Mesut Odman

Mesut Odman

ÇÜRÜME’NİN TEORİSİ OLUR MU?

Olur da, olmaz da; yahut, hem olur hem olmaz. Bizim halklarımızın haklı olarak sahiplenmede paylaşamadıkları büyük bilge Nasrettin Hoca’nın, çatışan tarafları dinledikten sonra, birine dönüp “sen haklısın”, öbürüne dönüp “sen de haklısın” demesine benzedi biraz. Dolayısıyla, bu kez, yazıya başlarken sorduğumuz soruya ne kestirme ne de kesin bir yanıt bulamadığımıza göre, asıl konuya girmeden önce bu duruma ilişkin üç beş söz etmekte yarar var.Çürüme konusunda dört başı bayındır, öteki bağlantılarından az çok bağımsız olarak kendine özgü bir iç tutarlılığı ve...

ÇÜRÜME ÜZERİNE NOTLAR

“Çürüme”, uzunca bir süredir, sağcısıyla solcusuyla, her meşrepten yazarın ve siyasetçinin, hatta neredeyse orada burada “memleket meseleleri”ni konuşmaya meraklı yurttaşların bol bol kullandığı bir sözcük oldu. Üstelik, insanlık kalmadı, ahlak çöktü, bu memleket adam olmaz türünden her yana çekilebilir konuşmaların konusu olmanın ötesinde, bizim burada doğrusu budur diye öne çıkaracağımız anlamına çok da uzak sayılmayacak bir bağlamda kullanılabiliyor.Bunun, bir sürü farklı algılama ve yorumlamayla bağlantılı olsa bile,bir nesnelliğin varlığını gösterdiğini; ayrıca, kimsenin de işaret edilen, değinilen, hararetle tartışılan durumu pek...

AYDINLARLA UĞRAŞMAK

Tanım yerineÖnce, aydınının değişik anlatımları üzerinde durmakta, onları hatırlamakta yarar var. Tanım yerine, anlatım sözcüğünü bilerek seçiyorum; çünkü bu yazının, “aydın” kavramı üzerine konuşulup yazılmış pek çok şeyin içinden iyi bir tanımın gerektirdiği en uygun seçimi yaparak “efradını cami ağyarını mani”, ne eksik ne fazla, içeri alınması gerekenleri kapsayıp yabancı olanları dışarıda bırakma noktasına ulaşmak gibi bir amacı yok. Bununla birlikte, muradını olabildiğince eksiksiz anlatabilmek bakımından, aydından ne anladığını başlangıçta ve olabilen açıklıkta ortaya koyma ihtiyacı bulunuyor. Öyleyse, bu anlatımların...

Bir yeniden okuma denemesi

Bu yazıda, ilk yayımlanışının üzerinden tam 150 yıl geçmiş olmasına rağmen, siyasal çözümleme alanında hâlâ aşılamamış bir çalışmayı konu edeceğim. Yüz sayfa dolayında küçük bir kitap bu. Sadece 65 yıl sürmüş ömrüne sığdırdığı, hem sayısal çokluğu ve pek değişik alanlara yayılmış zenginliği hem de zamanına kadar yapılanları tersyüz eden devrimci niteliği ile insan aklını doruklarına yükseltmiş entelektüel çalışmaların sahibi bir adamın imzasını taşıyor.Bu çözümlemenin ilk cümlesi çok bilinir; izleyicilerinin dışında karşıtları tarafından da kimileyin ayak üstü yapılan polemiklerde kimileyin enine...

SOSYALİZM MÜCADELESİ VE BAĞIMSIZLIK

“Bağımsızlık ve Sosyalizm Mücadelesi” diye bir başlık koymuştum. İki nedenle değiştirdim: Birincisi, sözdiziminden kaynaklanabilecek bir karışıklıkla ilgili. Mücadelenin “bağımsızlık ve sosyalizm” için verileceği ya da verilmekte olduğu anlaşılabilir. İlk bakışla sınırlı kalsa bile, böyle bir anlam karışıklığına yol açmamak gerekir. Bizim ülkemizin geçmişinde böyle bir dönem olmuştur, uzunca bir dönem. Mücadelenin hedefini anlatan bu iki sözcüğe bir üçüncüsü, “demokrasi” de eklenmiş ve bunlar için, mücadele edildiği söylenmiştir. Daha doğrusu, bu noktada ciddi bir ayrışma yaşanmış ve “bağımsızlık ve demokrasi” için...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur