Serpil Çelenk Güvenç
Daktylos Yayınevi (2008)
Türkiye sol tarihi söz konusu olduğunda yapılan araştırmaların daha çok belli partiler ve onların siyasi ve örgütsel konumlanışlarına ya da bu tarihte önemli rol oynamış isimlere yoğunlaşıldığını biliyoruz. Bu alanda yayımlanan kitapların sayfalarında TİP, TKP, Yön dergisi, Dev-Yol, THKO gibi yapıların tarihlerine dönük çalışmalara ya da bu örgütlerde yer alan/almayan önemli tarihsel kişiliklere çokça rastlamak mümkün.
Serpil Güvenç’in “İkili Anlaşmalardan Kıbrıs’a- Solun Merceğinden Dış Politika (TİP Deneyimi 1960-1970)” adlı çalışması bu açıdan bir farklılık taşıyor. Türkiye’de solun anti-emperyalist mücadele geleneğinin şekillenmesinde çok önemli bir yere sahip olan bir dönemde, solun hangi somut konularda nasıl bir tavır takındığı ile ilgilenen çalışma gerek içerdiği belgesel zenginlik, gerekse karşılaştırmalı- eleştirel bakış açısıyla önemli bir boşluğu dolduruyor.
Serpil Güvenç, solun hem bağımsız bir kimlik yaratmak hem de toplumsallaşmak gibi zorlu hedeflere göğüs gerdiği bu dönemde dış politika meselelerinde nasıl bir tavır takındığı ile ilgileniyor. Türkiye İşçi Partisi’ni (TİP) bu açıdan merkeze koyan Güvenç, TİP dışında YÖN dergisi, MDD çizgisi, TKP ve, söz konusu olan dış politika olunca, Avrupa komünizminin temsilcileri ve Kıbrıs’tan AKEL’e de kitabında yer veriyor.
Sosyalist hareketin anti-emperyalist ve işçi sınıfı merkezli ideolojik-politik hattının ve bu hattın geliştirilmesi mücadelesinin ne kadar değerli olduğunu her satırında hissetiren çalışma, solun kendi içindeki ayrışmalar ve tartışma başlıklarında ise değerlendirmelerini yine bu eksende kalarak okuyucuya sunuyor. Bu anlamda kitabın aynı zamanda “içeriden” bir eleştirellik barındırdığını söylemek de mümkün. Kıbrıs sorunu, Varşova Paktı’nın Çekoslavakya işgali, Sovyetler Birliği ile ilişkiler gibi bugün dahi taraflaşma konusu olabilen başlıklarda, 1960-70 yılları arasında sol içerisinde yaşanan yalpalama ve kafa karışıklıklarını Güvenç’in kaleminden takip edebiliyoruz.
Güncelliğini koruyan tartışmalardan biri olan bağımsızlık ve sosyalizm mücadeleleri arasındaki ilişki de kitabın bir alt bölümünü oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda ele alınan her bir olayla yeniden bağlantı kurulan bir ideolojik çerçeve işlevi görüyor. Bağımsızlık söyleminin hem Türkiye’de solun toplumsallaşması açısından tuttuğu yer hem de bu söylemin egemen sınıf açısından da kimi durumlarda değerlendiriebilir olması meseleyi ideolojik ve siyasal açıdan zenginleştiren bir unsur oluyor. Bu noktada MDD çizgisi, YÖN dergisi ve TİP arasındaki ayrımların, bunların dayandığı sınıfsal dinamiklerin ve bağımsızlık mücadelesinde bu yapıların hangi toplumsal ve kurumsal aktörleri önemsediklerinin özlü bir değerlendirmesini kitapta bulabiliyoruz.
Kıbrıs sorunu ise resmi devlet politikası ile meseleye sosyalist solun bakışı arasındaki ilişkiler ve özellikle solda yaşanan kafa karışıklıkları gibi konularda oldukça öğretici bir başlık olarak karşımıza çıkıyor. Güvenç, “TİP’in Kıbrıs Gündemi” bölümünde şunları yazıyor: “TİP’in temel Kıbrıs tezi sosyalist ilkelerle ve bir Üçüncü Dünya’cı duruşla tam bir uyum içindedir. Ne var ki (…) bir sosyalist partinin, emperyalist saldrıya karşı savunma dışında, bir başka bağımsız devlete askeri müdahalede bulunmayı savunması açıklanması güç bir durumdur.”1
Serpil Güvenç, böyle bir çalışma yapma gerekçelerini sıralarken 1960’ların dünyasındaki umudu, bu umudun önemli kaynaklarından biri olan sömürgecilik karşıtı mücadeleler ile Marksizm arasında kurulan bağları ve Türkiye özelinde ise sosyalizmin toplumsallaşmasında TİP’in oynadığı çok önemli rolü belirtiyor. Ele alınan konuların Türkiye’nin bugün tartıştığı sorunlarla büyük oranda örtüştüğünü de belirten Güvenç, sosyalist bir dış politika alternatifinin Türkiye toprakları açısından yadsınamaz bir tarihi olduğunu da vurguluyor.
Bu yadsınamaz ve fakat unutturulmak istenen tarihi, belgesel zenginlikle (meclis konuşmaları, ikili anlaşma metinleri, bildiriler, karikatürler ve resimler) incelemek isteyen genç okur için “Solun Merceğinden Dış Politika” önemli bir başvuru kaynağı sayılabilir.