Etiket: Türkiye Solu

TÜRKİYE SOSYALİST HAREKETİ İÇİNDE HİKMET KIVILCIMLI’NIN YAŞAMI VE MÜCADELESİ

Türk sosyalist hareketinin ülke ve dünya nesnelliği gözönünde bulundurulduğunda, çok zorlu bir dönemden geçtiği bilinen bir gerçek. Bu bir geçiş süreci, önemli güçlükler, sarsıntılar bizi bekliyor. Bir başka deyişle, atlatılması hiç de kolay olmayan, ama imkansız da olmayan bir süreç içindeyiz. Bu süreci atlatmak; nesnelliğin rüzgarına kapılmadan, özne olarak (teorik politik bir güç) nesnelliğe yapılacak müdahalenin niteliğine ve bu olumsuz dönemin sonunda ayakta kalabilmeye bağlı. Çünkü, ancak ayakta kalabilenler sosyalizme prestij kazandıracak ve geleceği belirleyeceklerdir.Evet, önümüzdeki yıllar biz sosyalistlerin, Türkiye ...

BİR KİTAP VE BİR “AYDIN” TİPOLOJİSİ

Ahmet Oktay'ı Milliyet gazetesindeki yazılarından tanıyanlar, onu genel olarak muhalif bir söyleme yatkın, moda söylemleri sorgulayıcı bir biçimde ele alan, marksizmle tanışıklığı olan ve kimi yönlerini önemseyen, yine genel olarak toplumsal ilerlemeden yana ve kapitalizmin son yıllarda sunduklarına eleştirel bir açıdan yaklaşabilen, toplumsal-kültürel ile siyasal süreçler arasındaki ilişkiler konusunda az çok sağlıklı kimi fikirlere sahip, de-politizasyon ile toplumsal çürüme arasındaki bağlantıyı görebilen, marksist olmasa da dürüst sayılabilecek bağımsız bir aydın olarak bilebilir. Son söylenen dışındakilerin belirli bir haklılık payının bulunduğu ...

BOLŞEVİZM VE DEVRİMCİ DEMOKRASİ

Devrimi yapacak insanın ne gibi özelliklere sahip olması gerektiğini tartışma konusu yapan kişiler için mutlak bir referans noktası Rus devrimcileridir. Rus devrimcilerini ise çoğu zaman "bolşevikler" nezdinde hatırlarız. Bolşevikler, büyük bir devrimi gerçekleştirmiş olduklarından, kendilerinden önce o topraklarda yaşamış bulunan devrimcilerin mirasını taşımanın onurunu da kazanmışlardır. Böylelikle Rus devrimcileri artık bolşeviklerin ismiyle anılır olmuştur.Ekim devrimini ve bolşevizasyonu anlamak isteyenler için ise, Rus devrimci demokrasisini bolşeviklerin öncüsü olarak kabul etmek oldukça doğal gözüken bir süreç haline dönüşmektedir. Batılı ya da Sovyet ...

TÜRKİYE’DE ANARŞİST Mİ VAR

Hemen hergün duyuyoruz: "Sosyalist de olsa ben her türlü devlete karşıyım." Olabilir mi acaba? Bu ülkenin insanları devletin baskısından çok çekti, bunun bir tepkisi mi? Bu tepkiyi anlamaya çalışıyorum ve bu tür lafları edenler ancak sol ile yeni tanışmışsa zamanla hanyayı konyayı görür düşüncesiyle mazur görülebilir diyorum."Birilerinin diğerleri üzerinde iktidar dediğini duyunca tüylerim diken diken oluyor" türü serzenişler ise sanki bir öncekini tamamlıyor. "Bana artık işçi sınıfının bilimi filan demesinler, ben herşeyden önce insanlığa inanıyorum" ve "şu kadar maaş alan ...

“DAHİL”E DAİR KARA CAHİL…

Kurtuluş yazarı Erdal Kara, Sosyalizm Program Taslağı'nda "ulusların ayrı devlet kurma hakkı dahil kendi geleceklerini belirleme hakkı" biçiminde yer alan UKTH formülasyonunu, Kürt ulusunun Program yazarları tarafından "ikinci sınıf bir ulus olarak görüldüğünün" kanıtı olarak sunup, program taslağını sosyal şovenizmle suçlaması üzerine Kurtuluş'un bir sonraki sayısında aynı formülasyonun bu kez "güncel ve temel talep" düzeyine çıkartılmasının yarattığı çarpıcı karşıtlığa ve Lenin'le Stalin'in imzaladığı "Rusya"daki Ulusal Toplulukların Haklar Bildirisi"nde aynı ifadenin bulunduğuna işaret ederek Gelenek'in 39. sayısında sorduğumuz iki grup soruya, ...

SOSYALİST TÜRKİYE PARTİSİ KURULURKEN…

Bu kitabın 41. kez okuyucusunun eline ulaştığı ve 7. yayın yılına girdiği günler başka bir gelişmeye daha tanıklık ediyor. Gelenek'in ilk sayılarından itibaren tartışmasına katıldığı ve geliştirilmesine katkıda bulunduğu "legal sol parti" projesi, Sosyalist Türkiye Partisi olarak projelikten çıkıyor. Bu yazı, Gelenek'in bugüne dek izlediği yayın politikası ve tarzına uygun bir Kuruluş Kutlaması sayılabilir. Altı yıl sonunda Gelenek okuru bu tarzı tanır durumdadır. Dolayısıyla partinin kuruluşunun heyecanına eleştirel ve sorumlu olmaya çalışan değerlendirmelerin eşlik etmesi, heyecanın bunların yanısıra tüm sarsıcılığıyla ...

“KÖKEN ZITLAŞMASINI GERİDE BIRAKMAK”

Türkiye sosyalist hareketinin, 60'ların sonundan 80'lerin ortasına kadar uzanan döneminin irdelenmesinde iki temel çizginin belirleyiciliğinden söz etmek, gerçekten anlamlı olabilir. Kökeni önce TKP'ye, sonra 61-71 TİP'ine dayanan "partili gelenek" ile '60'lar sonunda uç veren "hareket geleneği"nin iki ana eksen sayılması, sosyalist harekette yaklaşık 15 yıllık bir tarih kesidinin anlamlı bir çerçeveye oturtulması açısından yararlı işlevler görebilecektir.Şimdi yakın tarih araştırmalarım bir yana bırakalım ve Türkiye solunun güncel durumunu, yaşanan tıkanıklığın aşılması için zorlanacak yolları düşünelim. Bu durumda, az önce sözü edilen ...

ORTAÇAĞ’A YOLCULUK: SİYASETSİZ BİLİM

Marksizmin her alanda yeniden üretilmesi düşüncesi, bu misyonu sahiplenenler için öğrenme iştahını açıcı etkisiyle, heyecan vericidir. Bu düşünce, burjuvaziye karşı mücadele içinde anlamını kazanır ve dolayısıyla politik bir içeriği vardır. Marksizmin birçok alanda kendini hissettirmesi, politik mücadeleyle köprü oluşturabildiği ölçüde anlamlıyken, köprünün kopması, marksizm dışı ve takiben karşıtının oluşmasıyla sonuçlanıyor.Bu yazıda, marksizmin sınırları içerisinde siyaset ve entellektüel üretkenlik - burada geniş anlamda kullanılıyor- arasındaki ilişkiyi tartışmaya çalışacağım. İlişki ya da ilişkisizliği politikanın belirlediği nesnel koşullar ve konunun öznesi aydın üzerinde, ...

SOSYALİZM, KÖYLÜLÜK VE 2000 TÜRKİYESİ

Önce şu sorunları çözelim, sonra sosyalizme sıra gelir diyenlerin, uçuk projelerine kitle desteği bulmanın, sınıfsız bir sosyalist toplum projesine kitle desteği bulmaktan daha zor olduğunu anlamaları için biraz marksizm öğrenmeleri zorunlu. Çünkü sorunları kimin adına çözecekleri tercihini bir an önce yapmaları gerek.Haftalık haber dergisi 2000'e Doğru'nun 7 Haziran 1992 tarihli sayısında, SP'li mühendislerin hazırladığı "1000 Günlük Alternatif Program" yayınlandı. SP programı özetle, "tarım ürünü ithalatını yasaklamak, makine imalatı sanayiinde ithal ettiklerimizin çoğunu içerde üretmek, yatırım malları üretiminin tüketim malları ...

SOSYALİST PARTİ’NİN “YOK”U… HELVACIOĞLU’NA YANIT

Siyasi mücadelenin kuralı böyle işliyor: Eğriliklere bakıp doğruluklar test ediliyor. Toyluklara bakıp doğruluklar test ediliyor. Toyluklara bakıp üzülünüyor. Cahilliklere bakıp gülünüyor...Sosyalist Parti'nin (SP) yayın organı Teori dergisinin Şubat ayında yayınlanan 26. sayısında Ender Helvacıoğlu'nun Sosyalizm Programı ile ilgili eleştiri yazısını "bu duygu ve düşüncelerle" okuduk. Helvacıoğlu, Sosyalizm Programı'nı "Avrupamerkezci üretici güçler teorisini savunmakla", "emperyalizm çağının temel özelliklerini kavrayamamakla", "ezen-ezilen ulus ayrımını ve anti-emperyalizm kavramını reddetmekle", "köylüye düşman olmakla", "çeşitli burjuva kesimleri arasında ayrım yapmamakla", "aşırı bir Troçkizme batmakla" eleştiriyor.Tüm diğerlerindeki ...

Sayfa 10 of 24 1 9 10 11 24

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur