Etiket: Toplumsal Yapı

TARIMDA KAPİTALİST GELİŞİM VE SİYASİ SONUÇLARI ÜZERİNE DEĞİNMELER…

Tarımda kapitalist gelişim ve kırlarda toplumsal süreçlere dair analizlerde kimi boşlukların varlığından söz edilebilir. Bu boşluklar siyasi üretim ve müdahalelerde kimi sınırlamalara yol açabilmektedir. Boşluğa yol açan nedenleri iki olgu üzerinde yoğunlaştırmak mümkün. İlki, Türkiye'de tarımdaki kapitalist gelişmenin teorideki klasik modele uymaması. Bu durum, konuyla ilgili analizleri deneyimlerin ortaya çıkarabildiklerine ertelemiş ve böylelikle konjonktürel gelişmelere bağımlı bir siyaset söz konusu olabilmiştir.İkincisi ise, kapitalizmde tarımın ve kırların bağımlı konumudur. Bu bağımlılık, alana dair süreçlere "ikincil" bir bakış açısı geliştirmiş, bu "ikinci"lik ...

KRİZ SÜRECİNDE ÖNCÜ-SINIF İLİŞKİLERİ -1

12 Eylül'den bu yana, sınıf mücadelelerinin sosyalistleri bugünkü netlikte davet ettiği herhangi bir dönemden geçmedik. Üstelik, bu davet, icabet etmememiz halinde türünün son örneği olmaya da adaydır.Son onbeş yılda, sosyalizmin prestiji, solun güncel etkinliğini aşan bir parametre olmaktan giderek uzaklaşmıştır. Gerek solun 1980 iflası ve sonrasındaki zayıflığı, gerekse reel sosyalizmin çözülüşü, sosyalizmin reel bir almaşığı temsil etmekten uzaklaştığı yönündeki burjuva ideolojik propagandanın ciddi bir zemin bulmasını sağlamıştır. Sınıf mücadeleleri içinde müdahil bir konuma ulaşmamamız halinde, sosyalizm söz konusu propaganda karşısında ...

TÜRKİYE BURJUVAZİSİNİN “KONSEYLER” DÖNEMİ

Türkiye Burjuvazisi iki yönlü bir hareketlilik içinde. Bir yandan iktidarda olmanın sorunlarını çözüyor, diğer yandan kendine daha uzun süre yarayabilecek bir "vizyon" hazırlıyor. Bu dayanıklı vizyon, burjuvazinin varoluşunu meşrulaştırmak ve düzenin devamını tesis için zorunlu. 12 Eylül dönemi, Türkiye Burjuvazisi tarafından çok daha uzun süreli ve çok daha kalıcı bir çözüm olarak tasarlanmıştı. Bunun böyle olmadığının, olamayacağının ortaya çıkması ile burjuvazinin önünde iki seçenek kalıyordu. Birincisi 10 yıllık periyotlardaki riskli askeri darbelere, düzeni elden kaçırma pahasına devam etmek, ikincisi bütün ...

İŞÇİ SINIFI KARŞISINDA BURJUVAZİ – II

Birinci bölümü 40. sayıda yer alan yazımın ikinci bölümünde birincisinden farklı olarak, panoramik bir çerçeve sunmaktan ziyade işçi sınıfı ve burjuvazi karşılaşmasının gerçekleştiği mekanların ara başlıklar olarak sunulması tercih edilmiştir. Tartışmanın bu bölümüne 12 Eylül döneminden başlanarak devam edilecek, ancak kronolojik bir sıra izlenmeyecektir.GENEL BİR DEĞERLENDİRME12 Eylül, toplumun bütün kesimlerimde olduğu gibi burjuvazi cephesinde de önemli farklılaşmaları beraberinde getirdi. Sözkonusu farklılaşma, sermayenin kendi iç cephesindeki bir farklılaşmadan çok, bütünsel sınıfsal çıkarlarına dair olası iç ayrışmaları örten bir konsolidasyonun eşlik ettiği, ...

TEKNOLOJİK DEVRİM Mİ DEVRİLECEK DÜZEN Mİ?

"Çağımız teknoloji çağı. Teknolojik devrimin yolaçtığı gelişmeler... Robotlar geliyor, işçiler gidiyor..." Bu beylik ifadelerin ideolojik bombardıman işlevleri dışında fazla bir içerikleri yok elbette. Teknolojik gelişme bu çağa özgü değil, kapitalizmin her döneminde, öncesinde bile vardı. Günümüzün teknolojik gelişmelerinin nelere yolaçtığını elbette kavramak gerekiyor. Ancak bunların işçi sınıfında yolaçacağı tahribata biraz özenli yaklaşmak gerekiyor. Sonuçta geleceğin sınıfı olma şerefi hiçbir şekilde burjuvazinin değil. Kapitalizmin asla otomasyonun mantıksal sonucuna erişmesi mümkün değil. Robotlar gelince asıl gidecek olan, üretimden gittikçe kopan sermayedir. Burjuvazinin ...

SINIF İÇİ EŞİTSİZLİKLER – II

Bu yazı dizisinin geçen sayıdaki bölümünde, 1980 yılına dek geçen süre içinde, işçi sınıfı içindeki eşitsizlikleri, işçi aristokrasisi kavramı etrafında tartışmış, görece avantajlı kesimlerin "ayrıcalık”larının bir işçi aristokrasisine işaret etmediğini belirtmiştim. Birinci bölümde genel bir panaroma sunmayı hedeflemiştim. Burada ise, sınıf içi eşitsizlikleri çok daha ayrıntılı, Türkiye ekonomisinin geçirdiği dönüşümler içinde ele almaya çalışacağım ve günümüzde sendikalar ve sendika bürokrasisinin yapıları, işleyiş biçimleri ve sosyalistlerin bu alanda neler yapabileceğini tartışarak bitireceğim.8O'li Yıllar: Ne İstendi,Ne Oldu? Oldukça genel bir düzeyden uluslararası ...

İŞÇİLER VE TÜKETİM

İşçiler istiyor. Vermek burjuvazinin işi, zorlanırsa ve siyasal iktidara tehdit oluşturmuyorsa verebilir; ama işin daha etkili bir çözümü var, beklemeyi öğretiyor. Yer: Pazar. Beklemenin mekanizmaları ("serbest" olanı ve olmayanıyla) pazarda kurulu; verebilecek olan pazarın hakimi; isteyen, önce taksitini ödeyecek sonra bir dahaki takside kadar pazarı evine, işine götürecek: zihni yeni taksitleri istemeli, beklemeli... Pazarın varlığı yalnız tüketime değil, günlük hayatı kuşatmasına çalışılan bu beklentiye, tüketecekmiş gibi olmaya da bağlı ve on yıllardır oynanan bu oyunun çerçevesi tüketim ideolojisiyle çizili. Yazıda, ...

PROLETERLER VE PROLETARYA

Türkiye komünist hareketinde çifte program alışkanlığı aşılmalıdır diyoruz. Bu anlamda hareketimize proleter sınıf vurgusu en baştan itibaren hâkim olmalıdır. Ancak sınıf, marksizmden önce ele alındığı farklı düşüncelerde de görüldüğü gibi, üst düzey bir soyutlamadır ve bu yüzden "soyut" olarak ele alınması durumuyla oldukça sık karşılaşıyoruz. İşin ilginci bu tırnak içindeki soyut -yani muğlak- bazen karşımıza cansız, hareketsiz ve bu anlamda gayet somut bir varlık olarak da çıkabiliyor. Ben bu yazıda genel olarak sınıfları değil, işçi sınıfı kavramını ele almaya çalışacağım. ...

T.C. MALİYESİ VE MEMUR ZAMLARI

Muhtemelen bayramdan önce tatsızlık çıkmasın düşüncesiyle açıklanması ertelenen memur zammının hangi oranda olacağı kamuoyunda boş yere tartışıldı. Çünkü bütçenin beş aylık performansı yüzde 25'in üzerinde bir artışın çok zor olacağını açıkça gösteriyordu. Bütçenin yılın ilk beş ayına ait rakamları geçen yılın aynı dönemdeki açığın tam 8 kat üzerine çıkıldığını ortaya koyuyordu. Elbette bu oranı enflasyonun yarattığı şişkinlikten kurtarmak gerekiyor. Bu durumda ortaya çıkan rakam ise 4,8 oluyor. Yani bütçe 1990'ın ilk 5 ayında 1989'un ilk 5 ayına göre yaklaşık olarak ...

1990’LARDA DÜNYA EKONOMİSİ: SIÇRAMANIN KESKİN SIRTI

Türkiye solunda ve aslında dünya solunun büyük bir bölümünde, kapitalizmin güncel dinamikleri ve muhtemel yönelişlerinden söz açıldığında tekrarlanıveren birkaç cümle var. "Bunalım derinleşiyor, çelişkiler had safhada, kapitalizm çöküyor..." İster 60'ların, ister 70'lerin, isterseniz bugünlerin siyasi yayınlarını açın, belli nicel farklılıklar dışında bu tür ifadelere rastlamak mümkün. Teori alanında ise bir, bu söylemin arka planını örme uğraşı; iki, aklıselim'e çağıran cılız bir diğer yaklaşım...Kapitalizmin marksist analizde sergilenen temel dinamiklerinin geçerli olduğunu düşünenler için bu üretim tarzının tarihsel olarak geçici niteliği, "kaderi" ...

Sayfa 6 of 7 1 5 6 7

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur