Zimmerwald, İsviçre’nin yaklaşık olarak ortasında, Bern kantonuna bağlı bir kenttir. Pek bilinen bir yer olduğu söylenemez, turist potansiyeli de herhalde çok yüksek değildir. Zimmerwald’ı tarih kitaplarına geçiren olay ise 1915 yılının Eylül ayında sosyalistlerin, Birinci Savaş devam ederken, savaşı ve savaş karşısında sosyalistlerin tutumunu tartışmak için bir araya gelmeleridir. Konferans, sosyalistlerin arasında artık ertelenemez hale gelen çözülüşün, net bir şekilde su yüzüne çıkmasına vesile olur.Daha konferansın öncesinde ayrımlar nettir aslında. Bu ayrımların farkında olan Lenin, daha sonra “Zimmerwald Solu” olarak bilinen küçük grubu örgütlemiştir bile. Lenin önderliğindeki grubun hazırladığı her iki bildiri de, konferans tarafından reddedilir ve Zimmerwald Konferansı, savaşın...
“Hiç kuşkusuz ödenecek bedel yüksek, ama kabullenmek zorundayız: Bu yoldan geçen ve buranın dışında bizi alabilecek, anlayabilecek artık hiç kimse olmadığı için her biri gizli ve çözülmez bir anlam içeren bir sürü işaretten kendimizi ayırt edemeyeceğiz.” Italio Calvino, “Zor Sevdalar”dan Sovyetler Birliği, söz konusu olduğunda akıl ister istemez hep aynı soru etrafında dolanıyor: Acaba “esas sorun” neydi? Sovyetler, artık fizik olarak ortada olmadığına göre bu sorunun meşruiyeti kuşku götürmez. Ancak her ne kadar bu soru meşru olarak görünse de, etrafında dolanırken dikkatli olmak gerekiyor. Zira, bu zamana kadar bu soru pek çok kez esasen sosyalizm ve kapitalizm arasındaki derin ayrımı...
Günümüz Türkiye’sinde yaşanmakta olan toplumsal çürümeyle anti-Sovyetik ideoloji arasında bir bağlantı kurabilir miyiz? Sovyetler Birliği’nin çözülüşünün Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu geniş bir coğrafyayı emperyalizmin yap-boz tahtasına çevirdiği, bu coğrafyada yaşayan toplumların emperyalizmin her türlü bozguncu ideolojik girdisine maruz kaldığı söylenebilir örneğin. Bu doğrudur, ama özel olarak anti-Sovyetik ideolojiye, en azından bu düzeyde, bir ihtiyaç yok gibi görünmektedir. Sovyetler Birliği’nin sahneden çekilmiş olması yeter.Ama o kadar basit değil… Sovyetler Birliği’nin sahneyi terk etmiş olması, Ekim Devrimi’nin yarattığı derin ideolojik etkilerin kendiliğinden toplumsal hafızadan silinmesine yol açamazdı. Çözülüşün hafızayı zayıflattığı, Ekim Devrimi’nin yarattığı özlemlerden ve gelecek hayalinden bazı şeyler götürdüğü muhakkak. Ama...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe