27 Mart’ta Türkiye’de tüm meşruiyetini kaybetmiş bir yerel seçim yapılacak. Bu seçimlere artık tek bir parti giriyor: DÜZEN PARTİSİ.
Devlet – düzen partileri – seçim partileri -medya ortak kampanyası ile DEP’i seçim platformunun dışına çıkmaya zorlamıştır. Bu kampanyada kullanılan araçlardan biri de cinayet ve sabotajlar olmuştur. Seçimler devletin kurumlarınca organize edilen bir terörün gölgesi altına sokulmuştur.
Ama saldırının sorumluluğu bütünseldir. Adam vuran “karanlık güçler” ile DEP’i gayrı meşru ilan eden basın organlarının sorumluluğu arasında fark yoktur.
Emekçi kitlelerin sorunlarına hiçbir çözüm vaadetmeyen seçimler tüm ilerici güçlere, işçilere, emekçilere ve Kürt halkına yönelik yasakçı, karşı-devrimci bir saldırıya çevrilmiştir.
Geçtiğimiz yıl Sosyalist Türkiye Partisi’ni kapatarak işçi sınıfının bu seçimlerde temsilini zora koşan burjuvazi, düzen dışı çatlak ses istemediğini ve bunu, partileri kapatamıyorsa, başka araçlarla, kendi burjuva hukukunu da bir kenara koyarak gerçekleştirmekten kaçınmayacağını göstermiştir. 12 Eylül generallerinin hazırlattırdığı ve ana mantığı düzen dışı hareketlerin seçimlere sokulmasını güçleştirmekten ibaret olan yasalar yetmemekte, partiler kapatılmaktadır. Hakkında kapatma davası süren ama mevcut engelleri aşan DEP’in karşısına ise başka tür engeller çıkartılmıştır. Seçimlere katılan bağımsız adaylar üzerinde, daha ilk açıklamada gözaltına alınmakla başlayan fiili engellemeler gündemdedir.
Bu gerici saldırının muhatabı Türkiye’nin tüm emekçileridir.
Düzen partilerine oy vermeye ellerinin gitmeyeceğini mücadeleleri ile belli eden kamu emekçileridir.
Her adımda karşılarına baskı ve zor çıkartılan işçilerdir.
Tüm düzen partilerinin altına birlikte imza attıkları işten çıkartma ve sendikasızlaştırmalardan payını almış emekçilerdir.
Ulusal kimlikleri kanla silinmeye çalışılan Kürt halkıdır.
Burjuvazi Mart seçimlerinde bu politikalarıyla işçi ve emekçileri ve DEP’i çekilmeye zorlayarak Kürt halkını temsilcisiz bırakmaya karar vermiştir. Uygulanan bu politikadır. Seçimlere 15 kolu da olsa bir tek parti, düzen partisi sokulmaktadır. Geriye kalanlar karşı-devrimci bir saldırının muhatabıdır.
Bu çerçevede Sosyalist İktidar Partisi üyesi bağımsız adaylar seçimlerden çekileceklerdir. Seçimlere katılmak, bu düzen partisine başvuruda bulunmak, gerici kampanyaya ortak olmak anlamına gelecektir.
Sosyalist olduğunu iddia eden İşçi Partisi ve Birleşik Sosyalist Alternatif ile bağımsız adaylar seçimlerden çekilmelidirler. Yoksa 28 Şubat saat 12.00’de başbakanın devlet mitingi davetine icabet etmeli, düzen partisine kaydolmalıdırlar.
Kürt hareketi karşı-devrimci saldırı karşısında yalnız bırakılmamalıdır.
Burjavalar seçim sandıklarıyla yalnız bırakılmalıdır!
Sosyalist İktidar Partisi
Merkez Yönetim Kurulu