Gelenek Sayı 44

HANGİ SİYASET

Sosyalist mücadelenin şu andaki can alıcı sorununun her ülkede, sosyalist iktidar perspektifinin olabilecek en ileri ve örgütlü hatta oturtulması olduğundan pek kuşku duyulmuyor. İş bu hattın örülmesine gelince, devrimci uğraşımızın yoğunlaşacağı alanın saptanması sorunu ile karşılaşıyoruz.Bugün, gerek enternasyonal, gerekse ulusal düzeyde bu sorun etrafında yürütülecek bir tartışmanın herhangi bir getirisi olmadığını düşünüyorum. Yazıda bu düşünceye kaynaklık eden kimi noktaları açmaya çalışacağım.Yukarıda andığım sorun, şu anda marksizm-leninizmin etkinlik ve hareket alanı veri alındığında fiktif bir nitelik taşımaktadır. Yüzyılı aşkın bir süredir, ama özellikle leninizmin oluşum sancısı çektiği dönemde uğraşımızın örgütsel, siyasal ve teorik alanları arasında bir gerilime alıştık. Tarihsel bir perspektifle...

ULUSLARARASI KOMÜNİST HAREKETİN SİLKİNİŞ İHTİYACI

Uluslararası komünist hareketin içinde bulunduğu durumu savunmacı bir hattın egemenliği ile tarif etmek mümkün. Kapitalizmin "zafer"ine rağmen direnmenin onuru, şimdilik, devrimci bir çizgide kalmakta ısrar eden komünist yapı ve çevrelerin en önemli dayanaklarından birini oluşturuyor. Sosyalizmin, komünizmin ve marksizmin "ölmediği"ni, günümüz gelişmelerini açıklama gücünün hala bulunduğunu, kapitalizm sürdükçe yeniden güncelleşebileceklerini savunmak ve dalganın tersine dönmesini beklemek, direnişçiliğin en önemli teorik ve pratik bileşenleri arasında yer alıyor. Bunların yanında da, sosyalizmin çözülüşünü açıklama, "Nerede hata yaptık?" sorusunu yanıtlama kaygılarının beslediği bir muhasebe çabası bulunuyor."Hata"nın kaynağını aramak konusunda ise iki farklı eğilimin belirginleştiğini saptamak mümkün. Bunlardan birincisinde, kapitalizmin geçirdiği ve geçirdiği düşünülen...

BOLŞEVİZM ÜZERİNE NOTLAR

Bu yazı geçen sayıda bolşevizasyon ve devrimci demokrasi üzerine değişik uçları zorlayan yazımın bir anlamda devamı ve toparlayıcısı olacak. Geçen sayıda, devrimci demokrasiden kalan önemli bir mirası sahiplenen ama çok daha gelişkin bir mücadele tarzı sonucunda iktidarı alan bolşeviklerin yolunu, gelinen noktada yeniden gözden geçirmeye başladım. Gelenek yazarı olmanın verdiği rahatlıkla, oldukça nitelikli bir okuyucu kitlesine seslenmenin ayrıcalığından faydalanıp bir tartışma sürecini başlatmak ve niteliği kinetiğe dönüştürmek istedim. Okuyucuları da tartışmaya katma isteği, tartışmaya davetkar bir üsluba karşılık bazı noktaların açık uçlu ve eksik görünmesine yol açtı. Okuyucuların bir bölümü bu yöndeki haklı eleştirilerini dile getirdiler. İşte bu yazıda birtakım...

DEVRİMCİ ÖZNE VE SOSYALİST BİREY, SİYASETİ SEVENLERE ÖRGÜTSÜZ YAŞAYAMAYANLARA…

Gelenek sayfalarında sosyalist bireyden, aydın olarak bireyin rolünden, sosyalist aydının mücadeleci kimliğinden çok söz edildi. Dönüp geriye, yazdıklarımıza baktığımda benim en önemsediğim nokta şu oluyor: Gelenek sayfalarında bu konu, soyut bir devrimci etik ya da yine soyut bir komünist kişilik tarifi elde etme muradıyla hiç ama hiç yapılmadı. Gelenek'te bu başlık altında yaklaşımlar geliştirildiğinde baskın olan özellik bir devrimci etiğin ve komünist kişiliğin inşası çabası, bu çabaya içkin bir dinamizm olmuştur.Ve bugün "sosyalist birey" tekrar ele alındığında eskiden yazılanlardan çok, bu inşa çabasının kazanımları çerçeveyi ve zemini belirleyecektir. Bu yazıya bir iddiayla başlıyorum: Türkiye'de son yıllarda içten içe ilerleyen bir...

TÜRKİYE EKONOMİSİ DE SOSYALİSTLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYOR

Son dönemde bir kriz saptaması yapıyoruz. Devrimci durumun varlığından değil ama sosyalist hareketin de müdahaleleriyle buna dönüşebilecek bir zeminin varlığından söz ediyoruz. Buradan hareketle de, Türkiye'de sosyalizmin temsili sorununun çözümü yolunda önemli adımlar atmış olan partimizin önündeki yeni temel misyonu, siyasal hareket haline gelme hedefini ete kemiğe büründürmek olarak tarif ediyoruz.Yola çıkarken yaptığımız temel saptamalardan biri Türkiye sosyalist hareketinin muhtelif iç gündemler yaratarak ve bunları "tüketerek" yol açmasının sosyalizmi güncelleştirmesinin olanaksızlığıydı. Bugün ise, siyasal ve ekonomik boyutları giderek belirginleşen ve Türkiye'yi hızla yeni bir dönemeç noktasına taşıyan bir krizin varlığında, sosyalistlerin temel ve tekleştirilmesi gereken görevi, bu dönemece sosyalizmin de...

TÜRKİYE SOSYALİST HAREKETİ İÇİNDE HİKMET KIVILCIMLI’NIN YAŞAMI VE MÜCADELESİ

Türk sosyalist hareketinin ülke ve dünya nesnelliği gözönünde bulundurulduğunda, çok zorlu bir dönemden geçtiği bilinen bir gerçek. Bu bir geçiş süreci, önemli güçlükler, sarsıntılar bizi bekliyor. Bir başka deyişle, atlatılması hiç de kolay olmayan, ama imkansız da olmayan bir süreç içindeyiz. Bu süreci atlatmak; nesnelliğin rüzgarına kapılmadan, özne olarak (teorik politik bir güç) nesnelliğe yapılacak müdahalenin niteliğine ve bu olumsuz dönemin sonunda ayakta kalabilmeye bağlı. Çünkü, ancak ayakta kalabilenler sosyalizme prestij kazandıracak ve geleceği belirleyeceklerdir.Evet, önümüzdeki yıllar biz sosyalistlerin, Türkiye ve dünyada sosyalizmin kaybolan prestijini yeniden kazandırmak için mücadele edeceğimiz yıllar olacak.Bunu yaparken önem vermemiz gereken birçok şey var, özellikle...

RP VE BURJUVA SİYASETİNİN YASALLIKLARI

Bundan önceki yazımda Ulukaya, Ali; "RP'nin "Önlenemeyen Yükselişi" ve Sosyalist Hareket"; “Gelenek-41”. , RP'nin son seçimlerde elde ettiği başarının arka planındaki etkenlere eğilmeye çalışmış ve bu partinin toplumsal muhalefet dinamikleriyle olan ilişkisinin sosyalist hareket açısından da ciddiye alınması gerektiğini savunmuştum.Sözkonusu yazıdaki temel saptamalarımda bir sorun olmamakla birlikte, kimi boyutlarını öngördüğüm sürecin beklediğimden hızlı geliştiğini ve bu nedenle de bazı noktaları abartma konumuna düşmüş olduğumu söylemem gerekiyor. Özellikle de, işçi sınıfına dönük olarak RP'nin oluşturduğu tehdidi olduğundan büyük görmüş olduğum, geçtiğimiz süre içinde yeterli netlikle ortaya çıktı.Aslında, tüm anlamlarıyla bir burjuva partisi olan RP'nin, tam da bu niteliği nedeniyle yıpranacak olduğundan...

AĞAÇLARA BAKARKEN ORMANI GÖREMEMEK

Günümüzde kapitalizm, bir dünya sistemi olarak yaşamın her alanında varlığını hissettiriyor, bireyin fiziksel ve entellektüel gelişimini sermayenin gereklerine göre sınıflayan kapitalizmde insanın insan üzerindeki sömürüsü kendini sağlık politikalarında da açığa vuruyor. Bu yazının amacı sömürü düzeni devam ettikçe sağlığın da sorun olmaya devam edeceğini göstermek ve bu konudaki ikiyüzlü yaklaşımları teşhir etmek olacaktır.Bugün dünya genelinde sağlık harcamalarına ulusal bütçelerden ayrılan fonların savunma giderlerine göre çok daha sınırlı olduğunu görüyoruz; bu konuda değişik ülkelerden yazarlarca yapılan araştırmalar sistemin gerçek işleyişini aydınlatmaktan uzak olduğu için, bu alandaki aksamanın giderilmesinde radikal çözümler yerine, varolanın iyileştirilmesi ve akılcı kullanımı doğrultusunda önerilerin yeraldığı görülüyor. Oysa...

KÜLTÜR VE POLİTİKA

Bu sunuşu geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleştirmiştim. İnsancıl dergisi yöneticisi arkadaşlarımın sunuşların dergide yayınlamak üzere yazılı hale getirilmesi isteklerini en başından biliyor olmama rağmen sunuşun ertesinde sıcağı sıcağına metni hazırlamayı ihmal ettim. Yoğunluk nedeniyle bu fırsatı ancak Eylül'ün ikinci yansında bulabildim. Elimdeki notlardan ve hafızamda kalan argümanlardan ortaya yukarıdaki metni çıkartabildim. İnsancıl dergisi yöneticileri ve okuyucularından, Nisan ayı sunuşu ile Eylül ayı metni arasında varolacak kaçınılmaz farklılıklardan dolayı özür diliyonım. Ancak sunuşu izleyenlerin de doğrulayacağı gibi bu farklılıklar, argümanların özüne ilişkin değil, ifade ediliş ya da sıralanışlarıyla sınırlıdır. Bugün kültür ve politika ilişkileri üzerine bir çalışmamız, sohbetimiz olacak. Başlamadan bu çalışmamızın...

DOSTLARIMIZ İÇİN…

Bundan iki ay önce bir iddia taşıyorsak ve ille de değişen bir şey varsa, daha iddialı olduğumuz vurgulanmalı. Türkiye sosyalist hareketine, Türkiye devriminin zaferine, Türkiye işçi sınıfının geleceğine inancımızdan bahsedeceksek, daha fazla güvene, daha fazla inanca sahip olduğumuz söylenmeli.Yok, bizden önemli savrulmalar, hat değişiklikleri, moral bozukluğu veya içe kapanma gibi bir değişim bekleniyor veya yakıştırılıyorsa, dostlarımıza şöyle seslenmek isteriz:"Hayır yoldaşlar, biz 'Gelenek' iddiası ile yola çıktık. Bu iddianın talep ettiği bütün alanlara yönelmeye, bütün sorumlulukları üstlenmeye çalıştık. Buradan bir adım geri gidemeyiz. Bizim için her dönemeç, hangi türden sorunlar ortaya çıkarırsa çıkarsın, ancak yola devam etmek için, hedefe daha sağlıklı...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur