Etiket: Dünya Solu / Enternasyonalizm

İNSAN HAKLARI MÜCADELESİ BİR ÖZGÜRLEŞME MÜCADELESİ MİDİR? (*)

1998 yılı, siyasal ve ekonomik eleştiri açısından halen paha biçilmez değerde bir metin olan Komünist Manifesto’nun 150. yıldönümüne işaret etmektedir. Marx ve Engels sömürünün etki alanlarının artık yalnızca yerel mekanlara atfedilemeyeceğinden hareketle, kapitalizmin küresel genişlemesi ve sömürünün küresel karakteri arasındaki ilişkiyi kurmaktadır. Bunun sonucu olarak Manifesto, adaletsizliğin çeşitli biçimlerine karşı mücadele etmek amacıyla uluslararası bir gücün oluşturulması çağrısında bulunmaktadır. İnsan hakları hareketinin Marx ve Engels’ten esinlenmemiş olma olasılığına karşın, bu hareket de baskı ve zulümün küresel boyutunu tanımakta ve yaygın ...

İNSAN HAKLARI RETORİĞİ VE MÜCADELE GERÇEĞİ

I.İnsan hakları kavramının ana hatları, kutsanmış düzenliliği alaşağı eden modern dünyanın temellerinin atıldığı yüzyılda, burjuvazinin kapitalist üretim ilişkilerini ulus devlet ölçeğinde iktidara taşıma mücadelesi verdiği süreçte çizilmiştir. Kavramın çıkış noktası olan doğal hukuk öğretisinin tarihi, antik dönemin Yunan-Stoacılığı’na dek uzanmakla birlikte, bu doktrinin bireyi bir “hak öznesi” olarak görmesi için “Kutsal Kilise”nin mutlak hegemonyasının sona erdirilmesini beklemek gerekmiştir. Gerek Greko-Roman felsefesinin gerekse Hıristiyanlık öğretisinin ben yapım Politik felsefesini bilgi/iktidar iliskilerini açıklamak üzerine kuran Michel Foucault’un, en mikro düzey olan insan ...

GERİCİLİĞİN “DOĞU-BATI” RETORİĞİ

Humeyni’nin danışmanları kendilerini “İslamın Troçkistleri” olarak tanımlarken “devrim ihracı” ve “ümmet” olgularını öne çıkarmak esas kaygılarıydı..RP, Kürt illerinde HADEP’in ardından ikinci bir siyasi güç haline gelirken, Kürt sorununun çözümünde “islamiyetin birleştiriciliği”ni işliyorlardı..1981 yılında yayınlanan ve İslam Konseyi imzasını taşıyan “İslami Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi”nde; “evrensel düzenin ancak evrensel bir inanca da-yanılarak yaratılabileceği ve insanların kardeşliği idealinin gerçekliğini İslam’da arayıp bulacağı” yer alıyordu..Taraflılaştırarak kapsamak ya da bir başka deyişle bölerek birleştirmek siyasetin temelidir. Daha doğrusu siyasette başarının en anlamlı ölçütlerinden birisidir.Dinci ...

ORTADOĞU; UMUT KAPISI…

90'lı yılların ve aynı anlama gelmek üzere 1900'lü yılların sonuna gelinirken Türkiye'nin dünya kapitalizmi içindeki yeri epeyce belirginleşti; Avrupa kapitalizminin kıyısı... Üstelik Amerika'nın da itelemesiyle. Oysa, çok daha büyük umutların ve beklentilerin ortalığı sardığı bir dönemin sıcaklığı hala geçmiş değil...Gene de Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Müslüman dünya, Balkanlar gibi konularda abartılı gerici kampanyalarla içeride yaratılan beklentilerin varlığı, Türkiye burjuvazisinin iddiasını kaybettiği bu konularda bundan sonra da kimi gösteriler yapmasını, bu yaratılmış kamuoyunun önüne kimi başarılar koymasını şart koşuyor. Bir şeyler bulacaklardır, ...

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ – EKONOMİ, SİYASET VE İDEOLOJİ

Girişİran'da 1978-1979 yularında Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin yurtdışına kaçması ve Şah rejiminin devrilmesinin ardından Nisan 1979'da kurulan İran İslam Cumhuriyeti, sosyal bilimciler ve uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından anlaşılması ve analiz edilmesi güç bir sosyal olay olarak değerlendirildi. İran "İslam devrimi" batıda gerçekleşen devrimlere ve İran'da 1905-11 yıllarında yaşanan "anayasal devrim"e ideolojik açıdan benzemeyen bir yapıdaydı KEDDIE Nikki R.; "Iranian Revolutions in Comparative Perspective", The Modern Middle East, der.Albert Hourani vd. içinde,, Tauris Readers, London, 1993, s.601, ayrıca bkz. KEDDIE; "Skocpol ...

ALMANYA’DA FAŞİST HAREKET

Devlet kavramı siyasal literatürde önemli bir tartışma başlığını oluşturur. Devletin ele alınış şeklinin genel olarak, iki ayrı içerikte olduğunu görürüz. Bunlardan birincisine göre devlet; toplumdaki sınıflardan bağımsız, toplumun üstünde yer alan, toplumdaki her bireye eşit uzaklıkta bulunan sınıflar arası uzlaşma organıdır. Bu şekilde devlet, bütün toplumun devleti olarak gösterilir. "Devlet ana", "devlet baba" gibi tanımlamalar; bu siyasal yaklaşımın ürünüdür. Burjuvazinin ve küçük burjuvazinin temsil ettiği bu anlayış aslında, devletin sınıfsal aidiyetini gizlemeye yönelik ideolojik yanılsamadır. Bu ideolojik yanılsamasının karşısında ise ...

BİR ENTERNASYONALİZM POLEMİĞİ

Bu yazı bir polemik. Gecikmiş bir polemik. Bundan neredeyse iki yıl önce, yurtdışında yaşayan Türkiyeli Marksist aydınların çıkarttığı "Sosyalizmin Sorunları" kitap dizisinin ikinci sayısı yayınlandı. Demir Küçükaydın'ın "Enternasyonalizmin Sonu" başlıklı çalışması, kitabı "taşıyan" yazı olarak öne çıkıyordu. Çalışmanın herhangi bir yankısına, tartışmaya ben rastlamadım. Titiz bir izlemede bulunduğumu iddia edemeyeceğim. Dolayısıyla hiçbir yankısı olmadı, diyemeyeceğim, ancak önemli bir tartışma yaratmadığını söyleyebilirim.Açıkçası tartışma yaratmasını da dilemiyorum. Küçükaydın'ın tezlerinin, ulus sorunu ve enternasyonalizme ilişkin pek de verimli olduğunu söyleyemeyeceğim tartışma gündemine apolitik ...

İNGİLİZ İŞÇİ SINIFININ DEĞİŞEN DOĞASI

*Bu yazı İngiltere'de Devrimci Komünist Grup (RCG) tarafından yayınlanan Fight Racism Fight Imperialism adlı yayın organının Nisan-Mayıs 1996 sayısında yer almıştır. "Gerçek" işçi sınıfının sendikal hareket içinde örgütlü bulunanlar olduğu yönündeki görüş, sosyalist işçilerin partisi SWP ve Sosyalist İşçi Partisi (SLP) tarafından da sahiplenilen hakim sol anlayışı oluşturuyor. Bu partilerin stratejisi, sendika kollarının toplantılarına, konferanslarına vb. katılarak sendikal hareket içinde çalışmak. Çoğunlukla grevler, işçi sınıfı mücadelesinin yükselişi olarak tarif ediliyor. Beş yıl önce kelle vergisine, ya da bugün Mülteci Kanunu'na ...

SINIF MÜCADELESİ, ENTERNASYONALİZM ve ULUSAL KURTULUŞ HAREKETLERİ

Sosyalizm uzun süredir dünya ölçeğinde bir çıkışsızlık yaşıyor. Buna paralel olarak hemen tüm komünist partileri (sadece komünist partiler değil; sosyalist, işçi ve sosyal demokrat partiler, devrimci demokrat ve ulusal kurtuluş hareketleri de) bu çıkışsızlıktan daha da vahim ve şiddetli bir krizle karşı karşıya. Tıkanmanın nedenleri, boyutları, tarihsel arka planı tartışılırken genellikle iki ana yöntem, özde aynı olan, tersyüz edilmiş iki ayrı söylem öne çıkıyor. Ya kriz yok sayılıyor yahut ta Marksizm-Leninizmin tüm değerleri, bilimsel, siyasi, etik hiçbir ölçüte ve önermeye ...

Sayfa 7 of 13 1 6 7 8 13

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur