekülasyon yapılan ülkelerden biri de Çin. ABD ve AB kaynaklı yayınların son birkaç yıldır çıkan sayılarına bir kez göz gezdirmek bile Çin’e özel bir ilginin olduğunu anlamaya yetiyor. Nedenlerden biri içine kapalı yapısıyla Çin’in merak uyandırması. Tabii ki bu merak da temelsiz değil.Emperyalizm reel sosyalizmin çözülüşünden sonra dünyada kendisine ciddi bir rakip göremiyor ve belki tekrar olacak ama mutlak bir pervasızlıkla hareket ediyor. Hareket alanı içerisinde ortaya çıkan bütün engelleri de ya oluşturduğu pek çok yapılanmayla etkisizleştirmeye ve ideolojik olarak kuşatmaya ya da tank tüfek kullanarak teslim almaya çalışıyor. Birincisine Avrupa...

İP’İN PEŞİNE TAKILANLAR İÇİN

“Bu savaşın tarafları başını dünyanın tek egemeni olmak isteyen ABD’nin çektiği Atlantik emperyalizmi ile içinde Çin Rusya ve öncü güç olarak Türkiye’nin bulunduğu Avrasya bloğudur.”1Bu satırları okuduktan sonra devam etmeye gerek var mıÇin ile Rusya’nın ABD’ye karşı bir blok oluşturup oluşturmadıkları bir yana Türkiye’nin bu blokta “öncü güç” olarak yer aldığı iddiasını ciddiye almak için herhangi bir neden bulunuyor muBu türden iddiaları ve sahiplerini ciddiye almak gerekmese de bunları ciddiye alanların en azından bazılarını ciddiye almak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ciddiye alanlar arasında iyi niyetlerinden şüphe etmek istemeyeceğimiz kimi aydınlar da var.Türkiye aydınının kolay beğenir bir aydın olduğunu söylemek kolay değildir....

11 EYLÜL İLE DEĞİŞEN VE DEĞİŞMEYENLER

Yazının başlığında ifade edilenleri "ortalama insan bilen insan ve solcu insan için" diye kategorilere ayırmak istiyorum. Tabi "biz komünistler için" nelerin değişip nelerin değişmediği de yazıda değerlendirilecek.Ortalama insanı dev propaganda mekanizmaları tarafından eblehleştirilmiş ve çaresizliğe itilmiş pasif konumdaki "kitleler" olarak tarif edebiliriz. Bu kategoride kendisine dayatılana "inanma" "ikna olma" "benimseme" gibi yaklaşımlar geliştirenlerin yanında "inanmama" "ikna olmama" "benimsememe" gibi yaklaşımlara sahip olanlar da bulunabilir. Ancak sonuç değişmez. Tabiyet ve uyum mekanizmaları işlemeye devam eder. Sınıf mücadelelerinin seyrinde ortaya çıkacak bir olağanüstülük halinde düzen tarafından inandırılan ve ikna edilen kitlelerin inanmayı ve ikna olmayı bırakması bir anlam ifade eder.Kitlelerin hareket tarzına...

MARKSİST ESTETİĞİN BİRİKİM VE KOPUŞ NOKTALARINDA DİDEROT

Marksizm ideolojinin ve hayatın değişik alanlarında bir birikimi ve o birikimden kopuşu gösterir. Örneklendirmek gerekirse kuramcıları; William Petty Adam Smith ve David Ricardo olan Klasik İngiliz Ekonomi Politiği Marksizm’in kaynaklarından birini oluşturur. Marx Kapital’in dört cildinde ve Katkı’da burjuva ekonomi politiğinin ayrıntılı bir eleştirisini verir. Artık Değer Teorileri’nde ise şöyle söz eder yukarda saydığımız isimlerden:“Adam Smith dahil... sözünü etmeye değer tüm iktisatçılar gibi Ricardo da bir insan eylemi olarak hatta daha çok toplumsal olarak belirlenen insan eylemi olarak emeğin değerin biricik kaynağı olduğunu vurgulamaktadır.”1Kapital’in ilk cildinde ise:“Klasik ekonomi politik nesneler arasındaki gerçek ilişkiye neredeyse dokunmakla birlikte onu bilinçli olarak formüle...

SOSYALİST GERÇEKÇİLİĞE KAVRAMSAL BİR BAKIŞ

Özellikle Batı’daki eleştirel gerçekçi sanatçıların burjuvaziye yer yer mesafeli yer yer de ılımlı yaklaşımlarına karşın Belinski Dobrolyubov Çernişevski gibi Rus gerçekçi yazar ve eleştirmenleri daha farklı bir yöntemle ilgilenmeye başlamışlardır. “Sanat eserlerinde yansıtılan gerçeklik insanlar için önemli olandır ve gerçek hayattan alınmışlardır. Bundan başka yazar sosyal gerçekliği yansıtmakla kalmaz aynı zamanda bunu açıklar ve yargılar da” diyen Çernişevski yazarın tarafsızlığı gibi önemli bir noktada Batı’daki gerçekçilerden “taraf” olarak ayrılmaktadır. Sanatçıya ve ürününe yeni bir tanım getiren Çernişevski’nin sözlerindeki “yargılar” kavramıyla amaçlanan; hayat ve ilişkileri devrimci bir dinamikle yeniden ancak ileriye doğru yorumlamaktır.Sanatçının ve sanat ürününün hayata müdahale etmesi hayatı devrimci...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur