Gelenek Sayı 76

AYDINLARLA UĞRAŞMAK

Tanım yerineÖnce, aydınının değişik anlatımları üzerinde durmakta, onları hatırlamakta yarar var. Tanım yerine, anlatım sözcüğünü bilerek seçiyorum; çünkü bu yazının, “aydın” kavramı üzerine konuşulup yazılmış pek çok şeyin içinden iyi bir tanımın gerektirdiği en uygun seçimi yaparak “efradını cami ağyarını mani”, ne eksik ne fazla, içeri alınması gerekenleri kapsayıp yabancı olanları dışarıda bırakma noktasına ulaşmak gibi bir amacı yok. Bununla birlikte, muradını olabildiğince eksiksiz anlatabilmek bakımından, aydından ne anladığını başlangıçta ve olabilen açıklıkta ortaya koyma ihtiyacı bulunuyor. Öyleyse, bu anlatımların ayırt edici yanları hatırlatılarak başlanabilir.Bir kez, bu anlatımlar içinden, şunu seçip bir kenara ayırabiliriz: Okuyan yazan, düşünen, düşünce üreten, asıl...

DÜNYAYA HANGİ KAVRAMLARIN PENCERESİNDEN BAKIYORUZ

Kavramlar konusunda aşırı hassasiyet zararlıdır.“Her şeyin fazlası zarar” anlamında değil yalnızca... Kavramlar konusunda aşırı titizlenenler bir başka çok bilinen deyişle, ağaçlara bakarken ormanı görememe tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tek tek kavramlardan daha önemli olan, bunların ne tür bir bütünlük içinde kullanıldığıdır.Örneğin Türkiye’nin “emperyalizmin gizli işgali altındaki bir ülke” olarak mı, yoksa “bağımlı bir kapitalist ülke” olarak mı nitelendirileceği elbette önemlidir; ama eğer Türkiye’yi farklı şekillerde niteleyenler dış dinamiğin her şeyden önemli olduğu konusunda ortaklaşıyorsa, aralarındaki farkı çok fazla ciddiye almanın alemi yoktur.Ancak bir de, başlı başına belirli bir bütünlüğe işaret eden, bir başka deyişle farklı bütünlükler içinde yeniden tanımlanmaları hiç kolay...

KIBRIS’TA YUNAN VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN/ŞOVENİZMİNİN KÖKENİ

“Emperyalistlerin ve ajanlarının tuzağına düşüp birbirinizi öldürmemek için mümkün olan her şeyi yapmak sizin görevinizdir. Birlikte mücadele etmek zorundasınız ve birlikte olduğunuzda sömürgeciliğin son kalıntılarını güzel adanızdan silebilirsiniz. Yunanistan’ı ve Türkiye’yi sevdiğim kadar sizin adanızı da seviyorum. Adanız, Yunanistan ve Türkiye halklarını birleştiren bir bağ olabilir ve olmalıdır. Adanız, savaş ve yıkım korkusunun yaşanmadığı bir barış bahçesi olabilir ve olmalıdır.” Nazım Hikmet’in Kıbrıslı Yunanlılara ve Türklere yönelik bir mesajı. Kıbrıs’taki milliyetçiliği/şovenizmi tartışırken iki büyük tehlike söz konusu. Birincisi, 1950 ile 1974 yılları arasında yaşanan olayların akıntısına kapılarak, bu dönemden önce yaşanan ve en az bu dönemdekiler kadar önemli olayları ihmal...

MERHABA

Bu sayımızda, TKP 2002 Konferansı tarafından tartışılarak Ağustos ayında son hali verilen "2002 Yılında Dünya ve Türkiye" başlıklı rapordan hareketle sosyalizm mücadelesinin güncel sorunlarını ve güncel görevlerimizi ele alan yazılara yer veriyoruz.İlk yazımız, Kürt hareketine ilişkin önemli bir saptama içeriyor. Mevcut Kürt hareketinin Kürtlerin "ulusal çıkarlarını" temsil etme yeteneğini yitirdiği saptamasında bulunan Aydemir Güler, solun Kürt emekçilerine dönük olarak ne tür bir perspektif geliştirmesi gerektiğini de tartışıyor.TKP 2002 Konferansı, dünya ölçeğinde devrimci bir krizin henüz olgunlaşmadığı bir dönemde komünist hareketin devrimci niteliğinin nasıl yeniden üretileceğini, komünistlerin çözüm aramaları gereken bir soru olarak tarif etmişti. İdeolojik mücadeleye, yeni bir işçi sınıfı hareketi...

KÜRT HAREKETİNDE SİYASETİN SONU

Başlıktaki “Kürt hareketi” tamlamasından esasen kimlerin kastedildiğine dair herhangi bir kuşkuya yer yok. Kestirmeden gidersek Türkiyeli Kürt nüfusunun siyasal tercihi, 3 Kasım 2002’de açık arayla DEHAP’ı işaret etmişse, kısaca “Kürt hareketi” derken, DEHAP-HADEP adlı parti/partiler ile bunların mirasçısı veya sürdürücüsü oldukları Kürt siyasi geleneği kastedilmek durumundadır. Ancak başlıktaki özet ifade söz konusu gelenekte siyasetin çöküşünü saptıyor ve bu durumda ortaya iki soru çıkıyor:Bir; Kürt hareketinde aşağıda ele alacağım siyasetin çöküşü olgusu, hareketin adresinde bir kaymaya, değişime yol açacak mıdır, yani “demokratik cumhuriyetçilik” akımının güncel alternatifi var mıdır?İki; aynı olgu bir toplumsal konum ve dinamik olarak Kürt faktörünü önemsizleştirecek midir?Bu sorulara...

Sayıdaki Konular

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur