Aydemir Güler

Aydemir Güler

Açılım Gelenekleri Zorluyor mu?

Belli başlı üç gelenekten söz edeceğim bu yazıda. Birincisi Türkiye kapitalizminin yapısal bir özelliğine denk düşüyor. Yıllardır çeşitli vesilelerle Türkiye burjuvazisinin büyük yapısal dönüşüm perspektifleri açısından bir başarısızlık ve beceriksizlik abidesi olduğunu iddia ediyorum. Bu başarısız ve beceriksiz egemen sınıf, yapısal zaaflarının düzeni yıkıma götürecek krizler olarak derinleşmesinin karşısına, gelişkin bir siyasal manipülasyon yeteneğiyle çıkabiliyor. Bir gelenek oluşturduğunu düşünebileceğimiz bu durumun değişmediğini düşünüyorum. Kuşkusuz içinde bulunduğumuz konjonktürün Kürt açılımı da bir büyük projedir ve üstelik çok daha büyük bir proje...

Emperyalizmi Hatırlatma Zamanı

Türkiye bir kriz ülkesi. Öyle ki, bizim ülkemizin, dünyanın 1929 Büyük Depresyonundan bu yana tutulduğu en büyük fırtınayla yetinmesi düşünülemezdi bile. Türkiye geçen yıl dünya kapitalist bunalımının dalgaları tarafından dövülmeye başladığında modern burjuva dönemine özgü siyasal yapının tasfiyesi ve ulus-devlet sınırlarının delinmesi gündemleriyle zaten krizin kapısında dolaşıyordu. Bizim “felaketin eşiği” dediğimiz durum, anlayacağınız. Burası kriz ülkesi. Ama krizler farklılaşıyor. Krizlerin evrimine bakmak, sanki Türkiye’nin toplumsal tarihini ele almanın bir yolu. Kuşkusuz burada ekonomik süreçleri kast etmiyorum. 1990’ların ortalarında yaşanan krizin...

KEMALİZM… VAR MI, YOK MU?

Burjuva devrim sürecine ve bu sürecin ürünlerine kolaycı yaklaşımları sevmeyiz. Kolaycılıkla işin içinden çıkılamıyor çünkü…Türkiye’nin kapitalistleşme süreci, işin sahibi burjuvazinin bile devrim diye adlandırmaktan kaçınmaya çalıştığı ölçüde ağır aksak yaşanmış, burjuva aydınlanma süreçleri pek yüzeysel geçmiştir. Buna karşılık bugün geleceğe uzanmak isteyenlerin bu tarihi miras olarak sahiplenmemeleri olacak şey değildir.Dahası eksikli ve tartışmalı burjuva devrimi, bugün bir karşı-devrimin konusu olmuştur.Burjuva devrimini ve Kemalizmi, tarihsel gelişim açısından, olduğundan daha az önemli veya neredeyse ihmal edilebilir sayanların, üstünde yaşadığımız ve içinde mücadele...

YENİDEN DOĞU SORUNU

Devletin çözülmesi binlerce yıllık Anadolu ve Ortadoğu siyasal tarihinde ve Anadolulu veya başka coğrafyalı Türk siyasal tarihinde sayısız kez karşılaşılmış bir olgu olsa gerek. Belki de devlet kurma pratiklerinin en yoğun yaşandığı bu bölgede çözülüşün çözülenler tarafından sindirilmesi, sineye çekilmesi, kabullenilmesi bu büyük ama eski gerçekten de besleniyordur. Yani; Türkiye’nin 21. yüzyıl başındaki egemen güçleri, defalarca küllerinden devlet doğurmuş dinamiklerin mirasçısı olmakla kendilerini rahatlatıyor olabilirler! Bir olasılıktan söz etmenin ötesine geçip daha iddialı da söylenebilir: Bu dikkate alınmıyor ya da...

NEWROZ’DAN SONRA

Medya 2007 Newroz’unun çatışmasız kapandığında mutabakata vardı. “Göstericiler olaysız dağıldı” şablonunu biliyoruz…Oysa iki yıl önce Mersin’de cezai ehliyet yaşının hayli altında çocukların bayrak olayı, bir milli hezeyan için yeterli sayılmıştı. Türk milliyetçiliği canlanmış, dönemin genelkurmay başkanı Kürt halkına “sözde vatandaş” demekten yüksünmemişti. Peşi sıra Kürtlerin görece yüksek doğurganlığının ne büyük tehlike oluşturduğuna dair ırkçı tezler popülerlik kazanmıştı…Belki de 21 Martı önceleyen bir ay boyunca polis bina basmaktan, savcılar da arama ve tutuklama emri yazmaktan yorgun düştüklerinden, Newroz sonrası devletin harekete...

2007’DE KRİZ Mİ İSTİKRAR MI?

Bu yazının kaleme alındığı 2006’nın son günlerinde Türkiye siyasal gündemini bir seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi işgal ediyordu. Kendi payıma yeni yılın başladığı gibi sürüp gideceğine ve Çankaya eksenli bir tartışmanın birinci planda durmaya devam edeceğine inanmıyorum. Elbette cumhurbaşkanlığı seçiminin altı üstü bahar aylarında kapanacağını kastetmiyorum. Kim ne derse desin, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı makamının siyasal önemi başbakanlığın gerisindedir ve sonuçta başbakanın belirleneceği milletvekili seçimleri dururken, 2007’nin en önemli olayının, en azından “hangisinin olmayacağı” şimdiden söylenebilir.Giriş yaklaşımımın, cumhurbaşkanlığını laik cumhuriyetin son kalelerinden en önemlisi...

EZBER BOZAN KITA EZBER BOZAN DEVRİM

"Bizim siyasetten anladığımız, bugün için gerçekleştirilmesi mümkün olanı yapmak değil, bugün imkansız gibi görünen şeyleri yarın mümkün kılabilme sanatıdır.” Hugo Chavez, Venezuela devrimini anlamak, (Söyleşi: Marta Harnecker) Güncel yay., çev: Aysun Akgün, İstanbul, Ekim 2006, s.125. “Bir insanın kalkışabileceği en güç işin -yüksek ve alçak düzeydeki tüm bilmeceleri çözebilen biri için bile- düşleri oluşturan bağlantısız ve kaypak malzemeyi yoğurmak olduğunu kavradı; bu kumla ip örmekten ya da rüzgarın varolmayan yüzünü bir paranın üstüne basmaktan çok daha güçtü (…) Ateş elini...

Yazdığı Konular

Yazdığı Sayılar

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur