Gelenek

Gelenek

GELENEK GÜNDEMİ: ÖRGÜTÇÜLER GEÇİYOR

Türkiye’nin özgün bir felsefi-teorik geleneğe sahip olmadığı bugüne dek çok söylendi. Görebildiğimiz kadarıyla, söylenenlere ciddi bir itiraz da yöneltilmedi. Buradan, felsefi-teorik geleneksizlik konusunda genel bir anlaşmaya ulaşıldığı sonucu çıkarılabilir. Öyle sanıyoruz ki benzer bir görüş birliğine, ülkemizin siyasal deneyim alanında aynı yoksulluğu yaşamadığı konusunda da varılabilir. Gerçekten Türkiye’de partili yaşam oldukça gerilere gidiyor. Tüm kısırlıklarına karşın, sol örgütlenme alanında yine gerilere giden bir gelenek var. Bunların yabana atılması mümkün olmasa gerek.Kitlelerin siyasal yaşama her dönemde aktif biçimde katılmaması, kendi başına...

GELENEK GÜNDEMİ

1. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa, belki de savaş dönemi boyunca hissedilenden daha sarsıcı bir toplumsal atmosfer içerisine girmişti. Kıtanın doğusunda daha savaş bitmeden olanları, yani kapitalizm açısından sonun başladığını biliyoruz. Ama o dönemde bu gelişme, tüm Avrupa söz konusu olunca, yalnızca "eşitler arasında birinci" bir halka diğer halkaları ateşleyici bir başlangıç olarak görülüyordu. Bavyera'da, Helsinki'de, Budapeşte'de birbiri ardına "konsey" iktidarları ortaya çıkıyor, Avrupa'nın her yanı heyecanlı bir bekleyiş içerisine giriyordu.1923-24 geldiğinde "elde kalanlara" baktığımızda, yaklaşık on yıllık bir depremin, beklentiler...

OKURLARLA

Gelenek dizisinin bu kitabı ağırlıklı olarak geleneksel solun bir türlü giremediği, dolayısıyla Yeni Sol’un Türkiye temsilcilerince parsellenen bir alana çeşitli yaklaşımları içeriyor. Özetle, yapı-özne ilişkilerinin değerlendirilmesi, Türkiye’de yavaş yavaş her niyete çiğnenen bir sakız haline - ne yazık ki - gelmeye başlayan Gramsci düşüncesinin sergilenmesi ve galiba “sivil” sözcüğünün bir dönemki olağanüstü çekiciliği nedeniyle, aynı dönem yaygın biçimde tutulan “sivil toplumculuk” akımının eleştirisi bu kitabın ana konularını oluşturuyor. Bu aya özgü “Gelenek Gündemi” de ağırlıklı olarak Avrupa solunu aynı çerçevede...

OKURLARLA

Gelenek içeriğinin, bu kitapta da okurlar açısından doyurucu bulunacağı inancımızı dile getirerek başlıyoruz. İlk kitaptaki değerlendirmelerde Türkiye solundaki karmaşık görünüm “geleneksel sol” ve “yeni sol” kavramları ile belirli bir ölçüde yalınlaştırılmaya çalışılmıştı. Kavramların kuramsal düzeyde açılmasının ötesinde, sözü edilen çizgilerin pratik konumlarının ve işlevlerinin sergilenmesiyle açıklığın daha da artacağına inanıyoruz. “Gelenek Gündemi” sürmekte olan sosyalist parti tartışmalarından hareketle bu iki kavramı yeniden ele alıyor ve içeriklerini doldurmaya çalışıyor.Metin Çulhaoğlu’nun bu kitaptaki yazısı  “Türkiye’de Siyaset ve ideoloji Üzerine Sesli Düşünceler" ittihat ve...

GELENEK GÜNDEMİ

Türkiye solu uzunca bir süredir “sosyalist parti”yi tartışıyor. Yıllar süren bu korunma konjonktürünü kendi öznellikleriyle sınırlı geçiren farklı çevrelerin, bugün ortak bir gündem maddesinde buluşabilmeleri olumlu görülmelidir. “Sosyalist parti” tartışmasını olumlu kılan, katılımın genişliği değil yalnızca. Asıl önemli olan konunun gerçekten bir nesnelliğe, bir ihtiyaca denk düşmesidir.Söz konusu nesnellik ya da boşluk, en genel anlamıyla ele alındığında, Türkiye’de siyaset sahnesinde örgütlü sosyalist bir sesin eksikliğidir. Özel olarak sol hareketin yeni bir kimlik bunalımı ve arayış döneminden geçiyor oluşu, parti tartışmalarını...

ÇIKARKEN

Gelenek, okurlarına ilk "merhaba"sını derken, bir noktayı açık seçik belirtmekte yarar görüyor: Gelenek, Türkiye solunda birlik oluşturmaya yönelik bir perspektifle ve bu doğrultuda bir platform yaratma misyonuyla yola çıkmıyor. Gelenek'in kendisi için saptadığı amaç bir cümleyle şöyle özetlenebilir: Ülkenin bugünkü ortamı ve koşullarından hareketle geleneksel solun Türkiye'de yeni bir ruha, canlılığa ve yaratıcılığa kavuşabilmesine katkıda bulunmak... Genel olarak bakıldığında Türkiye'de bugün geleneksel sol ve Yeni Sol olarak iki ana küme giderek belirginlik kazanıyor. Yeni Sol başka ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de...

GELENEK GÜNDEMİ

12 Eylül, Türkiye sosyalistlerinin büyük bir kesimi üzerindeki ilk etkisini, evlerdeki kitaplık düzenlerinin değişmesiyle gösterdi. Banyolarda 12 Mart döneminde olduğu ölçüde kitap yakılmadı ama yine de başta klasikler olmak üzere temel pek çok kitap dip odalara ya da kütüphanelerin uzak raflarına taşındı. Aradan altı yıl geçti. Bu kitapların kütüphanelerdeki eski yerlerine döndüklerini söylemek, henüz mümkün değil. Kitaplık düzenindeki değişiklikler, düşünce düzenindeki değişiklikleri hemen hemen aynen yansıtıyor. 12 Eylül ile birlikte Türkiye solu; düşündüğünde, konuştuğunda, tartıştığında ve yazdığında sosyalist kavram ve...

Okurlarla

Dördüncü kitabımızla okurlarımızın karşısına çıkarken umut verici bulduğumuz birkaç noktayı vurgulamak istiyoruz: Gelenek, Türkiye soluna ilişkin olarak yaptığı bazı saptamalar ve bu saptamalar çerçevesinde kendine biçtiği, sınırları belirlenmiş misyonlarla yola çıktı. Bu doğrultuda amacı, belirli bir okur topluluğuna ulaşıp gerekli gördüğü mesajları iletebilmekti. Söyleyebiliriz ki, okurlardan gelen tepkiler, en azından belirli bir kesimde Gelenek'in hedeflerinin kavrandığını ve bunlara "sıcak" denebilecek bir bakışın doğduğunu gösteriyor. Özetle, atılan taşın hedefine ulaştığını söyleyebiliyoruz. Ve bir kez daha hatırlatıyoruz: Düşünce tembelliğini ve kuru bir didaktizmi aşıp solun...

Yazdığı Sayılar

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur