Etiket: Türkiye Siyasi Tarihi

Türkiye’nin krizlerle imtihanı

Giriş Ana-akım iktisat öğretisinin teori alanındaki başarılı görüntüsü dayandığı varsayımlara, yaşanan bunca krizler ve yoksulluğa rağmen uygulamada tutunabilmesi ise hemen tüm sorumlulukların sistemi aklarcasına siyasilerin ya da bankaların vb. kurumların yanlış ve isabetsiz kararlarına yıkılmasına bağlıdır. Rekabetçi ve öngörülebilir durağan piyasa varsayımları üzerine kurulu teoride hiçbir düzensizliğe yer olmadığından, yaşanan ekonomik sorunlar ve krizler konusu da, mantıksal yöntemin doğal sonucu olarak, teorinin gündeminde bulunmamaktadır. Oysa döneminin tarihsel koşullarından kaynaklanan, günümüzün başat sermaye dokusunun çıkarları doğrultusunda ısrarla gündemde tutulan varsayımlar ve ...

Ermeni Sorunu: Yalanlar ve gerçekler

Ermeni Sorunu’nundoğuşu ve 1915’e evrilentarihsel süreç Türk milliyetçi tarih yazımında emperyalist devletlerce Osmanlı Devleti’ne yapılan dış müdahaleler ve bu müdahalelerin biçimlerinden biri olarak görülen misyonerlik faaliyetleri, Ermeni Sorunu’nun ortaya çıkışı ve gelişmesinde neredeyse yegâne etken olarak gösterilmekte, Ermenilerin Osmanlı idaresi altında hiçbir sorun yaşamaksızın adeta bir “asr-ı saadet” içerisinde oldukları iddia edilmekte ve bu sorunun herhangi bir tarihi temele dayanmayan, dış güçler ve bilhassa da misyonerler tarafından ortaya çıkarılan “sunî bir sorun” olduğu görüşü yaygın biçimde savunulmaktadır.Oysa Ermenilerin Osmanlı idaresinde ...

Türkiye komünist hareketi Ekim Devrimi’yle doğmuştur

1917 Ekim Sosyalist Devrimi, tek başına Rusya’nın kaderini değiştirmemiş, aynı zamanda bir bütün olarak dünyanın kaderinde muazzam etkide bulunmuştur ve bu anlamıyla tarihin önemli bir sıçrama noktası olarak görülmelidir. İnsanlık tarihinde benzer sıçrama noktalarından birisi olan 1789 Fransız Devrimi gibi 1917 Ekim Sosyalist Devrimi de bilimden kültüre, ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar bir dizi alanda köklü dönüşümlerin anahtarı olmuştur. Reel sosyalizmin çözülüşü, Ekim Devrimi’nin etkisini ortadan kaldırmadı. Tersine Ekim Devrimi’nin yaratmış olduğu değişimin bir kez daha ne kadar önemli olduğunu ve ...

Komünistler “bombalarla şekillendirilen” Türkiye’ye nasıl bakıyor?

Bu röportaj 4-5 Nisan tarihlerinde Gazete Manifesto haber portalında yayınlanmıştır. Röportaj: Merve Bahtiyar Türkiye son birkaç yılda gündemin hızla değiştiği günlerden geçiyor. Türkiye’nin gündemine gelen konularda uçlarda yaşanan tartışmalar ve uygulamalar, gündemin hızıyla birlikte siyasetin olağan işleyişini de etkiliyor. Yine böyle bir dönemde birkaç haftada bir patlayan bombalarla şekillendirilen bir ülkede, Gazete Manifesto olarak Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Merkez Komitesi Üyesi Kurtuluş Kılçer ile bir röportaj gerçekleştirdik.   “Emperyalist-kapitalist sistem kaos yaratarak toplumu pasifize ediyor” Bugün ülkemizdeki siyasal gelişmelere dair bir ...

AKP’den İkinci Cumhuriyet’e, İkinci Cumhuriyet’ten Kürt sorununa: Bu paradigma değişmeli

Marksist Manifesto’nun ikinci sayısını Kürt Sorununa ayırması, meselenin dönüm noktalarından birine denk gelmesi açısından bu sayının değerini arttırıyor. Aslına bakılırsa Kürt Sorunu ya da Kürt siyasi başlıkları söz konusu olduğunda, solun çoğu teorik yayın organında, uzun zamandır dosya bazlı yazılardan değil, tekil yazılar okuyoruz… Ülke ve dünya gündeminde tuttuğu ağırlık ile yazın alanında tuttuğu ağırlık arasında bu orantısızlığın tahmin edebildiğim nedeni, parça bütün arasındaki bağın kurulmasının Kürt meselesindeki zorluğu olsa gerek. Tam da bu nedenle; bu zamanlarda, bu konunun ne ...

Soğuk bir yazı (*)

“Kuş konacak dam yok Lice’de.” Daha gençliğimin başlarında genç, devrimci bir sempatizanken hüzün, isyan ve ağıt dolu bir şarkıda geçen bu dizeyi hiç unutamamışımdır. O günlerden bu günlere gelinceye kadar Lice’de ve daha nice yerde kaç kez sergilendi devletin asimilasyon, inkarcılık ve yok etme siyaseti. Evet, Kürt halkının geniş yığınları on yıllarca kendilerini inkar etmeleri için süreklileştirilmiş tehditle-şiddetle karşı karşıya bırakıldılar. 2007 yılında tek taraflı ateşkesin olduğu bir aralıkta Cizre’de askerlik yaparken gözlemlediklerim ve bölgedeki geçmişe dair her iki ağızdan ...

Soruya doğru bakmak: Kürtleşen işçi sınıfı mı, işçileşen Kürtler mi?

Bazı sorunların üzerinde birçok kez durmanın bir sakıncası yoktur. “Kabak tadı” da verse, sorun çözülmediği ve dinamik bir sürecin ürünü olarak ek değişkenlerin soruna dahil olduğu bir tabloda, konuyu bir kez daha ele almak gerekiyor. Bu noktada Kürt sorunu da benzer bir içeriğe sahip. Kürt sorunu; bugüne değin şurasından ya da burasından ele alınmasına karşın, sorunun kendisinin güncel manada başka görünümler alıyor oluşu konuya yeniden eğilmeyi gerektiriyor. Dolayısıyla bilindik tezlerin yeniden üretiminden daha çok, bir hattın güncellenmesi ile karşı karşıyayız. ...

Kürt sorununu tarihsel çerçeve içerisinde kavramak – I: Bir dönemin anatomisi (19. yüzyıldan 1960’a)

Yazıyı yazma sürecinde fikri katkılarının yanında, yazının son bölümünün (Bir dönem kapanıyor: 1938-1960) yazımında destek olan Ali Öztutan yoldaşa teşekkürler... Türkiye topraklarında Kürt meselesini kavramak için belirli bir tarihselliği ortaya koymak ve bununla birlikte tüm olguları bu tarihsellik içerisinde ele almak gerektiği ülkemiz marksistleri açısından olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Bu zorunluluk tek başına olguları doğru bir şekilde kavramanın ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren günümüzde kadar olan dönemi anlamlandırmak için gereklidir. Ulusal soruna marksist bakışın ana ilkelerinden sapmadan ve bununla birlikte ...

İktidar Boşluğunda On Sekiz Ay: Türkiye’de Yerel Kongre İktidarları

1917’de Rusya kaynarken, Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu I. Savaş -eğer sonu 1918 kabul edilirse- hâlâ bitmemişti. Bir yıl sonra Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla Anadolu için sancılı bir dönem başladı. Savaşın bu coğrafyada 1922’de sonlandığını varsayarsak, çalkantılarla geçen dört yıl incelenmesi gereken büyük bir mirası geride bırakmıştır. Mücadelesiyle, yenilgileriyle, uzlaşmalarıyla ve sonunda Kemalist önderliğin zaferini ilan edişiyle… Bu yılları incelerken, mücadelenin sonucunda kurulan cumhuriyetin ve oluşan resmi ideolojinin başarısı göz ardı edilmemelidir. Nitekim tarih hakkında da bu ideolojiyle şekillenen, kurucu kadroların ...

“Popülizm” veya “Halkçılık”: Bir Kavramın Tarihsel ve Güncel Uzantıları

Bir kavram olarak “popülizm”, kullanıcısını uğraştıracak kimi karışıklıkları da beraberinde getirir. Öyle ki, bu kavrama ilişkin olarak yapılabilecek en genel, ancak gene de belirli bir anlam taşıyan tanım bile, özgül bir tarihselliğin ve mekânın izlerini taşıyacaktır. Zaman ve mekân çağrışımı dolaylılaşıp silikleşmiş bir popülizm tanımı yapmak güçtür. Bu konuya daha sonra yeniden döneceğiz. Ancak, popülizm kavramının getirdiği güçlükler yukarıda söylenenle sınırlı kalmamaktadır. Kavramın bizim dilimizdeki karşılığı da kimi durumlarda sorunlara yol açabilmektedir. Ne kadar ciddi sorunlar? Örneğin, popülizmin karşılığını “halkçılık”, ...

Sayfa 1 of 14 1 2 14

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur