Bir süredir Gelenek’te Türkiye’de devletin çözülmekte olduğuna ilişkin saptamalar yer aldı.Kemal Okuyan, “Çözülüşten vazife çıkarmak”, Gelenek 89, 2006, sf. 23-34. Metin Çulhaoğlu, “Devletin çözülmesi: Mevcut durum, olasılıklar ve görevler” Gelenek 94, 2007, sf. 47-56 Bu tez en kapsamlı ifadesini ise TKP’nin 8. Kongre Raporu’nda buldu.“TKP 8. Kongre Raporu”, Gelenek 94, 2007, sf.7-24 Söz konusu makaleler ve Kongre Raporu’nda belirtildiği gibi çözülme sürecini etkileyen birçok faktör bulunmakta ve süreç kendisini farklı şekillerde yansıtmaktadır. Devleti çözen faktörlerden birisi, devletin kamusal alandan çekilmesine yönelik yapılan müdahaleler ve kamusal alanın eritilmesi olarak gözüküyor. Bu yazıda devleti çözen faktörlerden ve çözülmenin önemli göstergelerinden biri olarak...
Bu yazının konusu, ilkel büyü törenlerinden doğan ve binlerce yıllık serüveni içinde sürekli değişen şiirin; dili, yapısı ve işlevidir. Şiirin serüveni, onunla aynı kaynaktan doğan ve aynı tarihsel koşullardan beslenen; müziğin dansın ve (biraz da) tiyatronun serüvenine benziyor. Bu nedenle bu yazıyı okurken “şair”i “sanatçı” ve “şiir”i de “sanat ürünü” diye okuyabilirsiniz.İnciyi anlayabilmek için istiridyeyi ve onun yaşadığı sıcak denizleri anlamak zorundayız. Şiiri anlayabilmek için de onun ulamlarını iyi kavramamız gerekiyor. Bu nedenle şiiri; toplumbilim, ruhbilim ve dilbilimin konusu olarak ele alacağız.Kimse kaygılanmasın; bu çalışmanın amacı, şiirin cılız bacaklarının üzerine onun taşıyamayacağı yükler yüklemek olmayacaktır. Yük şiirin değil, şairindir. Şiir...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe